CHP’nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Tüzük Kurultayı hazırlıkları kapsamında katıldığı televizyon programında, daha önce de tekrarlayıp durduğu şu iddiasını yineledi:
“En kısa zamanda erken seçime gidilmesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olmasını istiyoruz. Erken seçime gidilmesi halinde yeniden aday olabiliyor. Yeniden aday olsun ki, onu seçim yoluyla yenelim, yirmi üç yıllık iktidarına son verelim...”
Hani halkımızın dilinde, “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” şeklinde bir deyim vardır ya, Özgür Özel’in bu sözleri, bana, bu deyimi anımsattı.

Sayın Özgür Özel, siz, Ak Parti lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yasal, anayasal ve etik değerler ortamında bir güreş mi tutabileceğinizi sanıyorsunuz? Yoksa, yineleyip durduğunuz, “Genel Başkan olur olmaz ilk kez katıldığım 31 Mart yerel seçimlerinde, CHP’yi birinci parti yaptım, aynı hızla, yapılacak ilk genel seçimde de Ak Parti’nin 23 yıllık iktidarına son vereceğim” inancından kurtulamıyor musunuz?

Birincisi; 31 Mart yerel seçimleri, ne senin, ne CHP’deki değişimci kadroların, ne de CHP’nin bir başarısı değildir. Yirmi üç yıldan beri türlü yollarla(!) iktidarda kalmayı başaran, 2017 yılında Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni getiren ve adım adım, Tek Adam Rejimi’ne dönüştüren, ülkenin tüm kaynaklarını har vurup harman savuran ve bugün sosyal, siyasal, ekonomik olarak toplumu nefes alamaz hale getiren Ak Parti iktidarına başkaldıran tüm siyasal partilerin, toplumsal kesimlerin el ele vererek sağlıdğı bir başarıdır bu.

Ayrıca bu başarı, siyasilerin ikide bir, “Girdiği dokuz seçimi de kaybetti” diye suçlayıp durduğu, CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kişisel yaşamını ortaya koyarak ve ustaca politikalarla, ceberrut Ak Parti iktidarına karşı tüm toplumsal ve siyasal kesimleri, bir araya getirme çabalarının eseridir.

İkincisi; ilk seçilişinden itibaren sürekli tartışma konusu olan Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yasal olarak gereken yüksek öğrenim diplomasının olup olmadığı bile halen netleşmemişken, Anayasamıza göre üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değilken üçüncü kez de söke söke Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın, şimdi dördüncü kez aday olmasının yolunu açma çabanızın, mantıklı bir açıklaması olabilir mi?

Ak Parti lideri Erdoğan tarafından, şahsına özgü oluşturulan tek adam rejiminin, nelere muktedir olduğunu halen göremiyor musunuz?

MHP lideri Devlet Bahçeli başta olmak üzere eski HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un, eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun, Hizbullahçı HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, hatta BP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın nasıl Erdoğan’ın siyasal potasında eritilip gittiğini görmüyor musunuz? İYİ Parti Eski Genel Başkanı Meral Akşener ve Sinan Ogan’ları filan sayamıyorum bile...
Devletin tüm sosyal, siyasal, ekonomik güçlerini avucunun içerisinde toplamış, Yasama, Yürütme ve Yargı erklerini kendi yetkisine almış, Silahlı Kuvvetler, Emniyet, MİT gibi tüm güvenlik kuruluşlarımızı etkisi altına almış bulunan Ak Parti lideri Erdoğan ile demokratik yollarla güreşebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

CHP Eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yasal girişimler başlatıldı. İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında daha önce verilen yirmi yedi aylık mahkumiyet ve siyasetten men kararı, son günlerde yeniden tartışmaya açıldı.
Seçimi kaybedeceğini gördüğü anda, tek adam rejiminin muktediri Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bir kararname ile ya da aldıracağı mahkeme kararları ile neler yapabileceğini hiç düşünüyor musunuz?.. Ortadoğu bataklığına batmış devletimizin, bir anda kendisini bir savaş ortamında bulmasının, ya da ağır iç çatışmalara sürüklenmesinin, nelere yol açabileceğini göremiyor musunuz?
Bugün sıkıntılar içerisinde debelenen Türkiye’nin meselesi, CHP ve lideri Özgür Özel’in liderliğini kanıtlama meselesi değildir. Muhalefetin görevi, oraya buraya seçim meydanı okumak değil, bugün gerçekten Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı Beka sorununu en iyi şekilde ortaya serip, mücadeleye yönelmektir.