Demokrasi sözcüğü Yunanca kökenden gelir ve halk, ahali anlamındaki dêmos ile egemen, muktedir anlamındaki krátēs kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş dēmokrateía sözcüğünden türemiştir. Bu sözcük ile ifade edilen kavram halk egemenliğine dayalı sistemleri anlatır.
Biliyoruz ki demokrasinin, en azından modern çağlarda demokrasinin kurucusu Amerikan halkı ve bu ilke üzerine bina edilmiş ilk devlette Amerika Birleşik Devletleridir.
Fakat dünya hızla değişiyor...
Artık alıştığımız, bildiğimiz eski dünyanın sonuna geldik...
Yeni bir dünya ve yeni bir düzen kuruluyor!
Dünya değişiyor çünkü üretim biçimimiz değişiyor ve hem ürettiğimiz ve hem de tükettiğimiz mal ve hizmetlerin içindeki bilgi faktörünün ağırlığı hızla artıyor ve sonuçta teknoloji çok ama çok büyük bir hızla gelişiyor.
Teknoloji Yunanca zanaat, beceri, el sanatları anlamına gelen tekno ile loji bilgi, söz söyleme sözcüklerinden türetilmiştir. İnsanlığın, içinde bulunduğu koşullarla baş etmedeki yetersizliğini gidermek üzere faydalanabileceği malzeme, alet, araç ve yöntemlerin; bulunması, geliştirilmesi ve üretilmesi süreçlerine verilen addır. Kısaca üretme bilgisi, becerisi diyebiliriz.
Uygarlığımız elbette üretim biçiminin değişimine ilk defa tanık olmuyor, üretmeye başladığımız ilk andan itibaren üretim biçimimiz defalarca değişmiştir. Biz bu değişimleri ana hatlarıyla şu şekilde sınıflandırırız:
1- Avcı toplayıcı Çağ
2- Tarım Çağı
3- Sanayi Çağı
4- Bilgi çağı
Aslında bu üretim biçimi değişimlerine yol açan ana etken bilgi birikiminin artması ve bu sayede ortaya çıkan teknoloji değişimleridir.
Her üretim biçiminde üretimde kullanılan üretim faktörlerinin ağırlığı ve birincil üretim faktörü farklıdır. Ekonomi tarihi bize üretim biçimimizin sadece tüketimi ve ekonomiyi değil üstyapıyı yani genel toplum yapısını ve en nihayetinde de yönetim biçimini de etkilediğini göstermektedir.
Gözlemlediğimiz bir diğer unsur ise bir toplumun yönetiminde iktidara sahip olan kişi ya da sınıfı daima birincil üretim faktörüne sahip olmak koşulu belirlemiştir.
Bu çerçevede: Tarım çağında toprak hanedanları, sanayi çağında ise sermaye hanedanları ve bu hanedanlara mensup kişiler egemen olmuş, neticede Feodalizm ve Kapitalizm olarak adlandırılan toplumsal yapılar oluşmuştur.
Şimdi önümüzde yeni bir çağ var ve bu çağ Bilgi Çağı olarak adlandırılıyor.
Bilgi ya da Teknoloji olarak tanımlanan üretim faktörü artık birincil üretim faktörüdür ve bunun sonucunda da bilgiye sahip olan Teknokratların iktidar olması ve Teknokrasi olarak adlandıracağımız yeni bir dönemin başlaması kaçınılmazdır.
Teknokrasi bütün karar verme süreçlerinin teknik uzmanların ellerinde olduğu bir yönetim şeklidir. Yönetim kademelerinde sadece bilgi, deneyim ve yetenek sahibi bilim insanları, mühendisler ve teknolojistler yer alır. Demokrasilerin en büyük problemi olan liyakatsiz popülist ve otoriter kişilerin iktidara gelmesi ve karar alma mekanizmalarında etkili olması bu sistemde mümkün değildir
Teknokrasinin başlıca özellikleri:
Siyasi kurumların yönetimi, teknokratlardan oluşan "uzmanlar kurulu" ile yürütülür.
Siyasi ve ekonomik süreçler bilime ve rasyonalizme dayandırılır.
Teknokrasi kavramının öncülerinden olan Thorstein Veblen bu kavramı 1912 yılında gündeme getirmiştir. Veblene göre, sibernetik sistemlere hakim oldukları için, devleti mühendislerin yönetmeleri gerekir.
Sovyet Rusya devriminin "mühendisler" tarafından yapıldığını ve yeni bir ekonomik sistem olarak Mühendisler Devletinin kurulacağını öngördüğü "The Engineers and the Price System" (Mühendisler ve Fiyat Sistemi) adlı kitabı yayınladı. Bu düşüncelerinin gelişmesini sağlayan kurumlar olan "Teknoloji İttifakı" ve "Teknokrasi Eylemi" adlı açılımlara katkılar yaptı. Önceden öngördüğü 29 Büyük Buhranından üç ay kadar önce öldü.
O zamandan bu güne neredeyse 100 yıl geçti, bu gün geldiğimiz noktada sanayi çağının bittiğini ve kapitalizmin sona erdiğini açıkça görüyoruz.
Bu makaleyi yazmamın sebebi Amerikanın yeni seçilen Başkanının arkasında Elon Musk gibi teknoloji dehalarının olması, bu sınıfın açıkça yönetimde ve karar alma mekanizmalarında etkili olmaya başlamasıdır.
Unutmayın kurbağa yavaş yavaş kaynayan suda piştiğini anlamaz bu misal insanlar da bu yavaş değişimi algılayıp; demokrasinin bittiğini, teknokrasinin kurulduğunu anlayamıyor ve bunun olası sonuçlarını öngöremiyor.
Bende iş işten geçmeden, şimdiden uyarayım dedim...