İnsan ilişkilerinin olmazsa olmazı, samimiyet, dürüstlük ve mütevazılık… İnsanların kendilerine has öncelikleri olduğunu elbette hepimiz biliyoruz. Zorunlu önceliklerimiz, olmazsa olmazlarımız, insani ihtiyaçlarımız, hayatı kolaylaştıran şeyler, eğitim, sağlık, beslenmek, barınmak, temizlik, aile içi ilişkiler vb.

İnsan ilişkilerinin olmazsa olmazı, samimiyet, dürüstlük ve mütevazılık… İnsanların kendilerine has öncelikleri olduğunu elbette hepimiz biliyoruz. Zorunlu önceliklerimiz, olmazsa olmazlarımız, insani ihtiyaçlarımız, hayatı kolaylaştıran şeyler, eğitim, sağlık, beslenmek, barınmak, temizlik, aile içi ilişkiler vb.

Davranışlarımız her geçen gün değişime uğrar, bu doğal bir durumdur.

Herakleitos “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” der. İnsan ilişkilerinin hangi yönde değiştiğine, ne amaca hizmet ettiğine bakarak bizler de o kişilerle ilişkilerimize aynı düzlemde karar vermeliyiz.

İnsanlar arası ilişkilerde en çok önceliklerin yer değiştirdiğine tanık oluruz çünkü bazı ilişkiler eskiyebilir, özelliğini yitirebilir, yerine başka öncelikler geçebilir bunu doğal kabul etmeliyiz.

Ama bunun eskidiğini ya da gerekçelerini açık açık ortaya koymak gerekir. Değişik bahanelere sığınarak hem ilişki durumunun değiştiğini hem de yeni önceliklerinin inkarını üstü örtülü savunmak sekter bir davranıştır.

Sağlıklı düşünen insanlar, gerçek nedenlerini ortaya koyarak hem karşı tarafı ciddiye aldığını gösterir hem de böyle olmasının gerekliliğini açıklamış olur.

Böyle davranış biçimi hem kırmadan incitmeden ilişkinin devamını sağlar hem de bunu yapan kişiye değer katar.

Şair dostum, güzel insan Nevin KOÇOĞLU’nu aradığımda, peş peşe o kadar proje sıraladı ki, kolaylıklar dilemekten başka bir şey gelmedi aklıma ve sen benim için önceliklisin, aradan ve aklımdan çıkarıp sonra diğer işlerime yoğunlaşacağım dedi. Mutlu oldum iyi ki varsın şair dost, yolun açık, okuyanın çok olsun.

Şair Nevin KOÇOĞLU Gaziantep’te doğdu. Çocukluk yılları İstanbul’da geçti. Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunudur ve aynı üniversitenin sosyoloji bölümünde hâlen öğrencidir. Köy okullarında kütüphane oluşturmayı sosyal sorumluluk projesi olarak seçmiş, uzun yıllar bu konuda çalışmalar yapmıştır. Aktivisttir, Ankara’da yaşamaktadır.

Miletus, Luz Cultural, Pont Suspendu, Our Poetry, Different Truths, Bonyada Kalem, Carear en Salamanca, Mandegar, Turk

ish Literature Magazine, Honer ve Egtesad, Akköy, Yeni e, Kurşun Kalem, Lacivert, Patika, Güney, Eliz Edebiyat, Kurgu, Karşın, Mavi yazı ve şiirlerinin yayınlandığı dergilerdendir. Şiirleri; İspanyolca, İtalyanca, Kürtçe, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça ve Sırpçaya çevrilmiştir. İspanya ve Almanya başta olmak üzere yurtiçi ve dışında uluslararası etkinliklere ve okumalara katılmış, antolojilerde yer almıştır.

Kitapları:

Tanrının Vişne Bahçesi (2013), Tanrının Vişne Bahçesi 2. Baskı (2014), Bexçeyé Vîşneyan é Xweda (2014), Tanrının Vişne Bahçesi 3. Baskı (2018), Tuz ve Gece (2015), Tanrının Vişne Bahçesi / Farsça Baskı-İran (2020), Kuğu Kardinalinin Ölümü (2020)

SİYAH

I

Geceydi, ateşten önceydi…

Işık şehrini birleştiren ahşap köprüde, rüzgâra karşı

oturmuştuk-Malike, ben ve usulca akan Seine.

Bu köprü benim dedi Malike, geceye burada kıvrılalım.

Çıngıların nehri yakışı, yüksek tavanlardan aşan

Ave Maria, rahibin savurduğu yedi asırlık buhur

ve Notre Dame’ın geceye dağılan kalın sesi:

Su ver!

Tütsü günahları temizler mi Malike

Bir damla şarap, bir lokma ekmek

Siler mi?

Nehrin lotuslarına benzer ak kuğular geçiyor

köprümüzün altından, en arkadan geleni gece rengi.

Tanrı öfkeli bir anında parmaklarını nehrin dibine

daldırmış olmalı, üç avuç balçıktan yarattığı bu kusursuz bedene,

kapkaranlık bir ruh üflemiş olmalı.

Kötülüğün katsayısı nasıl hesaplanır Malike?

Ateşin susuz gömleği

Aynaların yanlışlığı

Çürümüş yüz

Biliyorum baş eğecek bir gün iyilik karşısında!

II

Gözlerini bir kez daha kapatıp, taze çiçekler döken

iki mezarı geride bıraktık

Küçük lahitleri, yeni-eski gömütleri.

Uzak ölülüğün derin hüznünü, dilin ateşini.

Toprağı suya doyurup, kuş kâselerini doldurduk

Acıya yazılan mektupları okuduk

Père Lachaise, küllerin evi

Kederli ağaçlar bahçesi…

İnlesin lir,

Kalbim ağrısın en derin yerinden

Çıldırsın rüzgâr

Soyulsun ağaçların kabuğu gövdesinden

III

Montparnasse’da bekliyor dağların ardına gidecek tren,

Acele edelim Malike!