“Otuz kırk yıla kadar, Türkiye diye bir devlet kalmayacak!..”
Bundan önceki, “Hatay Meselesi’ne Dikkat!” başlıklı yazımı, Prof. Dr. Celal Şengör’ün bu ürkütücü sözleri ile tamamlamıştım. Şengör, “1950’den beri Türkiye’de devam eden din eksenli devlet yönetimi, bu şekilde devam ederse, otuz kırk yıla kadar Türkiye diye bir devlet kalmayacak” diyordu.
Ben de o yazımda, 1939 yılında Ana Vatan’a katılan Hatay üzerinde, öteden beri Suriye’nin hak iddiaları bulunduğunu, iç savaş sona erdiğinde, Birleşmiş Milletler nezdinde gerçekleştirilecek yeniden yapılanma sırasında, Hatay’ın risk altında olacağını anlatmaya çalışmıştım.
Hatay’dan sağlıkçılarımızın, kamu görevlilerimizin, duyarlı yurttaşlarımızın, “Hatay, Suriyelilerin işgali altında, Suriyeliler yerli, bizler yabancı gibiyiz...” şeklinde mesajlar paylaşıp, altına ekledikleri şu notlar, son derece düşündürücüydü:
“Hatay’la ilgili ciddi şekilde Suriye propogandaları yapılıyor. Sosyal medya hesaplarından, ‘Hatay’ı alacağız’ diye Türkçe paylaşımlar yapılıyor, binlerce beğeni alıyor... Parkların bahçelerin duvarlarına Arapça, ‘Hatay bizimdir, bizim olacak’ sloganları yazılıyor...”

Yazımın yayınlanmasının üzerinden birkaç gün geçtikten sonra, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladığımız gün yaşananlar ise, adeta kanımızı donduruyordu.

Biz Hatay üzerinde dururken, meğer Gaziantep, daha da beter durumdaymış.. Gaziantep’te Zafer Bayramımızın kutlanacağı alanlara, Hamas’ın, karanlık bir suikastle öldürülen lideri İsmail Haniye’nin devasa posterleri asılmış, üzerlerinde de Arapça ve Türkçe yazılı sloganlar görülüyor...

30 Ağustos Zaferi’nin de, Kurtuluş Savaşımızın da eşsiz komutanı, çağdaş, demokratik, laik hukuk devleti Cumhuriyetimizin de kurucu lideri Atatürk’ün yerinde, İran’da öldürülen sekiz karılı, 4 milyar dolarlık serveti olan ve Katar’da yaşam süren, çocuklarından bir kaçının da İsrail Ordusu’nda görevli olduğu belirtilen Hamas Lideri İsmail Haniye’nin posterleri dalgalandırılıyor...
Yazıklar olsun bu ihanetin peşinden sürüklenenlere... İki yüz milyon Müslüman Arap’ın ve tüm dünyanın sadece seyrettiği, İsrail’in acımasızca harabeye çevirdiği Gazze’nin peşinden, Türkiyemizi de kahretmek isteyenlere yazıklar olsun!..

Neyse ki, Atatürkçü gençler, kısa zamanda bu posterleri indirdiler, yerlerine Atatürk posterlerini astılar.
Atatürk’e ve Cumhuriyetimize husumet besleyenler, vatan topraklarında bu şekilde boy göstermeye kalkışırlarken, aynı gün yurt genelindeki tüm camilerimizde okunan ve Zafer Bayramımızın kutlandığı Diyanet hutbelerinde, Atatürk’ün anılmamış olması da ihanetin bir başka yüzünü ortaya koyuyordu.

Türkiye Cumhuriyeti, bu tür ihanetlere boyun eğmeyecek kadar büyük ve güçlü bir devlettir. Ben, Prof. Dr. Celal Şengör kadar karamsar da değilim ama, bu ihanet politikaları, ülkemizi ve ülkemiz insanını çok büyük sıkıntılara, acılara sürükleyebilir diye endişeleniyorum.
Akıl almaz bir süreçten geçiyoruz, dilerim, sonumuz iyi olur.