TV Kayseri’de katıldığı bir programda konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Enflasyon biraz yüksek olabilir. Ekmek 1 lirayken alamıyorsunuz. Ama bugün 5 lira ile çok rahat alabiliyorsunuz. Burada insanların alım gücünün arttırılması kıymetli” ifadelerini kullanmış.
TV Kayseri’de katıldığı bir programda konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Enflasyon biraz yüksek olabilir. Ekmek 1 lirayken alamıyorsunuz. Ama bugün 5 lira ile çok rahat alabiliyorsunuz. Burada insanların alım gücünün arttırılması kıymetli” ifadelerini kullanmış.
Enflasyon yükseldikçe algı operasyonları çekerek halkı uyutmak derdine düşen iktidar mensupları insaf nedir bilmiyorlar tamam ama en basitinden dört işlem hesap yapmayı da bilmemelerine şaşırmamak elde değildir.
Bakınız: Türkiye Fırıncılar Odası’nın verilerine göre, 10 Eylül 2022 itibarıyla Türkiye genelinde 210 gram ekmek 5 TL’den satılıyor. Bu gramajda ekmeğin 5 liradan satılması demek ekmeğin kilogram fiyatının 23 lira 80 kuruş olması demektir.
Asgari ücret bugün 5 bin 500 Türk Lirası olduğuna göre bir asgari ücretli tüm geliri ile günümüzde ancak 231 kilogram ekmek alabilecek demektir.
AKP iktidarının başında 1 Ocak 2003 tarihinde geçerli olan net asgari ücret ise 225 milyon 999 bin Türk Lirasıydı, o tarihte ekmeğin kilogram fiyatı ise 750 bin liraydı bu hesaba göre ise bir asgari ücretli 2003 yılı başında tüm ücreti ile 301 kilogram ekmek alabiliyordu.
AKP iktidarının beceriksizliği yüzünden asgari ücretlinin sofrasından 70 kilogram ekmek buharlaşmış, halkın alım gücü ve refahı azalmış demektir.
Sevgili okurlarım, AKP iktidara geldiğinde bir asgari ücret ile 12 gram saf altın alınabilmekteydi. Bu gün ise bu 5,5 grama düşmüştür, asgari ücretlinin kaybı 6,5 gram altın mertebesindedir!
Altın uzun dönemli karşılaştırmalarda en çok güveneceğimiz, enflasyondan en az etkilenen mihenk taşı bir nevi kutup yıldızıdır. Bu hesapça asgari ücretlinin eline geçen maaşın değeri AKP iktidarı boyunca yarı yarıyadan fazla azalmış demektir. Bu hesabı denkleştirmek istesek bu gün asgari ücreti 12 bin lira seviyesine çıkarmamız gerekir.
Buna şaşırdık mı? Elbette hayır çünkü AKP dar gelirli ücretli kesime değil para babası patronlara çalışmakta ve öncelikle onların menfaatlerini kollamaktadır.
Türkiye’yi yerlisi ve mültecisi ile ucuz emek deposu haline getirerek patronların hizmetine sunmak AKP’nin temel ekonomik politikasıdır.
Sınırları kontrolsüz şekilde açarak ipini koparanın Türkiye’ye doluşup kayıt dışı kaçak çalışmasına göz yumulmasının arkasında yatan stratejide budur.
Bu sayede emek piyasasında ücretlerin düşmesi ve patronların ucuz emeğin sırtına binerek bol bulamaç para kazanmasının önü açılmaktadır.
Oysa bir ülkede iktidarın başarısının temel göstergesi halkın refahı ve alım gücünün artmasıdır.
Dünya değişiyor ilerliyor Türkiye’de doğal olarak bu değişimin dışında değil. Bundan yirmi yıl evvelki tüketim kalıpları ile bu günkü tüketim kalıplarının bir olmasını beklemek ise zaten anlamsızdır. Uygarlıktaki ilerleme hemen hemen yerkürenin her yanında insanlara daha fazla imkân sunuyor ihtiyaçlarını gidermekte daha başarılı oluyor. Bu yüzden geçmişe yönelik kıyaslama yapmak bir miktar anlam taşısa da asıl önemli olan çağdaşımız diğer ülkelere göre kıyaslama yapmaktır.
Bugün Türkiye’de asgari ücret 300 dolar ya da 300 euro civarındadır. Üstelik dünyada asgari ücretler hem çok daha yüksektir ve hem de ücret karşılığı çalışanlar arasında asgari ücret ile çalışan kişi oranı çok daha düşüktür, AB ortalaması % 9’ken Türkiye’de asgari ücret ile çalışanların oranı % 57’dir.
Türkiye’de asgari ücret 300 euro ile sadece asgari ücretin 248 euro olduğu Arnavutluk’u geçmektedir. Asgari ücret Hollanda’da 1.725, Almanya’da 1.621 ve Fransa’da 1.603 euro seviyesindedir.
Yoksulluğu ile bilinen eski doğu bloku ülkeleri bile Türkiye’nin fersah fersah ilerisindedir. Amerika’da bir aylık asgari ücret tutarı, 2.400 dolar ve ucuz işgücü ülkesi olması ile bilinen Çin’de bile asgari ücret 330 dolar seviyesindedir, Türkiye’de asgari ücret bu gün Çinin bile gerisine düşmüş bulunmaktadır.
Durum bu kadar açık ve net bir şekilde ortadayken iktidar mensuplarının iyiyiz iyi diye konuşması sadece halkın asabını bozmakta ve tepkisini çekmektedir.