“Bol su için” önerisi artık neredeyse herkesin kulağında. Fakat içtiğimiz suyun gerçekten ne kadar faydalı olduğu, hangi koşullarda saklandığı ve hangi özellikleri taşıdığı çoğu zaman gözden kaçıyor. Uzmanlar, sadece miktarın değil, suyun kalitesinin de sağlıklı yaşamda belirleyici olduğunu söylüyor.

Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ı sudan oluşuyor. Bu yüzden su, sindirimden dolaşıma, cilt sağlığından beyin fonksiyonlarına kadar her sistemin temel taşı. Ancak uzmanlara göre, suyun içeriği en az miktarı kadar önemli.

pH değeri düşük yani asidik sular, mide sorunları ve kemik erimesi riskini artırabiliyor. Bu nedenle içme sularında ideal pH değerinin 7,5 – 8,5 arasında olması gerektiği belirtiliyor. Ayrıca sodyum, magnezyum ve kalsiyum gibi minerallerin dengeli olduğu sular, vücudun elektrolit dengesini korumaya yardımcı oluyor.

Ambalajlı su alırken şişelerin saklama koşulları da büyük önem taşıyor. Güneş ışığına maruz kalan plastik şişelerde, suyun kimyasal yapısı bozulabiliyor ve bu da uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uzmanlar, cam şişede ya da güvenli damacanalarda saklanan suların tercih edilmesini öneriyor.

Sadece yazın değil, kış aylarında da yeterli su tüketimi gerekiyor. Vücut susuz kaldığında halsizlik, baş ağrısı, cilt kuruluğu ve odaklanma sorunları gibi belirtiler görülebiliyor. Günlük su ihtiyacı kişiye göre değişse de ortalama 2 ila 2,5 litre su içilmesi öneriliyor.

Kısacası, su içmek bir alışkanlık, ama doğru su içmek bir bilinç meselesi. İçtiğimiz suyun temiz, dengeli ve doğru şekilde saklanmış olması, sağlığımızı korumanın en basit ama en etkili yollarından biri.

Fransa'da Louvre Müzesi soygununda yeni gelişme
Fransa'da Louvre Müzesi soygununda yeni gelişme
İçeriği Görüntüle

Muhabir: Haber Merkezi