Memlekette bir Osmanlıcılık tutturmuşlar gırla gidiyor, kime sorsan; “ben Osmanlı Çocuğuyum” diyor, Cumhuriyete çemkirip Osmanlı’ya alkış tutuyor...

Öncelikle şunu söyleyeyim: Osmanlı bir halkın ya da milletin değil bir sülalenin adıdır ve o sülaleye mensup olmayan birinin ben “Osmanlı Çocuğuyum” ya da “Osmanlı Torunuyum” demesi tamamı ile gerçeklerden kopuk bir safsatadan ibarettir.

Osmanlı devrinde kul ya da köle olan sıradan insanları egemenlik hak ve özgürlüklerine sahip eşit vatandaş yapan Cumhuriyet’e çemkirip Osmanlıya alkış tutulması ciddi ciddi sorgulanması ve araştırılması gereken, saplantı seviyesine varmış çok ama çok tuhaf bir tercihtir...

Tuhaf bir tercihtir çünkü: Normal şartlar altında herhangi bir insanın egemenlik hak ve özgürlüklerine sahip, eşit ve özgür yurttaş olmaktan vazgeçmesi ve bir hanedanın kulu kölesi olmaya heveslenmesi beklenemez.

Böyle bir tercihte bulunabilmek için iki olasılık vardır:

  1. Böyle bir kişi çok büyük bir olasılıkla özgür ve eşit birey olmaktan korkuyordur ki biz buna özgürlük korkusu diyoruz.
  2. Bu kişiler Osmanlı ile ilgili gerçekleri bilmiyordur.

Özgürlük korkusu, psikolojik bir kavram olarak, bireyin özgür olma ve kendi kararlarını verme sorumluluğundan kaynaklanan kaygı veya kaçınma eğilimini ifade eder. Bu korku, Erich Fromm'un ünlü kitabı "Özgürlükten Kaçış" (orijinal adıyla "Escape from Freedom" veya bazı baskılarda "Fear of Freedom") ile popüler hale gelmiştir. Fromm'a göre, insan özgürlüğün getirdiği yalnızlık, belirsizlik ve sorumluluk yükünden kaçmak için otoriter yapılara, bağımlılığa veya konformizme sığınır.

Bu, bireyselleşme sürecinde ortaya çıkan bir paradoks olarak görülür: Özgürlük insanı güçlendirirken, aynı zamanda onu korkutur çünkü kararlarının sonuçlarından kendisi sorumludur.

Özgürlük korkusunu yaratan temel nedenler şöyle sıralanabilir:

Sorumluluk Korkusu: Özgür olmak, seçim yapmayı ve yaptığı her seçimin sonuçlarını üstlenmeyi gerektirir ve bu da insanları korkutur, rahatlatıcı sınırlamalar (örneğin, toplumsal normlar veya otorite) içinde kalmaya iter.

Varoluşçu Kaygı: Varoluşçuluk felsefesine göre, insan seçim yapma zorunluluğundan korkar ve bu korkuyu bağımlılık veya uydumculuk (conformism) ile aşmaya çalışır.

Tarihsel ve Sosyolojik Bağlam: Fromm, bu korkuyu Orta Çağ'dan modern çağa geçişte bireyin özgürleşmesiyle ilişkilendirir. Nazi Almanyası gibi örneklerde, insanlar özgürlükten kaçarak totaliter rejimlere yönelir.

Sonuçta Osmanlı gibi güçlü, muktedir ve hatta tanrısal olduğu vehmedilen bir hanedanın kulu olma, kararları ve kararların sorumluluğunu ona yükleme arzusu insanların özgürlük korkusundan kurtulmada kullanabileceği bir araç olarak görülebilir.

Açıkça söylemek gerekirse özgürlük korkusu yaşayanlar psikolojik birer vakadır!

Eh bende psikolog olmadığıma göre bu sınıflamaya girenleri ancak tebabete havale edebilirim. Benim yapabileceğim Mülkiye’de siyaset bilimi öğrenimi görmüş biri olarak Osmanlı düzeni ile ilgili gerçekleri insanlara anlatmakla sınırlıdır.

İkinci şıkta bahsettiğim kişiler ise Osmanlı düzeni ile ilgili gerçekleri bilmiyordur. Bu kişiler genellikle hayallerinde Osmanlı dedikleri idealize edilmiş güçlü, muktedir, tüm sorunları çözmüş mükemmel bir düzen kurgular, yaşadıkları günlük sıkıntılardan bunalıp bu ütopik düzene özlem duyarlar.

Aslında bu kişileri yanıltan da çok büyük ölçüde beyinlerine zerk edilmiş Osmanlı’yı idealize eden bilgilerdir!

Aslına bakarsanız bu bilgiler gerçeklikten tamamen kopuk, ideolojik hedefler doğrultusunda beyin yıkama amacı ile üretilmiş tarihi menkıbelerden fazlası değildir.

Osmanlı saplantısına yol açan idealize edilmiş Osmanlı düzenini anlatan hikayeler çok büyük ölçüde soğuk savaş yıllarında komünizme karşı mücadele edecek dindar ve kindar nesiller yaratma gayesi ile üretilmiştir.

Eh siz geçmişi geçmişteki Osmanlı düzenini idealize eder, tüm sorunları çözmüş bir ütopya olarak insanlara anlatırsanız doğal olarak gerçekleri bilmeyen insanlar bu düzene itibar eder, günlük sıkıntılarından ise Cumhuriyet’i sorumlu tutar, Cumhuriyet’i başarısız bulup Cumhuriyet’e tepki duyar.

Oysa Osmanlı ile ilgili gerçekler şu dizelerde saklıdır:

Şalvarı şaltak Osmanlı
Eğeri kaltak Osmanlı
Ekende yok, biçende yok
Yiyende ortak Osmanlı