Bugün 30 Aralık 2023 Cumartesi.

Kabul edilen en yaygın takvime göre, 2023 yılının gitmesine, 2024 yılının gelmesine iki gün kaldı.

2023 nasıl gidiyor, kim gönderiyor, kim götürüyor? 2024 yılı nasıl gelecek, kim gönderecek, kim getirecek?

İnançlara dayalı görüşlerden hareket etsek de karışık bir konu, tam bağımsız bir akılla düşünsek de. Ancak, düşünmeliyiz, düşünmeye değer görmeliyiz.

İnsanın parmağının silahın tetiğine, bombanın ateşleme düzeneğine değmediği, savaşların, işgallerin, fetihlerin yaşanmadığı, çocukların, gençlerin kanlarının, annelerin gözyaşlarının akmadığı, bir canlının diğerinden korkmadığı bir Dünya’yı hayal edebiliyor musunuz?

Hayallerimizi sürdürelim. Soluduğumuz havada, zararlı bir toz parçası, küçücük bir gaz parçası bile yok. Yanından geçtiğiniz sular tertemiz, içebiliyorsunuz. Yaşantımızda doğal olarak ürettiğimiz kirli sularla temiz sular, birbirlerini etkileyemeyecek şekilde akıyor, kirli sular güvenli bir şekilde arıtılıyor, atıklar geri dönüşümle yararlı işler için kullanılıyor.

Üstün bastığımız topraklar da yaşamak sevincimizi artırıyor. Tertemiz. Üstü, çevresi betonlarla, demirlerle kapatılmış veya kuşatılmış değil.

Hiçbir yerde “Girilmez, Yasaktır, Çarpar, Üstünüze Düşer,…” yazmıyor. Silahlı nöbetçiler de yok. Çünkü, insan, insan olmayı, insanlık tarihini yazmayı başarmış demektir o gün.

Hayal bu. Hayal etmesi bile çok güzel bir hayal.

Çağdaşlığı tartışılacak bir kesimin, milyarlarca, milyonlarca ve binlerce yıllık geçmişi hesaba katmadan, takvimi 0’dan başlatması, 0 öncesine, 0 öncesinin insanlarına, devletlerine, topluluklarına, savaştan, fetihten, öldürmekten, kan ve gözyaşından uzak yaşanması için mücadele edenlere büyük haksızlık.

Takvime göre, 2023 yılının bitmek üzere olduğu şu günlerde, şu anlarda, inanıyorum ki, aramızda çok insan “Keşke…..) demiştir, demektedir.

Ülke ismi vermeden paylaşılacak çok “keşke…” diyebileceğim konu ve olay var. Tümü de, vahşi insan ürünü.

Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da, Güney Amerika’da, Kuzey Amerika’da, Avusturalya’da, belki Antarktika’da, canlıların ortaya çıkışından, yaradılışından başlayarak bugüne dek, sular ve topraklar, acaba kaç insanın kanı ile sulandı. Kaç hayvan, kaç başka canlı yok edildi öldürülerek.

Bakınız, soru işareti koymadım, böyle soru olmaz ki. Olsa da yanıtı var mı?

Tarih kitapları ve belgelerde yazan büyük savaşlar, atom bombaları, kentlerin, ormanların zehirli gaz taşıyan bombalarla vurulması, büyük ve silahlı seferler yaşanmasaydı, bugün Dünya çok farklı ve gerçek cennet olurdu. Keşke…

Acaba, geçmişte, bu silahlı güçleri, isteklere, tehditlere veya baskılara dayalı olarak oluşturanlar, öldürme, yıkma emri verenler, ulusları, toplulukları, aileleri parçalayanlar, kadınları, çocukları kaçıranlar, asanlar, baş koparanlar, kılıçtan geçirenler, acı, korku, çığlık, kan ve gözyaşı üretenler bugün mezarlarında, gömüldükleri veya kaldıkları toprak altlarında, yerlerde ne yapıyorlar? Cennet, cehennem?

Yıllardan beri yazılarımda ve söylemlerinde, insanlık tarihinin başlamadığına, insanlık tarihinin, insana, hayvana ve doğaya yönelik insan şiddetinin her yerde sona erdiği zaman başlayacağına değiniyorum.

Ulusal ve uluslararası belgeleri incelediğinizde, bu sözün daha önce bir başkası tarafından kullanılmadığını göreceğinize inanıyorum. Bu ifade asla bir ego değildir. Emek, görüş ve önerilerin çalınması da bir hırsızlıktır, eğer kaynak gösterilmiyorsa.

İnsanın tarihi içindeki Dünya çok kirli. Dünya kendiliğinden kirlenmedi, kan ve gözyaşı içinde kendiliğinden kalmadı. İnsan soyu, insan türü üretti bu kirliliği.

2023 gerçekten bitiyor mu? 2024 yılı tertemiz mi gelecek, tertemiz mi başlayacak?

2023, sevgiden uzak yetiştirilmiş, vahşi insanlar yüzünden utanılması gereken olaylarla 30 Aralık gününe ulaştı. Orta Doğu’da, İsrail ve silahlı çetelerce öldürülen çocuk ve kadın sayısı her gün biraz daha artıyor. Buna neden olanların vicdanlarının da her gün azaldığını yazacağım, ancak vicdan yok ki azalsın. Olmayan, ekilmeyen azalamaz ki.

Hapishanelerde çok sayıda suçsuz insan var Dünya’da ve ülkemizde. Evlerde ve açık alanlarda da çok sayıda katil, azmettirici ve tehlikeli insan.

“İyi”ler çok çok fazla, “iyi”leştirilmesi gerekenler çok çok az, ancak kan ve gözyaşı dökmeyi sürdürüyorlar. Nasıl başarıyorlar utanılası kötülükleri? Çünkü örgütlüler, paralılar, silahlılar, hemen hemen her kötü kesimden destek alıyorlar.

Büyük çoğunluk ise örgütsüz ve dayanışmadan yoksun. Bugün bile, kendilerinden değil, 2024 yılından, iyilik, huzur, başarı ve mutluluk getirmesini bekliyorlar.

2023 yılı, takvime göre gidiyor, aslında giden sadece zaman, rakam, isim. Bugün ve yarın, acaba, çocukların, canlıların kanları, annelerin gözyaşları akmayı sürdürecek, şehitlerin ve öldürülenlerin evlerinde ah’lar, vah’lar ve ağıtlar yükselecek mi?

Acaba, 2024 yılının ilk saatlerinden başlayarak, yerin üstünde, gece karanlığı ve gündüz aydınlığı başlayan yerlerde, silahlı çeteler, “iyi” olmayan insanlar; yalanları, iftiraları, tehditleri, sahtecilikleri başta olmak üzere eski şiddet türlerini sürdürecekler mi, şiddet çeşitlerine yenilerini ekleyecekler mi?

Acaba, ulusal ve uluslararası kuruluşlar, 2023 yılının ayıp, utandırıcı bir yıl olduğu gerçeğinden hareket edecekler mi, yoksa 2024 yılını da, utancın ve ayıbın çok olduğu toplam yıllara eklemeye başlayacaklar mı?

“İyi” anneler, “iyi” kadınlar, “iyi” babalar, “iyi” erkekler, “iyi” toplum önderleri, “iyi” siyasetçiler, ülkenizde ve Dünya’da birlik olun, örgütlenin, “iyi”leştirilmesi gerekenlere, silahsız ve şiddetsiz yöntemlerle, 2024 yılının ve sonrasını kirletmelerine, kan ve gözyaşına boğmalarına izin vermeyin.

Haydi, yerin üstündeki kadın ve erkek melekler, haydi!..