Kitaplığımda bulunan sevgili arkadaşım Orhan Tüleylioğlu’nn ikinci baskısını yapan kitabı “Yalnız Kitap”ı, bugünlerde tekrar okudum. Birinci baskısı Nisan 2014 de um:ag tarafından, ikinci baskısı Destek Medya Grubu tarafından Haziran 2023 de yayımlanmış. İkinci baskısı olan kitap 23 Eylül 2023 günü adıma imzalanmış.
Birinci baskıda toplam 101 yazı var ve tamamı Tüleylioğlu tarafından yazılmış. İkinci baskıda ise 79 yazı var, 10 tanesi “Yankılar” bölümü olarak 7 değişik yazarın kitap hakkındaki yazıları. Kitabın başına aldığı Öner Yağcı’nın yazısı ise Tüleylioğlu’nu tanıtıyor. Ancak ikinci baskıda birinci baskıda bulunmayan yazılar da var. Örneğin birinci baskının ilk yazısı Orhan Kemal’i anlattığı, “Kitap Sevgisiyle Başlayan Çile” ikinci kitapta yok.


Yukardaki bölümü neden yazdım diye soracak olursanız, her iki kitapta okunup bitirildikten sonra kendinizi yüzlerce kitap okumuş gibi hissediyorsunuz. Yazılar oldukça doyurucu ve bilgilendirici. Bu yazımda ikinci baskıyı ele alacağım.
Giriş bölümüne bulunan 1 Ekim 2023 günü Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısında Öner Yağcı; “Kitabın çok okunması için nelerin yapılması gerektiğini, okumayı sevmeyen toplumların ezilmeye mahkûm olduklarını, uygulanan kültür politikalarının ve medyanın kitap okuma konusundaki belirleyiciliğini irdeleyerek ‘Okumak mı O da Ne?’ adıyla kitaplaştıran Tüleylioğlu, Yalnız Kitap adlı çalışmasında, kitapların, yazarların dünyasına gerçekleştirdiği, insani, özgün, büyük yolculukla insan olma sevdasının derinlikleriyle buluşturuyor okuru.” diye tanıtıyor Tüleylioğlu’nu. Devamında, “ Bir kitap okuma kılavuzu, kitaplar kitabı, bir insanı insan kılan bilginin dolaşım sistemini irdeleyen, insan nasıl insan olmalı sorularının yanıtlarını veren bir ansiklopedi olan Yalnız Kitap’ta, bir fidanın gereksinmesi olan toprağın, havanın, suyun, güneşin güzelliklerinden yararlanarak serpilmesi, büyümesi, güzelliğiyle kendini var etmesi gibi kitapların nasıl insanlaştırdığını gösteriyor.”diye sürdürüyor yazısını. Öner Yağcı öğretmenimin dediklerine sonuna kadar katılıyorum. Eğer Öner öğretmenim yazmasaydı, benzer cümleleri ben de yazacaktım.
İkinci bakıda bulunan 79 yazının konusunu buraya almanın, yer açısından imkânı yok. Ancak kitaptan aldığım tadımlık notları sizlerle paylaşacağım.

“Kitap İle Çalar Saat” adlı yazısının sonunda; “Osmanlı Devleti nasıl çağ dışına düştü? V.Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu : Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…” (sayfa 19)

101. sayfada “Kitapları Seviniz” (Yazımın başlığını Gorki’den aldım.) yazısında, gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan Maksim Gorki’yi anlatır Tüleylioğlu. Onun çektiği sıkıntıları dile getirir ve Gorki’nin şu sözlerini yazısına alır: “… Kitapları seviniz; onlar, yaşamımızı daha çekilir hale sokacak, size dostça hizmet ederek düşüncelerin, duyguların ve olguların dolaşık ve gürültülü karmaşasında yolunuzu bulmanıza yardım edecek, kendinize ve başkalarına saygı duymayı öğretecek, yüreği ve aklı, dünya ve insanlık sevgisiyle dolduracaktır.

Kitapları seviniz, onlar bilgi kaynağıdır ve yalnız, bilgiden yararlanılır, ondan örnek alınır; sizi tinsel bir güce kavuşturacak, içtenlikli, dürüst ve akıllı kişiler yapacak, size insanları sevmeyi, insan emeğine saygı duymayı öğretecek, durmak bilmez direncinin eşsiz meyvelerine sıcak bir hayranlık duymanızı sağlayacak olan, kitaptır.” (sayfa 103) Bu yazısında Gorki, kitap sevmenin ne kadar önemli olduğunu vurgularken, kitabın insanı donatarak insanları sevmeyi öğreteceğini belirtiyor.
Yankılar bölümün ilk yazı Işık Kansu’nun “Yalnız Kitap” adlı yazısı. Sırayla Mine G. Kırıkkanat “Düştüğü Yeri Yakan Kitap”, Pen Ayın Kitabı : Yalnız Kitap, Onur Behramoğlu “Yalnız Kitap, Şair Duası, Bob Dylan”, Eren Aysan “ ‘Yağmuru ve Kitapları Al’dım Yanıma”, Zeynep Altıok’un dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yazdığı bir mektup, “İşkencenin Son Noktası: Mektupsuzluk” yazıları yer alıyor.
Bulursanız her iki kitabı da okuyun. Zevkle okuyacağınızdan eminim. İlk kitabı okuyup bitirdiğimde bir arkadaşıma, bir kitap okudum bin kitap okumuş gibiyim demiştim. Siz de inanıyorum ki aynı cümleyi kuracaksınız.