Ülkemiz ekonomisinin en önemli sorunlarından biri de işsizlik. Özellikle gençlerimiz arasında her geçen yıl biraz daha artan bir işsizlik problemiyle karşı karşıyayız. Bir zamanlar genç nüfusumuzla övünürken, artık genç işsizlerimiz sayısı arttıkça sıkıntıların da boyutları büyüyor. Bir kere şu gerçeği kabul etmek zorundayız. Türkiye her yıl iş dünyasına katılan yaklaşık 850 bin gencine iş ve aş sağlamak zorunda. Bunun için de her yıl yüzde 5’in üzerinde “gerçek bir büyüme” sağlamalıdır. Bunu sağlayamadığımız sürece ne gençlerimize ne de kadınlarımıza iş bulamayız.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde “Hanehalkı İşgücü Araştırması” sonuçlarını yayınladı. Araştırma sonuçlarına göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre 151 bin kişi azalarak 3 milyon 113 bin kişiye ulaştı. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan yani gerçek işsizliği ifade eden “atıl işgücü” oranı 2024 yılında bir önceki yıla göre 3,9 puan artarak yüzde 26,7 olmuş.

TÜİK’in “resmi” verilerine göre istihdam konusunda neleri yaşamışız 2024’ü nasıl geçirmişiz kısa bir değerlendirmesini yapalım.
İstihdam edilenlerin yani çalışma hayatına katılanların sayısı geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla göre 988 bin kişi artarak 32 milyon 620 bine ulaşmış. Yani istihdam edilenlerin oranı 1,2 puan artarak yüzde 49,5 olmuş. Cinsiyetlere göre yapılan değerlendirmede bu oranın yüzde 66.9’unu erkekler, yüzde 32.5’ini de kadınlar oluşturmuş.

İşgücü rakamlarında durum bir parça daha iyi gibi. 2024 yılında bir önceki yıla göre 837 bin kişi artarak 35 milyon 733 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,9 puan artarak yüzde 54,2 olarak gerçekleşmiş. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,0, kadınlarda ise yüzde 36,8 olmuş.
15-34 yaş grubunda olan 6 milyon 614 bin kişi ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Bu gruptaki 24 milyon 291 bin kişinin yüzde 27,2’si ne gelir getirici bir işte çalışıyor ne de eğitimlerine devam ediyor. Yüksek öğretim mezunu toplam 1 milyon 326 bin gencin yüzde 29,8’i ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Ne eğitimde ne de istihdamda olan genç nüfusun oranı kadınlarda yüzde 40,3 olarak tahmin edildi. Bu yaş grubundaki 4 milyon 808 bin genç kadın eğitim görmüyor ve çalışmıyor.

Kadınların istihdamında uzunca bir süredir olumsuz seyreden tablo farklı bir gerekçeyle de olsa pozitif bir duruma işaret ediyor. Dediğimiz gibi, hane halkı gelirlerinin düşmesi ve yoksulluğun artmasıyla kadınların işgücüne katılımları da artmaya başlamış.
İşgücüne dahil olmayan kadınların 7 milyon 376 bini sadece ev işleriyle meşgul olduğu için çalışma hayatına katılmıyor. Bu sayı 2023 yılına göre yüzde 19 azalmış. Ancak kadın istihdamı yüzde 32,5 ile yüzde 70 seviyesinde olan AB ortalamasının bir hayli gerisinde kalmaya devam ediyor.

Gelelim istihdam edilenlerin sektörlere göre dağılımlarına. İstihdam edilenlerin yüzde 14,8’i tarım, yüzde 20,7’si sanayi, yüzde 6,6’sı inşaat, yüzde 57,9’u ise hizmet sektöründe yer alıyor. Bu tablo bir önceki yılla kıyaslandığında bindelik paylarla bir iyileşme söz konusu.

Bu yüzdeleri rakamlara dökersek, 2024 yılında 4 milyon 827 bin kişi tarım sektöründe, 6 milyon 746 bin kişi sanayi sektöründe, 2 milyon 162 bin kişi inşaat sektöründe, 18 milyon 886 bin kişi hizmet sektöründe istihdam edilmiş. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında istihdam edilenlerin sayısı tarım sektöründe 132 bin, sanayi sektöründe 35 bin, inşaat sektöründe 165 bin, hizmet sektöründe 656 bin kişi artmış.

Özetle;
İşsizlik özellikle de genç işsizlik rakamları gerçek anlamda sıkıntılı bir tabloya işaret ediyor. Burada rakam olarak ifade edilen her bir kişi aslında gelecekteki beklentilerini, gelecekte nasıl bir hayat kurmak istediklerini ifade ediyor.
Bu gençlerimizin hayallerini öldürmeyelim. Onlara özledikleri, hayal ettikleri pırıl pırıl bir ülke yaratalım. Bunun için de akılcı yatırımlar, akılcı projeler gerçekleştirelim. Dünyanın yapay zekayla haşır-neşir olduğu günümüzde bizim kısır politikalarla geçirecek, bırakın bir günü, bir dakikamız olmadığını artık anlayalım.
Bu ülke, birkaç saatlik mesafede onlarca ülkeye ulaşabilecek önemli bir stratejik konumda bulunuyor. Zengin yeraltı kaynaklarına, zengin bir deniz ve tarih turizmine, 150 milyon kişiyi doyurabilecek önemli bir tarım potansiyeline sahip. Sanayileşmede geldiğimiz nokta gerçekten düşman çatlatacak boyutlarda. Yani unumuz, şekerimiz, suyumuz, ateşimiz var ama bir türlü helvayı yapamıyoruz. Sanıyorum, sadece iyi bir aşçıya ihtiyacımız var!