Yazımın başlığı aynı zamanda ünlü Japon Yazar Haruki Murakami’nin kitabının da başlığı. Deneme kitapları okumayı sevdiğimden geçen hafta Barış Kitabevi’de gözüme çarpan bu deneme kitabını aldım ve hemen okudum. Kitap, Ekim 2019'da Doğan Kitap tarafından yayınlanmış. Japonca aslından çeviren Ali Volkan Erdemir.
Kısaca Murakami’yi tanıtarak yazıma başlayayım. Haruki Murakami, 12 Ocak 1949, Kyoto’da dünyaya gelmiş. Japon romancı, kısa öykü yazarı, çevirmen ve gazetecidir. Japonya’nın 20. ve 21. yüzyıldaki en önemli ve en popüler yazarlarından birisi olarak tanınmıştır. Babası bir Budist din adamı olan Haruki gençliğinin büyük bir bölümünü Kobe’de geçirdi. Üniversite öğrenimini Tokyo’daki Vaseda Üniversitesi’nde tamamlayıp 1975’te mezun oldu. Bir dönem caz kulübü işletmeciliği yaptı.
Marukami’nin ilk kitabı olan “Rüzgârın Şarkısını Dinle ” 1979 yılında Gunzou Edebiyat Ödülü’nü aldı. Bu kitabının ardından “Yaban Koyununun İzinde” isimli romanını 1982 yılında yazdı. Yazar bu eseriyle de Yeni Yazarlar Noma Edebiyat Ödülünü aldı. Ödül alan iki kitaptan sonra “Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu” kitabını yazdı, ve bu kitap da Tanizaki Ödülü’nü kazandı. Fakat yazarı dünyaya tanıtan ve kendinden söz ettiren kitabı tam 16 dile çevrilmiş olan 1987 yılında yazdığı“İmkânsızın Şarkısı” olmuştur. 1995’te yayımlanan “Zemberekkuşu’nun Güncesi” kitabı ile ertesi yıl da Yomiuri Edebiyat Ödülünü kazandı.
Haruki günümüzde Amerikan kültürünün etkisi altında kaldığı ve aşırı Batıcı olmakla eleştirilmiştir. Buna rağmen yine de Japonya’nın XX. yüzyıldaki en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir.
Kitaplarından arta kalan zamanda İngilizceden çeviriler yaptı. J. D. Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar’ını, F. Scott Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby’sini ve Raymond Chandler’ın Elvada Güzelim’ini Japoncaya çevirdi. Aynı zamanda iyi bir bir maraton koşucusu olduğu bilinmektedir.

Murakami’nin1980’lerin sonunda Türkiye’ye ve Yunanistan’a yaptığı seyahatleri 1990 yılında Yağmur ve Cehennem Sıcağı adıyla kitaplaştırmıştır. Murakami’nin Türkçe’ye çevrilen kitapları;
İmkânsızın Şarkısı, Zemberek Kuşu’nun Güncesi, Yaban Koyunun İzinde adlı kitapları Nihal Önol ; Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında adlı kitabı Pınar Polat ; Kadınsız Erkekler, Sputnik Sevgilim ve “Mesleğim Yazarlık” kitapları Ali Volkan Erdemir tarafından Türkçeye çevrilmiştir Diğer kitapları Türkçeye Japonca aslından Hüseyin Can Erkin tarafından çevrilmiştir. Bugüne kadar –benim tespit ettiğim- 24 kitabı Türkçe’ye çevrilmiştir.

“Mesleğim Yazarlık” kitabı neredeyse bir otobiyografik bir eserdir. Yazar bu kitabında nasıl roman yazdığını dile getirmiştir. Aynı zamanda kitabın arka sayfasında da belirtildiği gibi, “Yaşayan en büyük edebiyatçılardan biri olan Haruki Murakami’den bir meslek olarak ‘yazarlık’…Tüm yazma heveslilerine ilham verecek tespitlerle dolu, ‘yazma dersleri’ olarak da okunabilecek bir metin”dir.
Yabancı dili –İngilizce- kendi kendine öğrenen Murakami, okullarda öğretilen yabancı dilin öğretmekten uzak olduğunu belirtiyor. Dil öğrenme konusunda deneyimlerini paylaşan Murakami, “Ben neden yabancı dil öğrenemiyorum? diye sordurtan amaç bilincidir. Eğer bu nokta belirsiz kalırsa, çalışma ıstırap veren bir görev olur.” diyor. (s.136)

Bir başka yazısında, dil ile düşüncelerini dile getirir. “Uzun bir tarihe dayanan sağlam bir güce sahiptir dil. Kim tarafından, ne kadar şiddetli bir şekilde müdahale edilmeye çalışılırsa çalışılsın dilin kendine özgü özellikleri kaybolmaz. Bu yüzden dilin taşıdığı potansiyelden akla gelecek tüm yöntemlerle yararlanmak, verimlilik alanını olabildiğince genişletmek, tüm yazarlara verilmiş özel bir haktır.” (s.39)

Roman yazmanın temelinin aslında hikâye anlatmak olduğunu belirtir. “Roman yazmanın temeli hikâye anlatmaktır. Ve hikâye anlatmak, bir anlamda kendiliğinden bilinçaltına inmektir. Yüreğinizdeki karanlığın dibine dek inmektir. Yazar büyük bir hikâye anlatmaya çalıştıkça daha da derinlere inmek zorundadır….Kuvvetli bir hikâye anlatmaya çalıştıkça onun altındaki karanlık da azar azar ağırlaşıp kalınlaşır.” (s.122)

Roman yazmasında en büyük yol göstericinin kitaplar olduğunu belirtiyor ve roman yazmasının çok kitap okumasıyla olan ilgisini ne güzel anlatıyor. “Eğer kitap diye bir şey var olmasaydı, eğer o kadar çok kitap okumuş olmasaydım, yaşamım muhtemelen şimdikinden çok daha soğuk, gerilimli olurdu. Diğer bir deyişle, benim için okumak denilen eylem, başlı başına bir okuldu. Benim için kurulmuş, sipariş üzerine yönetilen bir okuldu ve ben orada çok sayıda önemli şeyi kendime mal ederek öğrendim.” (s.146)
Çocukluğundan beri Amerikan edebiyatına ilgi duyar. Gençliğinde Kurt Vonnegut ve Richard Brautigan gibi Amerikalı yazarların eserlerini okur. Yaşı ilerledikçe ve son zamanlarda Kazuo Ishiguro, Cormac McCarthy ve Dag Solstad gibi günümüz yazarlarını takip ediyor.

Etkisinde kaldığı yazarlar ise, Dostoyevski, J. D. Salinger, Raymond Chandler, F. Scott Fitzgerald, Jack Kerouac ve Franz Kafka’dır.
“Mesleğim Yazarlık” kitabını çevirerek bize kazandıran Ali Volkan Erdemir’e teşekkür ediyor, öykü ya da roman yazmak isteyenlere yol gösterici olan bu kitabı okumalarını öneriyorum.