Bazı meslekler, bazı insanlar için yaratılmıştır derler. İlk tanıştığımız yıllarda; içine kapalı, sessiz, işinden ve ailesinden başka bir şeye karışmayan, bir öğretmen/insan izlenimi bırakmıştı bende. Sonraki zamanlarda amcamın kızı ile evlenmesi nedeniyle ve dostluğumuzun gelişmesi, sohbetlerimizin sıklaşmasından sonra gördüm ki, düşündüğümden çok farklı bir insan olduğunu gördüm. Öğretmenliğin ona ne kadar yakıştığını gözlemledim.

Bazı meslekler, bazı insanlar için yaratılmıştır derler. İlk tanıştığımız yıllarda; içine kapalı, sessiz, işinden ve ailesinden başka bir şeye karışmayan, bir öğretmen/insan izlenimi bırakmıştı bende. Sonraki zamanlarda amcamın kızı ile evlenmesi nedeniyle ve dostluğumuzun gelişmesi, sohbetlerimizin sıklaşmasından sonra gördüm ki, düşündüğümden çok farklı bir insan olduğunu gördüm. Öğretmenliğin ona ne kadar yakıştığını gözlemledim.

Ekrem Tuncer, 1961 yılında, Koçubaba Köyünde doğdu. İlkokulu Koçubaba Köyü İlkokulunda bitirdi. Daha sonra öğrenimine köy enstitülerinin devamı olan, Hasanoğlan Atatürk Öğretmen okulu, Antalya/Aksu öğretmen okulu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirerek öğrenimini tamamladı.

1980 – 1983 Yılları arasında Hollanda/Arnhem de işçi olarak çalıştı. Yurtdışından döndükten sonra askerliğini kısa dönem olarak Burdur’da tamamladı.

Öğretmen olarak ilk görev yeri olan, Bingöl’e Türkçe öğretmeni olarak atandı. Bingöl görevini hatırladığında; “BİNGÖL ÇOBANLARI” Şiirinin onu etkileyen şiirlerden bir tanesi olmasının ve hafızasında iz bırakmasının nedeni; İlk görev yeri olması, şiirle bölge koşullarının örtüşmesi ve şiire giriş dizesinin ve şiirin anlattıklarının, bölge insanlarının yaşamlarıyla kendi köyünün ve yöre insanların yaşamlarıyla örtüşmesindendir diye düşünmemek elde değil.

BİNGÖL ÇOBANLARI

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum,

Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.

Bekçileri gibiyiz, “ebenced” (eskiden beri) buraların,

Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların

Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,

Her gün aynı pınardan, doldurup testimizi

Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.

Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni,

Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,

Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;

Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek

Dolaştırıp dururuz aynı “daüssılayı”, (yurt özlemi)

Her adım uyandırır acı bir hatırayı.

Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,

Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam,

Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,

“Suna”mın başka köye gelin gittiği akşam,

Gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla,

Çoban hicranlarını basar bağrına yayla,

– Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al

Diye hıçkırır kaval:

Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,

Daima eğeceksin başkalarına boyun;

Hülyana karışmasın ne şehir ne de çarşı,

Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı,

Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an,

Madem ki kara bahtın adını koydu çoban!

Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,

Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden

Anlattı, uzun uzun.

Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun

Nadir duyabildiği taze bir heyecanla,

Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla

Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,

Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına

Kemalettin Kamu

Doğu görevini, o dönemin deyimiyle, Şark Hizmetini tamamladıktan sonra, Kırıkkale’ye atandı. Yirmi dokuz yıl sürecek olan Kırıkkale’deki görevini; Türkçe öğretmenliği, Müdür yardımcılığı ve Müdür olarak tamamladı ve emekli oldu.

1994 yılında, Anadolu Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Lisansını tamamladı. Evli ve bir oğlu olan Ekrem Tuncer, Ankara’da yaşamını sürdürmekte. Doğa, insan, hayvan ve tüm canlılara karşı olağanüstü bir sevgi besleyen Tuncer, Günlük bir, iki, bazen üç gazete okumak, (günümüzde önemli bir ayrıcalık oldu) kitap okumak, spor yapmak ve özellikle yeni yazarları takip etmek uğraşları arasında. Okuma alanında, özellikle kendi kuşağı yazarlarının gerek etkinliklerine katılarak gerekse kitaplarını alarak maddi, manevi destekte vermesinden mutlu olduğuna bizzat tanık oldum. Bu konuda benim ve yakın dostlarımın da hep yanımda oldu. Teşekkür ediyoruz.

Bir not düşmeden geçemeyeceğim. Mahalle gazete Bayii’nden benim yazılarım çıktığı için özelikle SONSÖZ Gazetesini getirmesini rica etmiştir. Bu çok özel bir ayrıcalıktır benim için.

Örnek bir aydın, bilinçli bir Atatürk ve Cumhuriyet sevdalısı olan Ekrem Tuncer’in günümüz öğretmenlerine örnek olması ve yaşamında sağlık, başarı dileğimle…