Yazımın başlığını aynı zamanda gazetede bulunan köşe yazılarımın başlığından aldım. Yazıyı okuyunca neden bu başlığı kullandığımı anlayacaksınız.
7 Temmuz günü eşimle birlikte, eşimin memleketi olan Niğde/Bor’a bağlı Kemerhisar’a gittik. Burada 50 gün kaldıktan sonra Ankara’ya döndük. Kemerhisar’a gittiğimizde yanımda hiç kitap götürmemiştim ama tabletimde yaklaşık üç bin kitap kayıtlıydı. Fırsat buldukça bu kitaplardan okuyacaktım.
9 Temmuz günü çarşıya alış verişe çıktığımda Belediye binasının giriş katında bulunan kütüphaneyi gördüm. İçeri girdiğimde yalnız başına oturan kütüphane memuruyla tanıştım. Kütüphaneye üye olarak Kemerhisar’da kaldığım dönemde okuyacağım kitapları aldım. Sizlerle okuduğum bu kitapları paylaşacağım.
İlk aldığım kitap Alfa Yayınları tarafından basılan ve İshak Reyna’nın editörlüğünü yaptığı “Nobel Ödüllü Yazarlardan Öyküler” kitabı oldu. Kitapta 39 yazardan 39 öykü vardı. İlk öykü 1903 Nobel ödülü alan Norveç’li yazar Bjornstgerne Byornson’un “Tehlikeli Bir Çapkınlık” öyküsüydü. Oldukça ilginç bir öyküydü. İlgimi çeken öykülerden biri de 1964 Nobel ödülünü alan Jean-Paul Sartre’nin 299. Sayfada bulunan ve Eray Canberk’in çevirdiği “Herostratos” öyküsü oldu. Bir başka ilginç öykü ise 1968 Nobel ödülünü alan Japon yazar Yasunari Kawabata’nın Muzaffer Uyguner tarafından çevrilen 347.sayfadaki “Ölünün Yüzünün Hikayesi” idi. (Tek tek yazmaya kalksam burası yetmeyeceğinden kitabı okumanızı tavsiye edeceğim) Kitabın ekinde Leyla Tavşanoğlu’nun 475.sayfada bulunan “Nobel edebiyat komitesi daimi sekreteri” Horace Engdahl ile yaptığı oldukça ilginç söyleşisi yer alıyor.
İkinci aldığım kitap Jane Austen’in Hamdi Koç tarafından çevrilen ve Türkiye İş Bankası Hasan Ali Yücel klasikleri serisinden çıkan “Gurur ve Önyargı” kitabıydı.
Bundan sonra aldığım kitapları listeleyip aldığım birkaç notu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ayşe Kulin’in Everest Yayınlarından çıkan “Kanadı Kırık Kuşlar” kitabında ilgimi çeken Naziler tarafından kitabı yakılanlar bölümü oldu. Bu yazarlar : Freud, Einstein, K.Marx,E.Zola, M.Gorki, M.Proust, J.London, E.Hemingway, Thomas Mann, H.Heine. Almanya’da güç durumda kalan Yahudilere iş bulmak için Prof. Philip Shwarz da dikkatimi çeken biri idi. Albert Malche’nin Zürich’te kurduğu “Yurtdışındaki Alman Bilim Adamları Yardım Cemiyeti” aracılığıyla ülkemize birçok bilim insanı getirdiğini de bu kitap aracılığıyla öğrendim.
“Anadolu Anadolu” sevgili arkadaşlarım A.Kadir Paksoy ve Ümit Sarıaslan’ın birlikte yazdıkları ve Anadol’yu anlatan bir gezi kitabıydı.
Aziz Nesin’in “Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim” kitabında 82 kişi hakkında yazdığı yazılardan oluşan ve çok değerli bir kitaptı.
Amin Maalof’un Ali Berktay tarafından dilimize kazandırılan “Doğudan Uzakta” kitabının arka kapaktaki yazısında kitap şöyle tanıtılıyor. “Doğudan Uzakta, gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, hayalleri ve umutları olan bir grup insanın, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılmasını ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi dolayısıyla tekrar ülkelerine dönmeleriyle başlayan 16 günlük bir yüzleşmenin romanı.”
Hüseyin Yurttaş’ın 72 yazar ve şairi anlattığı “Onları Tanıdım” kitabı da baş ucu kitabı olması gereken kitaplardan biri. Özlem Binel’in “Ay Işığım” kitabı da ilginç bir roman olarak aklımda kaldı.
Aziz Nesin’in kendini anlattığı günlükleri olan “Mum Hala1” ve “Mum Hala 2” kitapları da çok ilgiyle okuduğum ve notlar aldığım önemli eserlerden biriydi. Aziz Nesin’i yakından tanımak istiyorsanız bu iki kitabı mutlaka okumalısınız.
Yasunari Kawabata’ya 1968 Nobel ödülünü kazandıran “Karlar Ülkesi” de okuduğum, ilk okumada zor anlaşılan ama ikinci okumada zevk alınan bir kitaptı. Yine Jean Stafford’un 1970 Pulitzer ödülü alan öyküleri Gökçe Yavaş tarafından dilimize kazandırılan ve her öyküsüyle beni büyüleyen bir kitap. Ön kapakta Kirkus Review kitabı şu cümlelerle tanıtıyor : “ Tek kelime ile en iyi yazarlarımızdan birinin en iyi öyküleri bunlar; eşine az rastlanır, sivri, hüzünlü, komik ve şaşırtıcı derecede canlı.”
5 Ağustosta kütüphane memurunun yıllık izne ayrılması nedeniyle tabletimde bulunan kitapları okumaya başladım. Bunlar : Mehmet Özer’in “Sesler, Sözler, Yüzler”, Nadire Mater’in “Sokak Güzeldir”, Coşkun Dokumacı’nın “Geleceğe Yön Veren Başarı Öyküleri”, Falih Rıfkı Atay’dan “Ateş ve Güneş”, Vedat Günyol’dan iki kitap, “Dile Gelseler” ve “Yeni Türkiye Ardında”
Yazımın başlığını neden kitaplar arasında koyduğum anlaşıldı sanıyorum. Kemerhisar’da kaldığım 50 günde 19 kitap toplam 6175 sayfa kitap okumuştum.
Sizlere de sağlıklı günlerde bol okumalar diliyorum.