Türk ekonomisinin en büyük yapısal sorunu ürettiğinden fazlasını tüketmesi ve yaşamsal ihtiyaçlarını üretememesidir. Bu yüzden de geçmişten bu yana ithalata ve dış borca aşırı bağımlı kırılgan bir ekonomik yapımız vardır.
Türk ekonomisinin en büyük yapısal sorunu ürettiğinden fazlasını tüketmesi ve yaşamsal ihtiyaçlarını üretememesidir. Bu yüzden de geçmişten bu yana ithalata ve dış borca aşırı bağımlı kırılgan bir ekonomik yapımız vardır.
İhraç ederek üretemediklerimizi kolayca ve borçlanmadan ithal edebilmemizi sağlayacak doğal kaynaklarımız ve üretim yapımız olmadığı için el mecbur durmadan borçlanmak, hep daha fazla borçlanmak zorunda kalmaktayız.
Sonuçta borçlanma sorununun yarattığı borç ve kur krizleri ile uğraşmaktan ekonomimizin asli yapısal sorunları ile uğraşmaya vaktimiz ve enerjimiz kalmıyor. Tabiri caizse kapısına icra memuru ha dayandı ha dayanacak korkusu ile yönetilemez duruma düşmüş firmalar gibiyiz.
AKP İktidarının ilk yıllarında aşağı yukarı 2010 – 2011 yıllarına kadar bu borç ve kur krizleri biraz sakinleşmişken önümüzde başta Avrupa Birliğine tam üye olmak üzere yapısal sorunları aşabileceğimiz bir fırsat penceresi açılmıştı. Erdoğan ve ekibi bu fırsatı ne yazık ki heba ettiler, şimdi geldik döndük dolaştık aynı kısır döngüye mahkûm olduk.
Geçtiğimiz günlerde Erdoğan kurlar yükselecek bu sayede ihracatçımızın önü açılacak ihracatımız artacak döviz kazanacağız ve bu kısır döngüden çıkacağız demişti.
Onun bu söylemi üzerine ben ve benim gibi düşünen birçok iktisatçı, kazın ayağı öyle değil ihracat sadece kur artışı ile artırılamaz diyerek itiraz etmiştik ve nitekim dediğimiz aynı ile vaki oldu ve ihracat beklendiği ölçüde artmadı, lakin ithalat beklenmedik ölçüde arttı.
Geçtiğimiz günlerde 2021 yılı Aralık ayı ihracat rakamları ve 2021 yılı verileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle’nin katılımıyla düzenlenen toplantıda açıklanmıştı.
2021 yılı ihracatı geçen yıla kıyasla yüzde 32,9 artışla 225,4 milyar dolara yükseldi, İthalat ise yüzde 23,6 oranında artarak 2021’de 271,3 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı 2021’de yıllık yüzde 7,8 azalarak 45,9 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 83,1’e yükseldi
AKP Genel Başkanı Erdoğan bundan 20 yıl önce 2002 yılında 36 milyar dolardan devraldıkları ihracatı 2021 yılında 6 kattan fazla arttırarak 225 milyar 368 milyon dolara çıkarmayı başarmış olmaktan mutluluk duyduklarını dile getirmişti. Erdoğan “2002’de sadece 87,6 milyar dolar olan dış ticaret hacmimizi 2021 yılında 496,7 milyar dolara ulaştırdık.” Dedi.
Erdoğan’ın bu uzun 20 yıllık dönem için nominal dolar üzerinden bir karşılaştırma yapması elbette doğru değil, bu yüzden bende Erdoğan’ın bu iddiasını ons altın fiyatları ile düzelttim.
2002 Yılına 278.35 USD fiyatından başlayan Ons Altın, 2002 yılı sonunda 342.75 USD fiyatını görmüştü ortalama 300 dolar diyelim.
20 yıl öncenin 36 milyar dolarlık ihracatı 120 milyon ons altın eder buda bu günkü değeri ile 218,3 milyar dolara karşılık gelir.
Erdoğan bütün iktidarı boyunca ihracatı 218,3 milyar dolardan 225,3 milyar dolara çıkararak sadece ve sadece yüzde 3’lük bir artış sağlayabilmiştir, bununla da ne kadar övünse azdır.
Görünen o ki masallarda da dendiği gibi; az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik zannettik ki dünyanın yolunu gittik, herkesin önüne geçtik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gidememişiz.
Dolar enflasyonunu görmeyip, sadece nominal değerler ile iddialarda bulunmak gerçekleri anlamayı, sorunu idrak etmeyi zorlaştırır ve hatta bazı durumlarda imkansız kılar.
Kurlar bu kadar yüksekken bile ihracat artmıyorsa peki, bu sorun nasıl çözülecek?
Bu sorunun çözümü küresel ölçekte talep görecek yüksek katma değerli teknoloji ve tasarım harikası ürünler, mal ve hizmetler üretmekten geçer. Bunları üretebilmek ise elbette her şeyden önce bilgi, nitelikli işveren ve nitelikli işgücü gerektirir.
Bunlar yapılmadan Türkiye’nin yapısal sorunlarını uydur kaydır işler, havadan sudan politikalar ve algı operasyonları ile çözmek hiçbir şekilde mümkün değildir.