GONCAGÜL KONAŞ

Kamuoyunda sıkça tartışılan ceza indirimleri ve Türkiye’deki hukuk sistemine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan S&Z Hukuk Kurucusu Avukat Serap Güliter, Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesinin yanlış yorumlandığını söyledi. “Takım elbise giydiği için indirim aldı” algısının gerçeği yansıtmadığını belirten Güliter, adaletin siyah-beyaz değil, binlerce gri tonu olduğuna dikkat çekerek, “Hakimin görevi, olayın özelliklerini adalet terazisinde en doğru şekilde tartmaktır” ifadelerini kullandı.

“TAKIM ELBİSE GİYDİĞİ İÇİN İNDİRİM ALDI” ALGISI DOĞRU DEĞİL

Alevi kurumlarından siyah çelenkli protesto: “Başkanlığı tanımıyoruz”
Alevi kurumlarından siyah çelenkli protesto: “Başkanlığı tanımıyoruz”
İçeriği Görüntüle

Ceza indirimlerinin toplumda yanlış yorumlandığını söyleyen Güliter, “Takım elbise giydi, onun için indirim aldı’ diye bir şey yok. O indirim, cezanın tamamında değil yalnızca altıda birinde uygulanır. Hakime, olayın özelliklerine göre cezayı bir heykeltıraşın yontması gibi düzenleme imkanı tanır” dedi.

Hakimin, her sanığı aynı kefeye koyamayacağını vurgulayan Güliter, “Otuz beş yaşına kadar sabıkasız yaşamış biriyle, 27 sabıkası olan bir sanığın aynı değerlendirilmesi mümkün değildir. TCK 62, bu farkı gözetmek için vardır” ifadelerini kullandı.

“HER CİNAYET AYNI DEĞİLDİR”

Kamuoyunda cinayet davalarına tek tip gözle bakıldığını belirten Güliter, “Hepsi cinayet, hepsi katil. Ama olaylar birbirinden çok farklı. Trafikte çıkan bir kavga sırasında işlenen cinayetle, para karşılığı planlanarak işlenen cinayet aynı değil. Yine aile baskısıyla cinayet işleyen bir çocukla, günlerce plan yapıp vahşice cinayet işleyen biri aynı kefeye konulamaz” dedi.

“HUKUK, SİYAH BEYAZ DEĞİL; ARADA BİNLERCE TON VAR”

Adaletin karmaşık bir süreç olduğuna dikkat çeken Güliter, “Toplum genelde siyah-beyaz düşünür. Oysa hukukta binlerce gri ton vardır. O nüansları görebilmek, adaletin en önemli kısmıdır” diye konuştu.

TÜRKİYE’DEKİ HUKUK SİSTEMİ

Türkiye’de hukuka duyulan güvene ilişkin eleştirileri de değerlendiren Güliter, “Her sistemin dönem dönem tıkandığı, zorlandığı zamanlar olur. Biz de devletin bir parçasıyız. Ciddi iddialar varsa mutlaka araştırılır. Hem kurum içi müfettişler hem de savcılık soruşturmaları bu süreçleri yürütür” ifadelerini kullandı.

Basının rolüne de değinen Güliter, “Basının çok güzel etkileri var ancak bazen yanlış aksettirme nedeniyle toplum yanlış algılayabiliyor. Bir tek hatalı karar manşet olurken, doğru ve adil kararlar çoğunlukla gündeme gelmiyor. Biz hakimler dosyayı görmeden asla yorum yapmayız. Ancak toplumda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak çok yaygın” dedi.

“TÜRKİYE, AMERİKA’DAN ÖNDE”

Türkiye’nin hukuk sıralamasındaki yerine ilişkin bir soruya yanıt veren Güliter, “Bir kere Amerika’dan önde olduğumuz kesin. Amerika’nın hukuk sisteminin adaletle ilgisi yok. Dünyaya hukuk öğrettiklerini iddia ediyorlar ama iyi hukuk sistemi Kara Avrupası hukukudur: Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere’nin dahil olduğu sistemdir” diye konuştu.

“MERHAMET İLE ADALET ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİ”

Hukukun yalnızca vicdana veya merhamete dayandırılamayacağını belirten Güliter, “Merhametin girdiği kapıdan adalet çıkar. Hakimler belli ölçülerde empati, merhamet ve vicdanla bakar ama her şeyin bir seviyesi vardır. Sadece merhametle de sadece katı kurallarla da adalet sağlanamaz” dedi.

“ADİL YARGILAMAYI HİSSETTİRMEK EN ÖNEMLİ GÖREV”

Adaletin yalnızca teknik mükemmellikten ibaret olmadığını vurgulayan Güliter, “Teknik olarak kusursuz bir karar verebilirsiniz ama asıl mesele taraflara adil bir yargılama yapıldığını hissettirebilmektir. Bugün en büyük sorun, insanların adil yargılandıklarına dair soru işareti taşımalarıdır” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Haber Merkezi