Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen GYODER Uluslararası Yatırımcı Toplantısı’nda konuştu. Buradaki konuşmasında “Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun. En sevdiğim konuda şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim. Bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda cumhurbaşkanımız var, rahat olun. Mevzuatı da değiştiririz. Cumhurbaşkanlığı sistemi içerisinde hızlı bir adım atıyoruz” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen GYODER Uluslararası Yatırımcı Toplantısı’nda konuştu. Buradaki konuşmasında “Bir problem mi yaşadınız? Rahat olun. En sevdiğim konuda şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim. Bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda cumhurbaşkanımız var, rahat olun. Mevzuatı da değiştiririz. Cumhurbaşkanlığı sistemi içerisinde hızlı bir adım atıyoruz” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bu göreve atandığı zaman lise öğrenimini Nizip İmam Hatip Lisesi’nde, üniversite eğitimini ise İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde tamamladığını. Sonra aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans derecesi aldığını söyleyerek bu zat-ı muhterem ekonomist değil, ekonomi bilmiyor nasıl ekonomiyi, maliye ve hazineyi yönetecek diye sormuştum, kimse bir cevap verememişti.
Şimdi bu ifadeleri üzerine üzülerek görüyorum ki Nureddin Nebati sadece ekonomiyi değil devlet adabı ve devlet yönetimini de bilmiyormuş…
Devlet dediğin yapı eğer kanunlar ve kurallar üzerine inşa edilmez, kanunlar ve kurallar uyarınca liyakat ehli kişiler tarafında yönetilmezse çökmeye mahkûmdur. Hele hele bir devlet demokrasi olma iddiasını da taşıyorsa keyfiliğe asla yer veremez, demokrasiler halk egemenliğine dayanan bir kanunlar ve kuralar rejimidir.
Uzun zamandır neoliberal muhafazakâr siyasetçiler bürokrasiden, mevzuat ve bürokrasinin getirdiği kısıtlamalardan sızlanır, şikâyet eder durur. Onlara göre yatırımcı dokunulmaz yatırım kutsaldır, herhangi bir yatırım girişimi çevre, tarih, hukuk, adalet gibi bariyerlere takılmadan dilediği gibi yapılmalıdır. Bizler ise böyle düzenlere tam anlamı ile vahşi kapitalizm demekteyiz.
Vahşi kapitalizmin fazla, daha fazla kar uğruna insana ve doğaya verdiği zararları burada tek tek saymaya gerek görmüyorum, okuyan yazan herkes vahşi kapitalizmin yarattığı insani ve doğal felaketleri biliyor anlatıyor zaten…
Eğer kapitalist sistem kanunlar ve kurallar tarafından kontrol altına alınamazsa sosyal adalet başta olmak üzere tüm toplumsal yapının dibine dinamit koyar, toplumsal yapıyı berhava eder. Eğer kapitalist sistem kanunlar ve kurallar tarafından disipline edilmemiş olsaydı bu gün hala çocuk işçiler bile günde 18 saat, boğaz tokluğuna, her türlü güvenlik ve güvenceden yoksun bir şekilde çalıştırılıyor olurdu.
Vahşi kapitalizm kanunlar ve kurallar tarafından dizginlenmemiş olsa sit alanları üzerine AVM’ler, ormanlara oteller doluşur, korunması gereken doğal alanlar madenler ya da otoyollar ile bölük pörçük bir hale gelirdi.
Kapitalizm zincirlerinden kurtulmayı, kar etmek dışında hiçbir şeyi önemsemeden insanları ve doğal kaynakları sömürmeyi, rekabet kurallarını ortadan kaldırarak tekelleşmeyi pek sever. Nureddin Nebati gibi politikacıların gözlerindeki ışık onların yolunu aydınlatan fener görevi görür, sömürü düzenleri için onları heveslendirir.
Diğer yandan Nureddin Nebati ülkemizi yirmi yıldan fazladır yöneten AKP iktidarının mütemmim bir cüzüdür, yani kanunları, kuralları, mevzuatı yıllardır yazan iktidarın üyesidir. Eğer bu yazılan kanun, kural ve mevzuatta bir hata varsa sorumlusu onlardır. Yok, eğer kanun, kural ve mevzuatta bir sorun yok da uygulamadan kaynaklanan aksaklıklar varsa burada da sorumluluk tamamı ile AKP iktidarına aittir. Son yirmi küsur yıldır hemen her kurum ve kuruluşa atanan kişilerin liyakat ehli olup olmadığı AKP’nin sorumluluğundadır. Bu yüzden Nureddin Nebati’nin şimdi kalkıp bir muhalefet partisi gibi bürokrasi ve mevzuattan şikâyet etme, hele hele yabancıların önünde şikâyet etme hakkı hiçbir şekilde bulunmamaktadır.
Haa dert eğer para ve yatırım gelsin de gerisi önemli değil biz kanun manun takmayız ise buradan peşin peşin söyleyeyim; kazın ayağı hiç de öyle değil, bu iktidar artık gidicidir, topal ördek konumuna düşmüştür yarın iktidar değişince her kime ne söz verilmiş olursa olsun kanunlar ve kurallar işler. Demedi demeyin sonra yanlışa imza atanın da boynu altında kalır, ağlayıp sızlanması bir işe yaramaz…