Evet, ben bir ekonomistim ve eğer bu konuda herhangi bir şüphesi olan olursa ona rahatlıkla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ya da eski adı ile Mülkiye’den aldığım diplomayı ve hatta isterse 4 yıllık not transkriptimi de gösterebilirim.
Evet, ben bir ekonomistim ve eğer bu konuda herhangi bir şüphesi olan olursa ona rahatlıkla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ya da eski adı ile Mülkiye’den aldığım diplomayı ve hatta isterse 4 yıllık not transkriptimi de gösterebilirim.
Yok, bu yetmez derlerse onlara birlikte okuduğum üniversite arkadaşlarımın uzun bir listesini ve ders aldığım hocalarımın şehadetlerini de sunabilirim.
Bütün bunlar benim bir ekonomist olduğumu ispatlamama fazlası ile yeter de artar lakin bu benim iyi ve başarılı bir ekonomist olduğumu ispatlamaya yeter mi?
Elbette yetmez…
Ziya Paşa çok büyük bir isabetle “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Demiş.
İyi bir ekonomistin öncelikle ekonomiyi doğru anlayıp doğru öngörülerde bulunabilmesi gerekir.
Bu gün ekonomistim diyen bazı arkadaşların üç beş yıl önce dolar kuru 2 – 2,5 lira seviyesindeyken dolar alanın eli yanar dediğini sanırım hepimiz hatırlıyoruzdur. Sonra ne oldu? Dolar alanın mı yoksa almayanın mı eli yandı?
Aynı arkadaş miting meydanlarında nutuk atarken 2023 yılında Türkiye dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olacak da diyordu sonra ne oldu ilk yirmiden bile düştük.
Zatı muhteremin bunun gibi tutmayan ekonomik öngörülerine dair daha birçok örnek kolaylıkla sıralanabilir, ama lafı uzatmanın ve konudan uzaklaşmanın bir âlemi yok.
Bu örneklere baktığımız zaman ben ekonomistim diyen arkadaşımızın ekonomik konularda öngörülerinin hemen hemen hiç tutmadığı çok büyük bir açıklıkla görülebilmektedir.
Üstelik ekonomist olmakla övünen bu arkadaş aynı zamanda ekonomik konularda tek karar verici. Yani sıradan bir ekonomist gibi olayları izleyip, gelişmeleri tahmin etmekle yetinmesi de gerekmiyor, gelişmeleri yönlendirecek kararları almak da elinde. Karar alma hakkı elinde olunca öngörülerinde kullanacağı parametreleri de herkesten daha önce ve çok daha iyi biliyor ama buna rağmen öngörülerini tutturmakta bir türlü başarılı olamıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yap İşlet Devret Projelerine getirdiği eleştirilere karşı “Biz bunların hesaplarını çok yaptık. O vergi memuru. Ama ben ekonomistim. Aramızdaki fark bu” diyen Erdoğan’ın öngörülerinde ne kadar başarısız olduğu konusunda sanırım hemfikirizdir.
Gelelim icraat meselesine.
Bir ekonomist eğer bir devletin ya da bir şirketin yönetimindeyse onun başarı değerlendirmesi sadece öngörü ve yorumları ile yapılamaz, yönettiği devlet ya da şirketin ekonomik başarısı o ekonomistin değerlendirilmesindeki temel ölçüt olur.
AKP Genel Başkanı Erdoğan bu ülkeyi son 20 yıldır yönetiyor özellikle son 4 yıldır da tek başına yönetiyor.
Peki, son 20 yılda Türk ekonomisi ne başarı kaydetti?
Bir ekonominin başarısı öncelikle diğer ülke ekonomileri ile kıyaslanarak ölçülmelidir.
Bunu ölçmenin en önemli kıstası ülkelerin GSMH sıralamalarında bulundukları konumu zaman boyutunda karşılaştırmaktır.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 17.02.2022 tarihinde güncellenen listeye göre Türkiye 795.9 milyar dolarlık ekonomisi ile 21.sıraya gerilemiştir. Türkiye 2020 yılına kadar G-20 adı verilen dünyanın en büyük ekonomilerine sahip ilk 20 ülke arasında çoğu kez de 17’nci sırada yer alıyordu. Bu Erdoğan’ın ilk 10 ülke arasına gireceğiz iddiasına karşın ilk 20 ülkenin bile dışına çıktığımızı açıkça göstermektedir.
Bu ilk 20 sıralaması elbette önemli ama çok daha önemli olan kişi başına düşen gelirdir, bu gelirin dolar bazında ölçülmesi ile elde ettiğimiz veri Türkiye’nin feci durumunu gözler önüne sermektedir. Dahası bu veriyi birde dolar enflasyonundan arındırırsak durum iyiden iyiye kötü görünüyor.
Sonuç olarak Erdoğan’ın ekonomiyi yönetmekte ne kadar başarısız olduğunu tüm verilerde açıkça görebiliyoruz, neticeten iddiası doğru olsa ve Erdoğan bir ekonomist olsa dahi başarılı ve iyi bir ekonomist olmadığı meydandadır.
