GONCAGÜL KONAŞ
Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği (UYUMDER) Başkan Yardımcısı Yaşar Erbil, bağımlılıkla mücadelenin yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Kendi oğlunun bağımlılık süreciyle sarsıcı bir şekilde tanışan Erbil, yıllar süren mücadelesini ve UYUMDER’in bağımlı gençler için verdiği umut dolu savaşı anlattı. “İnsanlar ‘Allah yardımcınız olsun’ dedi ama kimse ‘Bu işin içinde ben de varım’ demedi,” sözleriyle toplumun bu soruna karşı duyarsızlığına dikkat çeken Erbil, bağımlılığın artık yalnızca gençlerin değil, her yaştan insanın sorunu haline geldiğini söyledi.
“EROİN BAĞIMLISI BİR ARKADAŞIYLA YAN YANA OTURMASIYLA HAYATIMIZ ALTÜST OLDU”
Uyuşturucu, Bağımlılıklarla ve Alkolizmle Mücadele Derneği (UYUMDER) Başkan Yardımcısı Yaşar Erbil, bağımlılıkla mücadele sürecinde yaşadıklarını ve derneğin çalışmalarını anlattı. Kendi oğlunun bağımlılık sürecine girmesiyle birlikte mücadeleye başladığını belirten Erbil, yaşadığı çaresizliği dile getirerek, "İlk göz ağrım Alperen, normalde 4 yaşında sporun, 6 yaşında Mehteranın içindeydi. Ancak lise çağında eroin bağımlısı bir arkadaşıyla yan yana oturmasıyla hayatımız altüst oldu. Oğlum, Güney Kore’de düzenlenen Expo Şampiyonası’nda dünya üçüncüsü olmuştu. 2008-2009 yıllarında dünya şampiyonluğu kazanmıştık. Rüyamda sigara içeceğini bile düşünmezdim ama bir gün bağımlılıkla tanıştık ve buz gibi bir şok yaşadık." ifadelerini kullandı.
Bağımlılıkla mücadelenin zorluklarına değinen Erbil, birçok tedavi yöntemini denediklerini belirtti.
"AMATEM, ÇAMATEM, Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki tüm tedavi merkezlerini dolaştık. Oğlum gözümün önünde eriyordu. Kim ne dediyse inandık. Belki bir daire parasından fazla harcadım ama sonuçta koca bir sıfırla karşı karşıya kaldım." dedi.
Bağımlı bireylerin toplum tarafından dışlandığını belirten Erbil, "İnsanlar ‘Vah vah, tüh tüh’ deyip geçtiler. ‘Allah yardımcınız olsun’ dediler ama kimse ‘Bu işin içinde ben de varım’ demedi. Hatta ‘Yapmasaydı’ diyerek suçladılar. Oysa bağımlılıkla mücadele etmek bu kadar basit değil," diyerek toplumun bağımlı bireylere yaklaşımını eleştirdi.
UYUMDER’İN KURULUŞ SÜRECİ
Yaşadığı zorlukların ardından bağımlı ailelere destek olabilmek için harekete geçen Erbil, 2014 yılında UYUMDER’i kurduklarını belirtti. " Türkiye’nin ilk ve tek, tamamen canı yanan ailelerden oluşan bir derneğini kurduk. İnsanlar bize acıyordu ama destek olmuyordu. O yüzden bir araya gelip bir ses oluşturduk. Bir elin nesi var, on elin sesi var dedik ve STK olarak mücadeleye başladık." şeklinde konuştu.
UYUMDER’in bugün Türkiye’nin ikinci büyük rehabilitasyon merkezine sahip olduğunu aktaran Erbil, "Şu anda 51 dönümlük bir arazide, gençlerimizin rehabilite olabileceği köy turizmi konseptinde bir merkez kurduk. Devlet bize doğrudan maddi destek vermedi ama yol gösterdi. Zengin bir hayırseverimiz, okul yaptırmak yerine rehabilitasyon merkezi inşa etti ve şu an burada gençler kendi imkanlarıyla üretim yapıyor." ifadelerini kullandı.
“BAĞIMLILIKLA MÜCADELE EDEN BİREYLERİ YALNIZ BIRAKMAYIN”
Bağımlılık sorununa karşı medyanın yaklaşımını da eleştiren Erbil, "Basın mensupları, bağımlı gençleri sadece vukuat olayları üzerinden anlatıyor. Ancak bu çocuklar annesini öldürecek kadar canavarlaşmadan önce kimse onlara yardım etmedi. Toplum olarak onları dışladık." dedi.
Örnek olarak, iki yıl önce yaşanan bir olayı hatırlatan Erbil, "Bağcılar’da bir genç, annesinin kafasını kesip ikinci kattan aşağı attı. Olay sonrası muhabirler ona ‘Annene nasıl kıydın?’ diye sordu. O ise ‘Anneme söyleyin üzülmesin, bana temiz çamaşır göndersin’ dedi. Yaptığının farkında bile değildi. Çünkü o genç şizofren olmuştu, bağımlılıkla mücadelede yalnız bırakılmıştı." ifadelerini kullandı.
Bağımlılık sorununun toplumsal bir mesele olduğuna dikkat çeken Erbil, "Geçtiğimiz yılda iki genç kızımız Semih adlı bir genç tarafından hunharca öldürüldü. Ancak Semih daha önce 5 kez tedaviye alınmış ve her seferinde salınmıştı. Kimse onun elinden tutmadı ve sonuçta bu korkunç olay yaşandı. Peki onu salanların hiç mi suçu yok?" diyerek bağımlılık tedavilerinin daha etkin yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
‘750 GENCİ REHABİLİTE ETTİK’
UYUMDER olarak bugüne kadar birçok gencin hayatına dokunduklarını belirten Erbil, "Şu ana kadar 750 gencimizi rehabilite ettik. Toplumun bağımlılara karşı bakış açısını değiştirmesi ve onlara sahip çıkması gerekiyor. Yoksa her gün yeni trajediler yaşanacak." dedi.
Bağımlılıkla mücadelenin yalnızca ailelerin değil, toplumun ortak sorumluluğu olduğunu vurgulayan Erbil, "Bizler yılmadık, mücadelemize devam ediyoruz. Ancak bu konuda daha fazla destek ve farkındalık yaratılması şart." ifadelerini kullandı.
“BAĞIMLILIK ARTIK SADECE GENÇLERİN SORUNU DEĞİL”
Erbil, bağımlılıkla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erbil, bağımlılığın artık sadece gençlerin değil, orta yaş grubunun da sorunu haline geldiğini belirtti. "Eskiden bağımlılık daha çok 15-25 yaş aralığında görülüyordu. Ancak son iki üç yıldır 35 yaş üstü insanlar da bağımlılık tedavisi için bize başvuruyor. Hatta 50 yaşında bir baba ile 58 yaşında bir oğlunu gördük. Bu artık sadece gençlerin değil, toplumun genelini etkileyen bir mesele hâline geldi." dedi.
"BAĞIMLILARIN BÜYÜK BİR KISMI ARKADAŞ KURBANI OLDUKLARINI SÖYLÜYOR”
Erbil, bağımlılığa başlamada en büyük etkenin arkadaş çevresi olduğunu vurgulayarak, "Bağımlıların büyük bir kısmı arkadaş kurbanı olduklarını söylüyor. 'Arkadaşım için ölüme giderim' diyen gençler, gerçekten de ölüme gidiyor. Ailelerin en çok dikkat etmesi gereken konu, çocuklarının kimlerle arkadaşlık kurduğudur." ifadelerini kullandı.
BAĞIMLI KİŞİYİ TANIMANIN YOLLARI
Bağımlı kişilerin fiziksel ve davranışsal değişimlerine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Erbil, bazı belirtileri şöyle sıraladı:
"Göz bebeklerinde kanlanma ya da beyaz bir tabaka oluşur."
"Ağız içinde ve çevresinde yaralar görülür."
"Kapüşonlu kıyafetler giyerek kendilerini gizlemeye çalışırlar."
"Temiz insanlarla bir arada bulunmak istemez, nasihat verilmesinden nefret ederler."
"Diş dökülmeleri bağımlılığın önemli bir işaretidir."
"Cebinde iki ya da daha fazla çakmak taşıyan kişilere dikkat edilmelidir. Çünkü çakmaklar uyuşturucuyu eritmek için kullanılır."
"Aşırı parfüm kullanımı, bağımlılığın gizlenmesi amacıyla olabilir."
MADDE KULLANIMININ YAYGINLAŞMASI
Erbil, metamfetamin gibi uyuşturucuların piyasada daha kolay ulaşılabilir hâle geldiğini ve bu durumun bağımlılığı artırdığını belirtti. "Önceden çok pahalı olan bazı maddeler, artık 100 TL gibi düşük meblağlara bile satın alınabiliyor. Ancak bu maddelerin beyne verdiği zarar çok daha büyük. Beyinde şizofreni başlangıcı gibi etkiler yaratabiliyor." dedi.
DEVLETİN VE AİLELERİN ROLÜ
Erbil, ailelerin bağımlı çocuklarını dışlamak yerine onlara sahip çıkmaları gerektiğini belirterek, "Aileler genellikle bağımlı çocuklarını evden kovuyor. Ancak artık kovma zamanı değil, sahip çıkma zamanı. Devletin de bu konuda sorumluluğu büyük. Çünkü bu ülkenin gençlerini kaybetmeye tahammülümüz yok." ifadelerini kullandı.
Bağımlılıkla mücadelede ailelere büyük görevler düştüğünü belirten Erbil, şüpheli durumlarda uzmanlardan destek alınması gerektiğini söyledi.
KRİZLER DOĞAL YÖNTEMLERLE HAFİFLETİLEBİLİR
"Yoksunluk krizine girmiş, titreyen bir kişinin vücut ısısını düşüremezsek, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız." diyen Erbil, bağımlılık krizlerinin doğal yöntemlerle hafifletilebileceğini belirtti. "Bitki çayları, rezene, sarı kantaron, kedi otu inanılmaz rahatlatır. Bunun yanı sıra vitamin takviyesi de yapılmalıdır." dedi.
"BAĞIMLILAR VAHŞETE VARAN BİR ACI ÇEKİYOR"
Bağımlıların yaşadıkları acının çok büyük olduğunu dile getiren Erbil, "Binlerce bağımlıya sordum ama acılarını tarif edemiyorlar. O kemik ve kas ağrısını anlatamıyorlar. 'Allah düşmanımın başına vermesin' diyorlar." ifadelerini kullandı. Bağımlılık krizlerini hafifletmek için ailelere çağırıda bulunan Erbil, "Saatlerce masaj yapın. Hiç üşenmeden, bıkıp usanmadan..." diye konuştu.
"BAĞIMLILAR İÇİN YOKSUNLUK KRİZİ ODASI KURDUK"
UYUMDER olarak rehabilitasyon merkezlerinde çeşitli yöntemlerle bağımlılara destek olduklarını belirten Erbil, "Bizim bir yoksunluk krizi odamız var. Burada iki kurtulmuş bağımlı, hastanın başında kalıyor. Ilık sudan soğuk suya sokarak, bitki çayları ve vitamin takviyesi yaparak, saatlerce masaj yaparak yoksunluk krizlerini azaltıyoruz." dedi.
"SAUNA DETOKS İLE VÜCUDU TEMİZLİYORUZ"
Bağımlılıktan kurtulma sürecinin sağlıklı ilerlemesi için uyguladıkları sauna detoks yöntemine de değinden Erbil, "Bu yöntemi uygulayan az sayıda merkez var. Sauna seanslarında bağımlılar saatlerce terleyerek vücutlarındaki zararlı maddeleri atıyorlar. Madde kullanımına göre vücut renk değiştiriyor. Eroin kullananlar mor, bonzai kullananlar sapsarı oluyor." dedi.
"BAĞIMLILAR MESLEK SAHİBİ OLMALI"
Rehabilitasyon merkezlerinde meslek edindirme kurslarına da önem verdiklerini belirten Erbil, "Bağımlıların yüzde doksanının mesleği yok. Halk eğitimi üzerinden aşçı yardımcılığı, kaynakçılık, cam sanatları, marangozluk gibi alanlarda eğitimler veriyoruz. Buradan çıkan kişi 'hiçbir mesleğim yok' diyemez." ifadelerini kullandı.
"BAĞIMLILIKTAN KURTULUŞ MÜMKÜN"
Bağımlılıktan kurtulmanın imkansız olmadığını vurgulayan Erbil, "Bağımlılara, 'Bağımlılıktan asla kurtuluş yoktur' diyorlar. Bu doğru değil! Yeter ki kişi tamamen dağılmasın, şizofren olmasın. Şizofren olduktan sonra tedavi çok zor. Ama yolun başındayken, ortasındayken gelsinler, biz bunları kurtarırız Allah'ın izniyle." dedi.
Bağımlılıktan kurtulma sürecinin en az altı ay sürdüğünü belirten Erbil, "AMATEM'de yirmi bir günlük tedavi var ama bu süre yeterli değil. Bir bağımlının vücudu ve zihni tamamen temizlenmeden rehabilite olması beklenemez." ifadelerini kullandı.
Çevresinde bağımlı olan ya da kendisi bağımlı olup bundan kurtulmak isteyen herkese kapımız açık diyen Erbil, “0535 637 71 70 bu numaradan bana ulaşabilirler.” dedi.