Kendimden yola çıkarak kitaplarımı yazmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde, benim takıntılarım neler diye düşündüm ve yazılarımı yazmak için bulunduğum
ortamda kimselerin olmaması verimliliğimi arttırdığını gözlemledim. Çalışmalarımı muhakkak sözsüz klasik müzikler eşliğinde yazmam ise bir başka takıntım.
Dünyaca ünlü yazarların takıntıları konusunda yazılı kaynaklar ve arkadaşlarının anlatımlarıyla bakın onlarda yaşamları boyunca, benim gibi nelere kafayı takmışlar.

YAŞAR KEMAL

Neredeyse bütün kitaplarını kurşun kalemle yazmıştır. Bu takıntısını çok iyi bilen yabancı bir ressam arkadaşı, ona kurşun kalemlerden oluşan bir tablo hediye
etmiştir. İlk eşi Thilda Kemal ile birbirlerine öldükleri zaman aynı yere gömülüp, sonsuza kadar birlikte uyuma sözü vermişler. Bu sözü çok iyi bilen ikinci eşi Ayşe
Semiha Baban, kendi elleriyle Yaşar Kemal’i Thilda Kemal'in yanına defnetmiştir.

FRANZ KAFKA

'Migrenim var, nefes alamıyorum, gözlerim görmez oldu, romatizmam var, kesin yağmur yağacak' gibi sürekli bu tarz sorunlardan bahseden bir hastalık hastasıymış.
Kafka, 'ulu çiğneyici' diyetini çok sever. Bu diyette her lokmanın kırk beş defa çiğnenip, öyle yutulması gerekir diye düşünür. Ayrıca bu diyetle beraber Kafka, şuna
da inanır: 'Tabiat çiğnemeyenleri cezalandıracak.'

SABAHATTİN ALİ-AZİZ NESİN

Sabahattin Ali’nin bir dönem Aziz Nesin ile birlikte çıkardığı Marko Paşa Dergisinde iki ünlü yazar birbiriyle hiç anlaşamazlarmış. Onlarınki tatlı kavgalarmış elbette.
Yoksa bir döneme damgasını vurmuş, çok okunan yazıları ve iddialı içeriğiyle dönemin idarecilerinin dikkatini çekip toplatılmasına ve her iki yazarın da farklı
cezalar almasına neden olan nitelikli bir matbaa ortaya çıkmazdı. Yine de söylentilere göre Sabahattin Ali’nin sanılanın aksine son derece girişken, dış
referanslı ve hareketli bir hayatı olması, nispeten daha içedönük, gereksiz masraf sevmeyen ve sakin bir yaşamı olan Aziz Nesin’i sinirlendirmiş. Bu da fikir
ayrılığından daha çok karakter farklılıkları nedeniyle tatlı ve çetin münakaşalara neden oluyormuş.

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR

Günümüzde de oldukça sık rastlanan rahatsızlıkların başında obsessif ve kompulsif bozukluklar gelmektedir. Bu rahatsızlıkların en bilinenleri ise simetri ve temizliktir. Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerinden biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın da takıntısı temizliktir. Yazar, eldivenleri olmadan asla dışarı çıkmazmış. Bu takıntısı yüzünden 50 yıl boyunca dört mevsim eldiven kullanır. Bunun nedeni ise Gürpınar’ın mikrop kapıp hasta olma korkusuymuş. Yazarın farklı bir alışkanlığı ise tığ ile örgü örmek. Bunu o kadar ilerlemişti ki sürekli Avrupa’dan yeni örgü modelleri getiriyor ve ördüğü takkeleri evde giyermiş.

VİCTOR HUGO

En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri olarak kabul edilen Victor Hugo’nun ciddi  düzeyde "Beğenilme” takıntısı varmış. "Sefiller”, "Notre Dame’ın Kamburu” gibi
önemli ve başyapıt olan eserlerin yazarı olan Hugo’nun bu takıntısı öyle ciddi boyutlara ulaşmıştır ki yaşlanmayı geciktirmek için türlü bakımlar yapmış. Vücudunu
diri tutmak için her sabah buzlu suyla yıkanma ve sesinin güzel çıkması için çiğ yumurta içme gibi alışkanlıkları varmış. Yazar, kötü görünmekten korkar; her zaman
şık giyinir, her gün ama her gün berbere gidip saçını düzelttirir, dakikalarca aynada kendini izlermiş.

JANE AUSTEN(ingiliz yazar)

"Gurur ve Önyargı” kitabıyla bilinen Jane Austen, hayatı boyunca ailesiyle yaşamış bir yazar. Onun en büyük takıntısı, yazdıklarını ailesinin okumaması için gizlemesidir. Yazdıklarını ailesinden köşe bucak saklayan Austen’ın, onları okuyucularından sakınmamış olması bizim için büyük şans.

SEZAİ KARAKOÇ

Ülkemizin önemli düşünür, şair ve yazarlarından biri olan Sezai Karakoç’un en ilginç takıntısı fotoğraf çektirmeyi istememesi ve bundan özellikle kaçınmasıymış.
Günümüze ulaşan fotoğrafları, ise onun haberi olmadan çekilmiş fotoğraflarıdır.

VİRGİNIA WOOLF

İngiliz feminist, yazar, romancı ve eleştirmen Virginia Woolf manik-depresifti. Ancak yaşadığı dönemde henüz kimse bu rahatsızlığı bilmiyor. Çevresindekiler onun deli olduğunu ve sık sık nöbetler geçirdiğini söylermiş. Woolf’un en ilginç takıntısı çok sevdiği kız kardeşi Vanessa’nın resim yaparken ayakta durmasından feyz alarak birçok yazısını ayakta yazmış olmasıymış.

HONORE de BALZAC

"Vadideki Zambak” başta olmak üzere birçok romanının yazarı Balzac, tam bir kahve müptelası. Günde en az yirmi fincan kahve içermiş. Kahve yapacak kimseyi
bulamadığında da kahve çekirdeği çiğnermiş. Bu sayede uyanık kalarak doksandan fazla roman yazmıştır. Balzac’ın bir başka takıntısı ise başucunda yanan bir mum olmadan hiçbir şey yazamaması. Başucundaki mumu gündüzleri dahi yanarmış. Balzac’ın bir takıntısı da yazı yazarken başına bir yün atkı bağlayıp ayaklarını da suya sokması takıntısıymış.

ORHAN VELİ

Sevgili şair ve yazarımız Orhan Veli de tıpkı Balzac gibi bir kahve tiryakisi. Kahvesini bulabildiği en büyük bardaklarla içtiği bilinmektedir.

IMMANUEL KANT

Immanuel Kant’ın en büyük takıntısı dakik olmakmış. Her gün aynı saatte aynı yolda yürüyüş yapar. Kant’ın hiç şaşmadan yıllarca aynı saatte yürüdüğü bu yol
günümüzde, "Filozof yolu” veya "Kant yolu” olarak bilinmektedir. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olan Kant’ın bir diğer takıntısı ise uyumadan önce kendisini battaniyelere sarması. Bu takıntısı yüzünden gün onun için sabah saat 05.00’te başlıyor ve yataktan kalkabilmek için mutlaka bir yardımcıya ihtiyaç duyuyormuş.

TEVFİK FİKRET

Türk şair, öğretmen ve yayıncı Tevfik Fikret’in en büyük takıntısı dört mevsim buzlu su içmesi ve sokağa şemsiyesiz çıkmamasıymış. Şemsiyeyi, sokaktaki insanlarla
göz göze gelmemek, karşılaşmak istemediği kişilerden kaçmak için kullanırmış. Fikret’in bir diğer takıntısı da Tolstoy’u çok sevdiği için devamlı onun gömleklerine
benzer gömlekler giymesiymiş. Yürürken arkadaşlarından hep sağ tarafında yürümelerini isteyen yazar, sebebi sorulduğunda; kalbinin üzerini gösterip, "Orada
Nazime var.” derdimiş.

19.ANKARA Kitap fuarında 1-10 Aralık “YAZAR DÜNYASI” 29/C STANDINDA
KİTAPLARIMI İMZALAYACAĞIM.SİZLERİDE ARAMIZDA GÖRMEKTEN
MUTLULUK DUYARIZ.KİTAP OKUMAK HAYATI TANIMAKTIR