Son yıllarda giderek artan siyasette kutuplaşmalar ve ekonomideki kötü gidişat, gençler arasında işsizlik kaygısını da beraberinde getiriyor. Bu nedenle her yıl yüzlerce genç eğitim için yabancı bir ülkeyi tercih ederek yurt dışına gidiyor.

Son yıllarda giderek artan siyasette kutuplaşmalar ve ekonomideki kötü gidişat, gençler arasında işsizlik kaygısını da beraberinde getiriyor. Bu nedenle her yıl yüzlerce genç eğitim için yabancı bir ülkeyi tercih ederek yurt dışına gidiyor.

Gençlerin yurt dışına gitme isteklerinin nedenlerinin başında genellikle ekonomik ve sosyal eşitsizlikler geliyor. Yapılan araştırmalar gençlerin Türkiye’de mezuniyetten sonra iş bulma umutlarının giderek azaldığını gösterirken, Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, en yüksek işsizlik oranlarından birine sahip olarak başı çekiyor.

Almanya merkezli Konrad-Adenauer-Stiftung (KAS) Derneği, Mayıs-Eylül 2021 tarihleri arasında 28 ilde ve 3.243 kişiyle yüz yüze gerçekleştirdiği “Türkiye Gençlik Araştırması 2021” çalışmasını kamuoyuyla paylaştı. Araştırma sonuçlarına göre gençlerin yaklaşık yüzde 72.9’u fırsat verildiği takdirde yurtdışında bir ülkede yaşamak ve okumak istiyor.

100 sorudan oluşan TÜRKİYE GENÇLİK ARAŞTIRMASI 2021 verilerinden elde edilen sonuçlarına göre Türkiye’deki gençlerin çoğu, Türkiye’nin geleceğine ilişkin karamsar bir bakış açısına sahip.

Gelin hep birlikte anket sonuçlarına şöyle bir göz atalım;

“Ankete katılanların %62,8’i Türkiye’nin geleceğini iyi görmediklerini belirtmişlerdir. Türkiye’nin geleceğinden tamamen umutsuz olduklarını belirtenlerin oranı ise %35,2’dir. Türk gençliği özellikle ekonomik duruma karşı karamsar bir bakış açısına sahip ve yaşamları temel olarak hayat pahalılığına, enflasyona ve olası bir ekonomik çöküş korkusuna odaklanmaktadır. Bu nedenle, katılımcıların önemli bir çoğunluğu (%72,9) fırsat verildiği takdirde başka bir ülkede yaşamak istediklerini belirtmişlerdir.

Politikacılara, siyasi partilere ve gazetecilere güvenilmezken (sadece %3,7, %4,4 ve %6,9) ankete katılanların çoğunluğu için bilim insanları (%70.3) ve ordu (%61.8) hala güvenilir yapılar olarak algılanma eğilimindedir. Son dönemde ülkenin Cumhurbaşkanlığı (%19,4) ve adalet sistemi (%11,9) gibi temel kurumsal yapılarına çok az güven duyulduğu görülmektedir”.

Yukarıda sonuçları açıklanan araştırma ve diğer bazı araştırmalar da Türkiye’den beyin göçünün son yıllarda katlanarak arttığına işaret ediyor. Doktor, akademisyen, öğrenci, girişimci… Hemen her alandan yetişmiş önemli sayıda insan gücü ülkeyi terk ediyor. Yurt dışına gidemeyenler de bir arayış içerisinde.

Liselere kadar inen beyin göçü yüksek lisans, doktora öğrencilerinde zirve yapıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2019 yılında 330 bin 289 kişi Türkiye’den yurt dışına göç etti Türkiye’den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin %15,2 ile 25-29 yaş grubu olduğu görüldü. Bu yaş grubunu %13 ile 30-34 ve %12,6 ile 20-24 yaş grubu izledi.

Elde edilen verilere göre Türkiye’den son 3 yılda beyin göçü çok büyük oranda artış gösterdi. 60’lı yıllardaki Avrupa’ya niteliksiz emek göçünün yerini şimdi de doktor, akademisyen, doktora öğrencileri ve girişimci gibi iyi eğitim almış, iyi yetişmiş kişilerden oluşan ‘’nitelikli beyin göçü‘’ yer almaya başladı.

Son yıllarda yüzlerce doktor Türkiye’den farklı ülkelere çalışma amacıyla göç etti. Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre, özellikle son 3 yılda yurt dışına taşınmak isteyen doktor sayısında büyük artış var. 2012’de sadece 59 doktor yurt dışına taşınma amacıyla başvurdu. 2021’in ilk 11 ayında bu sayı 1200’ü aştı.

Sonuç olarak, okumuş, mesleki açıdan iyi eğitim almış bu insanların kıymetini bilmeliyiz. Ülke olarak gençlerimize sahip çıkarak, onlara daha iyi eğitim ve iş olanakları yaratarak beyin göçünü tersine çevirebiliriz diyorum.