Suudi Arabistan’da yaşanan olaylar ne herhangi bir maçta verilmeyen penaltı, ne sıradan bir hakem hatası, ne de herhangi bir maç sonrası yapılan bir açıklamaya
verilen tepkiye benzer. Bir kere bunun altını çizelim. Elbette gönül, bu saydıklarımın hiçbirisinin olmamasını diliyor. Ancak öyle değerlerimiz var ki, değil o konuda hata yapmak, ağza bile alırken kırk defa düşünmek gerekir. İşte öyle bir değerdir Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal marşı Türk milleti için. Atatürk Fenerbahçelinin de, Galatasaraylının da, tüm diğer takım taraftarlarının da, kısacası herkesin yumuşak karnıdır. Öyle üzerinde
dayatma senaryolarının yapılabileceği bir odak değildir. Tabi ki milli marşımız da aynı şekilde. İşte bu nedenle, Cumhuriyetimizin 100. yılını idrak ettiğimiz şu süreçte, Süper Kupa maçının Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynanacağının açıklandığı
andan itibaren verilen tepkilerin ne kadar doğru olduğu yaşananlarla ayan beyangörüldüğünü söyleyebiliriz.
Haydi anladık bu saçma sapan kararı biraz da maddi kaygılarla aldınız. Peki bu maça dair yapılan protokolde, “Bu kupa Türkiye Cumhuriyeti’nin iki büyük
kulübünün aralarında oynayacağı ve statüsü Türkiye tarafından belirlenmiş bir maç olması nedeniyle, bizim ritüellerimizle oynanır” diyemediniz mi?
Ülkemizde de iki kez gerçekleşen Şampiyonlar Ligi finallerinde bir organizasyonun kurallarına harfiyen uymuyor muyuz? O maçların oynanacağı statlara günler öncesinden giden görevliler, ortamı oynanacak maça göre dizayn etmiyor mu?
Buradan sormak istiyorum; Suudi Arabistan’ın bu anlaşılmaz tutumu, daha doğrusu saçmalamasının altında hangi nedenler yatıyor?
Atatürk’ten alıp veremediğiniz ne? Takımların, ‘Ulu Önder’in ulusumuz için önem taşıyan iki vecizesini içeren pankartla çıkmaları bir yerinize mi battı?
Futbolcuların Atatürk baskılı tişört giymeleri, maç öncesi İstiklal marşı söylenmesi karnınızı mı ağrıttı?
Geçmişte yaşadığımız özel durumlarda da, genellikle kafasını kuma gömen Suudi Arabistan’ın bu tutumu şöyle dursun, pasif ve basiretsiz bir Türkiye
Futbol Federasyonu’na sahip olduğumuzu, bu olay hepimize bir kez daha kanıtladı, Yukarıda da vurgulamaya çalıştığım gibi, bu hadise diğer hiçbir şeye benzemez. Sağcısıyla solcusuyla, Fenerbahçelisi Galatasaraylısı ya da Beşiktaşlısıyla, Kürdüyle Türküyle velhasıl hep birlikte aynı safta buluşacağımız
özel bir durum bu.Tam da bu nedenle, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın hadiseye verdiği tepkiye,
onurlu, omurgalı ve kararlı duruşlarına, bu reaksiyona destek veren diğer tüm
kulüplere de gönülden teşekkürler… Uzun süredir kaos ortamıyla gündemde olan futbol aleminde daha neler yaşayıp
göreceğiz cidden merak ediyorum. Ancak şunu çok iyi biliyorum ki, bu olay öyle kolay kolay kamufle edilecek bir şey değil. Yapılan açıklamalarla
yumuşatılmaya çalışılan bu durumun sonuçlarının nerelere dek gideceğini bekleyip göreceğiz.
Kalın sağlıcakla…