Malum asgari ücretin belirleneceği toplantılar geldi geliyor, enflasyon ise almış başını gidiyor böyle bir ortamda doğal olarak en önemli soru asgari ücretin ne olması gerektiği.

Peki, asgari ücret ne olmalı:

Bu konuda benim bir seviye telaffuz etmeme gerek yok çünkü asgari ücretin ne seviyede olması zaten bellidir ve bunun altında bir asgari ücret belirlenemez

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından işçilerin eğitimi ve iş mevzuatından kaynaklanan hakları konusunda bilinçlendirilmeleri amacıyla hazırlanmış 40 Soruda İş Kanununda Ücret El Kitabında:

“İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrete asgari ücret denilmektedir. Asgari ücret, uygulamada verilebilecek en düşük ücreti ifade etmektedir. Linyit ve taşkömürü çıkarılan maden işyerlerinde yer altında çalışan işçilerin asgari ücreti ise iki kat olarak uygulanır.” Yazmaktadır.

Sonuç olarak asgari ücret bir ülkede bir çalışanın ailesinin beslenme, barınma, sağlık, giyim vs. asgari temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesini sağlayabilecek en düşük seviyenin üstünde olmalıdır.

Peki, bu seviye nedir?

Asgari ücret belirlenirken işçi tarafının temsilcisi olarak pazarlık masasına oturan Türk-İş’in hesapladığı rakamlara bakmamız bu seviyeyi anlamamız için yeterli olacaktır.

TÜRK-İŞ EKİM 2024 AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI

  • DÖRT KİŞİLİK AİLENİN AYLIK GIDA HARCAMASI TUTARI (AÇLIK SINIRI) 20.432 TL
  • GIDA İLE BİRLİKTE DİĞER TÜM TEMEL HARCAMALAR İÇİN HANEYE GİRMESİ GEREKEN TOPLAM GELİRTUTARI (YOKSULLUK SINIRI) İSE 66.553 TL
  • BEKÂR BİR ÇALIŞANIN AYLIK YAŞAMA MALİYETİ 26.527 TL

Asgari ücret en temelde yoksulluk sınırını yakalamayı amaçladığına göre minimum 66,553 lira olmalıdır!

Üstelik bu 66,553 lira da ekim ayı için geçerli olan seviye daha yeni asgari ücretin emekçilerin eline geçeceği Şubat 2025 ayına iki buçuk ay neredeyse çeyrek yıl var. Enflasyon bu hızla artmaya devam edeceğine göre bu 66,553 lira bile kısa sürede yetersiz kalacaktır.

Peki, bu 66,553 liralık seviye mantıksız ya da ekonomi bilimine aykırı mı?

Elbette hayır…

Neden derseniz?

66,553 lira bu günkü euro kuru ile 1832 euro yapar ve bu seviye ise Avrupa Birliği ortalaması ile fevkalade uyumludur.

Ben sendikalar ve muhalefetin niye bu seviyeyi değil de 30 bin liralar gibi bir seviyeyi talep ettiğini anlamakta gerçekten de zorlanıyorum.

Şimdi birileri kalkıp “ama orası Avrupa” diyecek ve bende onlara Avrupa’da yaşamak, geçinmek Türkiye’den daha pahalı mı? Diye soracağım…

Bu gün Türkiye’de pek çok mal ve hizmet Avrupa’dan daha pahalıdır, hele hele konu ev, otomobil, telefon, bilgisayar ve benzeri ihtiyaçlar olunca emin olun Avrupa çok daha ucuzdur. Hatta bırakın bu tip sınai ürünleri et bile Avrupa’da daha ucuz.

Kiralar derseniz Türkiye ile hemen hemen başa baş bir seviyede…

Dolayısı ile niye bir Türk emekçisi Avrupalı bir emekçiden daha düşük bir ücret alsın ki? Bunun ekonomik bir mantığı olabilir mi?
Eminim ki diğer bir grupta çıkıp “ama bu ücret seviyesi ile üretirsek ihracat yapamayız ki” diye beni eleştirecek.

Bak güzel kardeşim bu ücret seviyeleri ile Almanya, İngiltere, Fransa, Japonya ya da İtalya ihracat devleri olmuyor mu?

Onlar olabildiklerine göre ya biz ihracat yapamayız iddiası tam bir safsatadır veyahut da ihracat yapamamamızın nedeni fahiş kar elde etmek isteyen, sermayesi ve teknolojisi yetersiz dahası niteliksiz patronlardır. Onlar ihracat yapıp para kazanacak diye emekçi sömürüsüne göz mü yumalım?