NOT: Bu yazı duygusal değil, dibine kadar siyasal bir yazıdır.
İntikam dediğiniz şey, hele günümüzde sadece kısırdöngüdür. Kan davasıdır.
Kimse kimseyi sadece ahirete havale etmiyor artık. Herkes, canını yakanın canının yanması için elinden geleni yapıyor ama kimse kendi canının yanmasındaki haklılık payını hesaba katmıyor. Yenilen haltlarda kendi sigortası için ses kaydı alıyor, görüntüleri çekiyor ve servis etmekle tehdit ediyor, şantaj yapıyor işlerini yürütüyor. Ama aynı şey başına geldiğinde neden yeri görü inletiyor?
Yapılan bir yanlışta herkes “ama sen de zamanında böyle yapmıştın” diyerek dünyanın en adaletsiz, en karaktersiz, en bit yavrusu cümlesini kuruyor. İyi de arkadaşım, zamanında yapılan şeyi yanlış bulup eleştirmişsin işte, sen neden yapıyorsun?
İster siyasi partilerde, ister derneklerde, ister ailende, muhalefetteyken eleştirilen, hatta zalimce bulunan uygulamalar neden iktidarda karşı mahalleye uygulanır mesela? Neden senin mağduriyetin, diğerinin mağduriyetinden büyük olsun ki?
Örneğin; başörtüsü yüzünden eziyet çeken, okuma ve çalışma hakları ellerinden alınanlar, neden o vakitler çektiklerini, gücü eline geçirince başka kesimlere uygular? Ya da tam tersi, Avrupai bir yaşam tarzını seçenler neden kendileri güçlüyken, dini bir yaşam tarzı seçenlere böcek muamelesi yapar ki?
Fakirlikle boğuşurken, bir kesime yanaşarak maddi ve manevi gücü eline geçirenler neden fakirken uğradıkları maddi ve manevi haksızlıkları kendi çalışanlarına yapar? Fakirliğin acısını mı unutmuştur yoksa zamanında çektiği çilenin faturasını garibanlara mı kesmektedir?
Bir kadın kendini çirkin bulurken ona eziyet çektiren erkeklerin intikamını, estetik uygulamalarla güzelleştikten sonra neden diğer erkeklerden alır mesela? Hatta çirkin bulduğu diğer kadınları neden ezmeye çalışır? Parasızken kendini reddeden kadınların intikamını, zengin olunca diğer kadınlardan alan erkeklerden ne farkı kalmıştır?
Neden herkes; amirini, müdürünü, öğretmenini, komutanını, anasını, babasını, iş arkadaşını, akrabasını, fırsatını bulunca itin mabadına sokup, oradan çıkarttırmamaya uğraşır?
“Biz de zamanında bunları yaşadık, boşver onlar da yaşasın” minvalindeki cümleler; hangi insanlığın, hangi medeniyetin, hangi vicdanın cümleleridir? Böyle cümleler neden kurulur?
Yukarıdaki tüm soruların cevabı elbette İNTİKAM duygusudur. Ülkeye, siyasete ve bize; tüm eski hatalarıyla yüzleşip barışacak, kendinden öncekinden intikam almayacak ve kısırdöngüyü kıracak ama en önemlisi buna bizi ikna edecek kadar dirayetli insanlar lazım. Yoksa ayrışma ve ötekileşme denizinde daha keskin hatlarla düşmanlaşmaya ve eninde sonunda, galonlarca su yutarak boğulmaya mahkûmuz.
Haydi, kalın sağlıcakla.