Ulus’taki eski oteller artık turistleri değil, emeklileri ağırlıyor. Çünkü kira ödemek hayal oldu. Konut krizi, ev sahibi olamamanın ötesinde, evde kalabilme mücadelesine dönüştü.
Sabah Ankara’nın Ulus semtinde eski bir otelin kapısı açılıyor. İçeriden çıkanlar turist değil. Ne valizleri var, ne fotoğraf makineleri. Çoğu emekli. Odalar günlük kiralanıyor: 200–300 lira. Ay sonunda bakıldığında, bir ev kirasından daha “ucuz”.
Ama mesele ucuzluk değil. Bu insanlar neden otelde yaşıyor? Çünkü artık kira ödeyemiyorlar.
Türkiye’de konut krizini hâlâ “fiyatlar arttı” diye anlatanlar varsa, onları Ulus’a davet edelim. Çünkü mesele ev almak değil, evde kalabilmek.
Ücretler Artıyor, Ama Ev Hayal Oluyor
Son yıllarda “ücretler arttı” deniyor. Doğru. Ama eksik.
Asgari ücret beş kat arttı, kiralar daha fazla. Büyükşehirlerde bir kiracı, gelirinin yarısını yalnızca barınmaya veriyor.
Bu ne demek? Ev artık hayatın geri kalanını dışlayan bir masraf. Yemek kısılıyor, sağlık erteleniyor, kültür hayal oluyor. Ev kalıyor. Çünkü kalmak zorundasınız.
Evler Var, Ama Ev Sahibi Yok
Bir gariplik var bu ülkede; Ev satılıyor ama ev sahibi olunamıyor.
Bankalar kredi vermiyor, konut kredilerinin ekonomideki payı neredeyse yok. Maaşla ev almak artık imkânsız.
Peki, kim alıyor? Nakit parası olanlar. İkinciyi, üçüncüyü alanlar. Ev, barınmak için değil, parayı park etmek için alınıyor. Birileri ev biriktirirken, birileri evsizleşiyor.
Kiracılık, Geçici Değil, Kader
Eskiden kiracılık geçiciydi. “Bir süre idare edelim” denirdi.
Şimdi kalıcı. Ama güvencesiz.
Bugün kiracı olmak, her yıl aynı korkuyla yaşamak demek: “Bu evden çıkarılırsam nereye giderim?”
Ulus’taki oteller bu sorunun cevabı. Çünkü insanlar artık evden eve değil, evden odaya düşüyor.
Sessiz Ama Ağır Yük
Birden fazla evi olana ciddi bir yük yok. Boş duran daireye ceza yok.
Ama kiracı ödüyor: market fişinde, elektrikte, doğalgazda.
Barınma krizi sadece piyasanın değil, tercihlerin sonucu. Kimin korunacağı, kimin korunmayacağı çoktan seçildi.
Bu Bir Kriz Değil, Çöküş
Ulus’taki otel odası bir istisna değil, bir işaret.
Bugün emekli otelde kalıyorsa, yarın çalışan da kalır.
Çünkü mesele bina değil. Mesele, insanların hayatını taşıyamayan bir düzen.
Bir ülkede insanlar yaşlanınca küçülür, dinlenir. Bizde ise sıkışıyorlar.
Konut artık bir hak değilse, hiçbir şey güvende değildir.
Ve bir toplum, insanlarını otel odalarına sığdırarak ayakta kalamaz.
Bir Otel Odasında Çöken Barınma Hakkı
Ertuğrul Kılıç
Yorumlar