" Bir kızılca kıyamet!
Karışmış birbirine
at, insan, mızrak, demir, yaprak, deri,
gürgenlerin dalları, meşelerin kökleri.
Ne böyle bir alem görmüşlüğü vardır,
ne böyle uğultu duymuşluğu var
Deliorman deli olalı beri..."
Ankara Savaşı sonrası Osmanlı Devleti 'Fetret Devrine' girerek yıkılmanın eşiğine gelmiştir.
Yıldırım Bayezid'in çocukları arasında bir taht kavgası gerçekleşir. Musa Çelebi kardeşi Süleyman Çelebi’yi yenerek payitaht olan Edirne’yi alır.
Musa Çelebi'nin bu zaferden sonra yaptığı ilk işlerden birisi Şeyh Bedreddin'i kazaskerliğe getirmek oldu.
Kısa bir süre sonra, Musa Çelebi’nin kardeşi Mehmed Çelebi, Edirne’yi kardeşi Musa Çelebi’den alır.
Musa Çelebi’nin Kazaskeri Şeyh Bedreddin bu olay sonrası İznik’e gönderilerek kontrol altında tutulur.
Bu gelişmeler üzerine Şeyh Bedreddin’in yakın dostu ve öğrencisi Börklüce Mustafa huruç ederek Aydın civarında Şeyh Bedreddin için büyük bir isyan başlatır.
"Duyduk Mustafa huruç eylemiş
Aydın elinde Karaburunda.
Bedredinin kelamını söylemiş
köylünün huzurunda."
Bu isyan ateşi henüz söndürülemeden Şeyh Bedreddin’in başka bir talebesi Torlak Kemal bu kez Kütahya’da isyan etmiştir.
Şeyh Bedrettin İsyanı
1416 yılında Şeyh Bedreddin de İznik’ten çıkıp Deliorman civarında etrafına toplanan 10 bin yoldaşı ile Osmanlı Devleti’ne karşı isyan eder. Mehmed Çelebi isyanı bastırmak için Beyazit Paşa’yı görevlendirir.
'Madem bu kerre mağlubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayrı uzatman sözü.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak bağrına mührümüzü.."
Beyazit bu isyanı çok kanlı bir şekilde bastırmış ve Şeyh Bedreddin’i de yakalamıştır. Şeyh Bedreddin "Peygamberlik iddiasında" olduğu gerekçesiyle asılarak idam edilmiştir.
"Yağmur çiseliyor,
Serezin esnaf çarşısında
Bedreddinim bir ağaca asıl"ı.
(...)
"Ne ah edin dostlar, ne ağlayın!
Dünü bugüne
bugünü yarına bağlayın"
Nazım Hikmet (Şeyh Bedrettin Destanı)
Şeyh Bedrettin'in gerçekleştirdiği isyan bir "Peygamberlik İddiası" taşımıyordu elbette.
Bedrettin ve yoldaşları, "Yarin yanağından gayrı" her yerde, her şeyde, hep beraber üretebilmek, kazanılan değeri de eşit olarak paylaşmak. Mülkiyet diye bir şey olmaması; hepsinin tanrıya ait olması." düsturu ile hareket eden bir isyan yaratmıştı.
Bu isyan bu yüzden, bugün bile birçok insana dokunabilmektedir.
