Bazıları zamanında çıkıp “iki ayyaş bir anlaşma yapmış, gelen geçiyor ama biz para alamıyoruz” diye Montrö...

Bazıları zamanında çıkıp “iki ayyaş bir anlaşma yapmış, gelen geçiyor ama biz para alamıyoruz” diye Montrö anlaşması ve Montrö anlaşmasını İmzalayan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına hiç utanmadan çemkiriyordu…

Keser döndü sap döndü, gün geldi hesap döndü; bu gün bu arkadaşlar gelirlerinin büyük bir kısmını Montrö anlaşması uyarınca dolar bazında elde eden Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün gelirlerine endeksli Devlet İç Borçlanma senedi çıkararak borca para bulmaya uğraşıyorlar.

Konuyu merak edenler daha önce Montrö’nün altınları konusunda yazdığım makaleleri okuyup, youtube kayıtlarını seyredebilirler ama kısaca konunun özü şu Montrö sözleşmesi uyarınca Türk Boğazlarından (Çanakkale Boğazı- Marmara Deniz Geçişi – Karadeniz Boğazı) gemilerin ödeyeceği ücretler Altın Frank üzerinden belirlenmiştir ve toplamda Net Tonaj başına 0,595 Altın Frank’tır. Alınması gereken ücreti Altın Frank’ın içerdiği 24 ayar saf altın üzerinden hesaplarsak net ton başına 0,17 gram 24 ayar, saf altın karşılığı ücret alınacak demektir.

Sonuç olarak 1936’da imzalanan Montrö Anlaşmasına göre Türkiye, boğazlardan geçen her bir gemiden net ton başına 0,17 gram çil çil altın vergi alma hakkına sahiptir.

Sonra’dan bu ücretler dolara çevrilmiştir, bu konunun detaylarını merak eden https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-260654h.htm adresinde yayınlanan makaleme bakabilir.

Çok özendikleri Osmanlı’da borç para bulacak itibarı kalmayınca oranın gelirini buranın gelirini teminat göstererek para aramış ve sonunda Abdülhamit’in imzaladığı Muharrem kararnamesi ile iflasını ilan etmiş, hazinenin anahtarını Düyun-u Umumiye idaresine teslim etmişti. Sonrası malum imparatorluk önce ekonomik bağımsızlığını yitirmiş sonrasında da siyasi ve askeri bağımsızlığı elden gitmişti. Bu arkadaşlar da görünen o ki aynı yolda yürüyor.

Şimdi gelelim bu Gelire Endeksli Senedin detayları meselesine:

Büyük bir şamata ile sanki çok önemli bir şey açıklayacaklarmış gibi gece yarısı duyurdukları bu borçlanma yöntemi daha önce duyulmamış, görülmemiş, uygulanmamış bir şey değil.

Hazineden yapılan açıklamaya göre:

Yatırımcıların Türk Lirası cinsi varlıklara yönelimlerini teşvik etmek amacıyla, bireysel yatırımcılara halka arz yöntemi ile gelire endeksli senet (GES) ihracı gerçekleştirilecek. GES ile getirisi Kamu İktisadi Teşebbüslerinden (KİT) elde edilen ve bütçeye aktarılan hasılat payları ile ilişkilendirilen bir yatırım aracı yaratılmış olmaktadır.

Bu senetler başka yatırımcılara satılamayacak ve devredilemeyecektir, yani bir ikinci el piyasası olmayacak.

GES’lerin getirileri, Kamu İktisadi Teşebbüsleri içerisinde yer alan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nden (KEGM) bütçeye aktarılan hasılat paylarına endeksli olacaktır. Hazine tarafından ihraç aşamasında belirlenen getiri oranı endeksleme yöntemiyle yeniden değerlenecektir. Bu çerçevede, hasılat paylarına ilişkin endeks oluşturulacak ve yatırımcıya ödenecek nihai getiri oranı, ihraç aşamasında Hazine tarafından belirlenen getiri oranının, hasılat payı gerçekleşmeleri çerçevesinde hesaplanacak endeks değeri ile çarpılması yoluyla hesaplanacaktır.

Bahse konu GES’in 3 aylık getirisi asgari % 4,88; azami % 5,65 olarak gerçekleşecek olup, toplam hasılat paylarının belirlenen asgari ve azami sınırlar arasında değişmesi sonucu yatırımcının elde edebileceği getiri oranı da % 4,88 ile % 5,65 arasında değişebilecektir. Yıllık getiri yani faiz oranı basit % 20,56 olacak.

Eeee ne anladım ben bu işteni hem endeks diyorsun hem alt ve üst limit koyuyorsun ya endeks ne demek onu bilmiyor ya da yatırımcıyı yanlış yönlendiriyorsun demek değil mi bu?

İşin açığı Recep Beyin nas takıntısı uğruna faiz dememek için kırk takla atılmış, yıllık basit % 20,56 faiz veren bir borçlanma senedi çıkarılmış.

Gerçek enflasyon % 160, resmi ama gayri ciddi enflasyon oranı bile yüzde 73,50 seviyesinde ama sen yatırımcıya gel paranı yüzde 20 küsur ile bana borç ver diyorsun, bu yatırımcıyı resmen ahmak yerine koymak değil midir?

Ciddi ciddi böyle bir beklenti içine giren bir ekonomi yönetimi gerçeklerden kopmuştur. Hesap kitap bilen, parasına kıymet veren kimse gidip bu senetlerden almaz.

Demedi demeyin bu kafa ile giderlerse ekonomik kriz büsbütün içinden çıkılmaz bir hal alacak…