1960'ta bağımsızlığın ardından ilk Cumhurbaşkanı Philibert Tsiranana, yönetimi Fransa'ya sıkı bağlı bir modelle sürdürdü ancak artan ekonomik sorunlar ve öğrenci protestoları sonucunda 1972'de ordu yönetime el koydu. 1975'te iktidara gelen Didier Ratsiraka, sosyalist bir çizgi izledi ve Doğu Bloku'yla yakınlaştı. Ekonomi üzerindeki baskıların artması üzerine 1991'de kitlesel protestolar sonrası Ratsiraka, istifa etmek zorunda kaldı.

16 Aralık 2001'deki seçimler, ülkeyi yeniden krize sürükledi. Seçimde hem Ratsiraka hem rakibi Marc Ravalomanana zafer ilan etti. Haftalar süren tartışmaların ardından Ravalomanana üstünlük sağladı. 2009'da ise Andry Rajoelina, ordunun desteğiyle Ravalomanana'yı devirdi.

Son olarak, Eylül 2025'de Antananarivo'da gençler, su ve elektrik kesintileri, yolsuzluk ve kötü yönetim nedeniyle eylemler başlattı. Kısa sürede büyüyen eylemler, ülke yönetimine karşı protestolara dönüştü. Bu süreçte protestocular ile polisler arasında yaşanan arbede ve çatışmalarda 22 kişi öldü, 100'ün üzerinde kişi yaralandı.

Protestoları dindirmek için Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina, bazı önlemler alsa da yeterli olmadı. Meclis'in 14 Ekim'de görevden aldığı Rajoelina, ülkeyi terk etti. Albay Michael Randrianirina'nın komutasındaki askeri birlikler, çoğu devlet kurumunu feshetti, anayasayı askıya aldı ve yönetime el koydu.

Cumhurbaşkanı Andry Rajoelina'nın görevden uzaklaştırılması ve Albay Michael Randrianirina'nın yönetime el koyması, bu tarihsel döngünün yeni bir halkası olarak kayda geçti.

Madagaskar sömürge tarihi

1895'te Fransız ordusunun Antananarivo'yu işgal etmesinin ardından, ülke 1896'da resmen Fransa'nın kolonisi ilan edildi. Böylece üç yüzyılı aşkın süredir varlığını sürdüren Merina Krallığı ortadan kaldırıldı ve Madagaskar, Fransa tarafından doğrudan yönetilmeye başlandı. Fransız idaresi, yerli halka yönelik zorunlu işçilik sistemi, yüksek vergiler, toprak el koymaları ve kültürel asimilasyon politikalarıyla hatırlandı.

Kolonyal dönemde Fransa, adanın kahve, vanilya, pirinç ve kauçuk üretimini Avrupa pazarına entegre etti ve yerel ekonomiyi sömürge çıkarlarına göre yeniden şekillendirdi. Eğitim ve kamu yönetiminde Fransızca zorunlu hale getirildi, Malgaş kimliği baskı altına alındı.

1947'deki büyük 'Madagaskar Ayaklanması', Fransız yönetimine karşı en kapsamlı direniş olarak tarihe geçti. Ülkenin doğusunda başlayan isyan kısa sürede yayıldı ve on binlerce kişi hayatını kaybetti. Bu olay, ulusal bilincin güçlenmesi ve bağımsızlık mücadelesinin hızlanması açısından bir dönüm noktası oldu.

Fransa, 1958'de Madagaskar'a özerk statü tanımak zorunda kaldı ve iki yıl sonra ise ada halkı, uzun bir sömürge döneminin ardından 26 Haziran 1960'ta tam bağımsızlığını ilan etti. Ancak sömürge döneminden kalan ekonomik bağımlılık, toplumsal eşitsizlik ve idari yapı, ülkenin sonraki siyasi tarihinde derin izler bıraktı.

Ülkenin zenginlikleri halka yansımıyor

Emine Erdoğan'dan Dünya Kadın Çiftçiler Günü Mesajı
Emine Erdoğan'dan Dünya Kadın Çiftçiler Günü Mesajı
İçeriği Görüntüle

Afrika kıtasının doğusunda, Hint Okyanusu'nda yer alan Madagaskar, Afrika ana karasından Mozambik Kanalı ile ayrılan dünyanın dördüncü büyük adası konumunda bulunuyor.

Yüzölçümü yaklaşık 587 bin kilometrekare olan ülke, stratejik konumuyla Afrika kıyıları ile Asya deniz yolları arasında bir geçiş noktası oluşturuyor.

Başkenti Antananarivo olan Madagaskar'ın nüfusu yaklaşık 32–33 milyon civarında. Adanın yerli halkı, tarih boyunca Afrika'nın doğu sahilleriyle Güneydoğu Asya arasındaki göçlerin bir sonucu olarak oluşan Malgaş topluluklarından meydana geliyor. 18 ana etnik grubun bulunduğu ülkede, bunların en büyüğünü yüksek platolarda yaşayan Merina halkı oluşturuyor.

Sakalava, Betsimisaraka, Betsileo ve Antandroy gibi diğer gruplar da ülkenin farklı bölgelerinde yoğunlaşıyor. Bu çeşitlilik, hem kültürel zenginliği hem de zaman zaman politik ve toplumsal ayrışmaları beraberinde getiriyor.

Madagaskar vanilya, kobalt, nikel, grafit ve safir gibi kaynaklara ve eşsiz bir biyolojik çeşitliliğe sahip olmasına rağmen bu zenginlik geniş halk kesimlerinin refahına yeterince yansımıyor. Nüfusun önemli bir kısmı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Elektrik, su ve altyapı yetersizlikleri ile siklon ve kuraklık gibi doğal afetler kırılganlığı artırıyor.

Hint Okyanusu'nun batısındaki stratejik konumu nedeniyle ülke, tarihsel olarak Fransa'nın etkisi altındayken son yıllarda Rusya ve Çin de özellikle maden ve güvenlik işbirlikleri üzerinden daha görünür hale geldi.

Türkiye-Madagaskar ilişkileri her geçen gün ivme kazanıyor

Antananarivo'daki Türkiye Büyükelçiliği 2010'da açıldı ve aynı yıl Madagaskar Ankara'da büyükelçilik açma niyetini bildirdi. Ülkenin Roma Büyükelçiliği Türkiye'ye akredite, İstanbul'da Fahri Konsolosluk bulunuyor.

İkili ticaret hacmi 2024 itibarıyla yaklaşık 82,5 milyon dolar seviyesine ulaştı. Türkiye'nin ihracatında demir-çelik, hububat, elektronik cihazlar, ulaşım araçları, plastik ürünler ve ithalatta tarım ürünleri, baharat, deri, grafit ve kobalt öne çıkıyor.

Türk Hava Yollarının 15 Aralık 2015'te başlattığı İstanbul–Port Louis (Morityus)–Antananarivo hatlı tarifeli seferler ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ocak 2017'deki ziyareti ikili ilişkilere ivme kazandırdı. Bu ziyaret kapsamında dört anlaşma-mutabakat imzalandı ve yaklaşık 150 Türk iş insanı heyette yer aldı.

Bugün altyapı, madencilik, enerji, turizm ve tarım gibi alanlarda işbirliği sürüyor. TİKA ve ilgili kurumlar insani ve teknik yardımlar yürütüyor ve Türkiye Bursları kapsamında Madagaskarlı öğrencilere eğitim imkanı sağlanıyor.

Kaynak: AA