Geçmişi hatırlatmak geleceği düşünerek denetim altına almaktır. Bu yazıyı onun için yazdım. Bakın! O tarihlerde Türkiye’de AKP iktidarı döneminde neler oluyor? 

Kürt aydını, yazar ve şair Kemal Burkay’ın gelişini değerlendirirken RTE’nin muhterem Kültür Bakanı: "Ertuğrul Günay'ın, herhalde kendince milli kahraman olarak gördüğü Kemal Burkay'ı otelinde ziyaretinde tahammül edemedikleri resim Atatürk resmi. Kemal Burkay içeri giriyor, Atatürk dışarı çıkacak. Bakanların sıraya girerek methiyeler dizdiği bu adam kim? Her biri makamında kabul etmek için randevu alıyor. İşte iyi polis kötü polis, İmralı canisinden şimdi diyorlar ki bu 'light Apo' diye söylüyorlar.

Habur'da o yargılama yapılırken Türk bayrağı ve Atatürk resmi vardı. Gümrük odasında, o resim ve bayrak indirilmişti problem olmasın diye bugün de Türkiye Cumhuriyetinin bakanlarının yaptığı görüşme yaptığı ortamda Atatürk'ün resmini kamufle etmek için bayrağımız kullanılmakta. 

İşte bu ikinci Habur'dur. Birinci Habur'da devlet töreniyle teröristleri karşıladılar şimdi ikinci Habur açılımıyla Kemal Burkay'ı, federasyoncuyu, bulunmaz Hint kumaşı olarak AKP'nin siyasal Kürtçü politikalarının adeta eşbaşkanı olarak topluma sunma gayreti içinde oldular. 

Hangi dış güçlerin figüranı olarak Türkiye'ye gönderildi. Siyasiler tarafından, bakanlar tarafından karşılanması ve Atatürk'ün resminin dahi kamufle edilmek istenmesi önümüze konulan hain senaryonun bir parçasıdır." 

O zaman ki Cumhurbaşkanı Gül’ün YAŞ sürecini değerlendirmesine ilişkin: "Cumhurbaşkanı'nın bir gazeteciye verdiği demeçte, 'İyi bir başlangıç oldu, onun için' diyerek bu makamları siyasileştirmenin ne anlamı var. Yapacak idiyseniz o zaman söyleseniz ne olurdu, Cumhurbaşkanı kalkıp bir de iyi bir başlangıç oldu Özel'e, biraz sıkıntı olacaktı, işte bu ordunun içine fitne sokmaktır. Bu orduyu siyasileştirmektir. Eğer doğrusu o idiyse niye daha önceki görüşmelerde çözmediniz, bilek güreşi mi yapıyorsunuz."

 Suriye'deki gelişmeleri de değerlendiren: "Şimdi ne oldu ABD istemiyor, tornistan yapıyorlar hemen ABD istemiyorsa ben de ABD'nin bölgedeki jandarması olacağım diyerek bugün geldiğimiz noktada AKP yeni bir rolü özümsemiş gözükmektedir."

YAŞ sürecini değerlendirirken: “eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in isteğini yapmayıp yeni Genelkurmay Başkanı Nejdet Özel döneminde bunu yapmak bu süreçleri siyasileştirmek demektir, bunlar doğru değildir. 'Ordu lağvedilsin' diyenler bugün 'en büyük asker bizim askerimiz' diye yazılar yazabiliyorlar, konuşma yapabiliyorlar. Bu noktada nerdeyse ordunun sivilleşmesi için belki de Genelkurmay Başkanı'nın bile sivil olmasını isteyenler olabilecektir." 

Bu sözleri kimin söylediğini merak ettiniz, değil mi?

Açıklayalım: o tarihte bu sözleri MHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural 5 Ağustos 2011 günü TBMM’nde düzenlemiş olduğu basın toplantısında söylüyor.

TSK’nin içine AKP iktidarının “fitne soktuğunu” söylüyor. “Bu fitnenin sokulmasına” Cumhurbaşkanı Gül’ün önderlik ettiğine işaret ediyor. 

“Bu fitne sokmalar” Vural’ın işaret ettiği biçimde işliyorsa, başta Çankaya, arkasında Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı gibi kurumlar çökertilmiştir. Kurumları çökertenler kurumları nasıl yönetirler?

İzlenen iç politikalarda “Kürt halkı” çökertildi.

Kürt halkının kafasını izlenen politikalar karıştırmıştır.

Kemal Burkay bir Kürt aydınıdır. 8 yıldır akıllarına gelmeyen Burkay’ın devlet töreni ile karşılanması AKP’nin izlemiş olduğu “Kürt politikasının” iflas ettiğini göstermiyor mu? Vural’ın deyimi ile “Ordunun içine fitne” sokulduysa, bu TSK için bir kara lekedir. Bu gibi lekeleri hangi deterjan yıkar? Bizim gibi kamuoyu da merak ediyor. &&&