Seçimlerden sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasının konuşulduğu, Genel Başkanlık tartışmasının yaşandığı ve kurultay kararı alınan Cumhuriyet Halk...

Seçimlerden sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasının konuşulduğu, Genel Başkanlık tartışmasının yaşandığı ve kurultay kararı alınan Cumhuriyet Halk Partisi’nde birçok kişi değerlendirme ve yorumlarda bulunuyor kendi meşrebine göre fikir üretiyor.

Bunlardan biri de eski savcı ve CHP Milletvekili İlhan Cihaner oldu.

Cihaner katıldığı televizyon programında Cumhuriyet Halk Partisinin sol çizgiden ayrıldığını, sağa kaydığını ve hatta merkez sağa kırk milletvekili vererek merkez sağı yeniden dizayn etmeye çalıştığını söyleyerek işi arkaik bir sağ sol tartışmasına getirdi, düğümledi. CHP’nin Deva, Gelecek, Saadet Demokrat Parti ve İYİ Parti ile yaptığı ittifakı bolca eleştirdi, verdi veriştirdi.

Öncelikle Sayın İlhan Cihaner’e öncelikle bugünün ana konusunun sağ sol tartışmaları değil demokrasi otokrasi seçenekleri olduğunu hatırlatmam gerekiyor.

İşin açığı inşa edilen bu günkü tek adam rejimini tasarlayan Erdoğan ve Bahçeli ikilisi kafalarında Türk siyasi yelpazesini maksimum % 40 sol ve minumum % 60 sağ olarak düşünmüşlerdi. Bu düşünce üzerine solda CHP, HDP ve bir iki minik marjinal parti arasında bölünmüş bir yelpaze var onlar ne yaparlarsa yapsınlar % 40’ın üzerine çıkamazlar bizde sağı konsolide eder ve sittin sene iktidar oluruz diye hayal kurmuşlardı.

Açıkça söylemek gerekirse İlhan Cihaner’in önerdiği sağ sol ayrımına geri dönelim ve ittifakları ona göre inşa edelim yöntemi tam da Erdoğan Bahçeli ikilisinin tasarladığı ve istediği yöntemdir.

Ayrıca sol siyasi yelpaze içinde yer alan HDP gibi bazı siyasi partilerin bölücü terör örgütü ile olan yakınlığı sağ siyasi partilere dibine kadar sömürebilecekleri bol, bereketli ve hamasi bir zemin hazırlamaktadır ki bunu son seçimde resmen ittifak yapılmadığı halde nasıl kullandıklarını açıkça gördük.

Şimdi çözüm sürecinde AKP’de ittifak yaptı o neden tepki almadı da CHP alsın diyeceksiniz. AKP seçmen tabanının çok önemli bir kısmının Cumhuriyete ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine karşı olduğu biliniyor. Cumhuriyet tarihi boyunca kurucu iradeye ve değerlere muhalif olan Kürt bölücü hareketi ile İslamcı hareketin birçok defa ortak düşmanlarına karşı ittifak yaptıkları da yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu iki siyasetin hareket tarzı daima düşmanımın düşmanı dostumdur şeklinde olmuştur.

Bu yüzden HDP ile yol yürümek CHP ve milliyetçi parti tabanlarını rahatsız ederken AKP tabanını aynı şekilde rahatsız etmeyecektir.

Her neyse Erdoğan ve Bahçelinin bu tasarımını bozan Kemal Kılıçdaroğlu’nun uyguladığı sağ ya da sol ayrımı yapmadan demokrasi etrafında ittifak etme stratejisi oldu.

Tamam, bu stratejiyi uyguladığı halde Kemal Bey Cumhurbaşkanı olarak seçilmeyi başaramadı, meclis çoğunluğu da Millet İttifakına geçmedi amma ve lakin çok önemli bir kazanım sağlandı Türkiye’de hemen hemen yarı nüfusunu kapsayan en sağdan en sola kadar çok geniş bir yelpaze demokrasi dedi.

Bu strateji Erdoğan ve Bahçeli ikilisinin de dengesini açık ve net olarak bozdu.

Bu ittifak dâhilinde her ne kadar Recep Tayyip Erdoğan’ı üçüncü bir kere daha cumhurbaşkanı olarak seçtirmeyi ve kıl payı ile de olsa meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakında kalmasını sağladılarsa da hayal ettikleri tasarladıkları sağ sol ayrımına dayalı tasarımın işlemediğini ve iktidarın ancak bıçak sırtı bir dengede oluşabildiğini dehşetle gördüler.

İşte bu Kemal Bey’in başarısıdır, bu seçimde demokrasi bloku otokrasi heveslilerine karşı çok ciddi bir güç gösterisinde bulunmuş oldu.

Ayrıca özellikle muhafazakâr kesimde uzun yıllardır şeytanileştirilmiş bir CHP algısı da bu ittifak ve strateji sayesinde yerle yeksan olmuştur. Bu seçimde eskiden kanlı bıçaklı kavgalı olan sağcılar ve solcular bir araya geldi hep birlikte demokrasiyi savundular ki bu bile başlı başına çok önemli bir kazanımdır.

Şimdi CHP yöneticileri ve tabanı kongrede oturup düşünecek; İlhan Cihaner gibilerinin istekleri doğrultusunda eski sağ sol ayrımına dayanan entellerin ve memurların partisi otokrat bir CHP’mi yoksa demokrasi için savaşan, halkla bütünleşmiş, halkın değerleri ile kavga etmeyen yeni bir CHP’mi istiyorlar ona karar verecekler.