Ankara Niğde Otoyolu 3 kesimden oluşuyordu. Birinci ve üçüncü kesimlerin açılışı 4 Eylül 2020 tarihinde yapıldı. Arada kalan 152 kilometrelik ikinci kesimin 113 kilometresi otoyol ve 39 kilometresi ise bağlantı yolları idi. İşte bu 152 kilometrelik kesim de 15 Aralık 2020 tarihinde hizmete açılınca Türkiye, Edirne- Şanlıurfa arasında kesintisiz otoyola kavuşmuş oldu.

Ankara Niğde Otoyolu 3 kesimden oluşuyordu. Birinci ve üçüncü kesimlerin açılışı 4 Eylül 2020 tarihinde yapıldı. Arada kalan 152 kilometrelik ikinci kesimin 113 kilometresi otoyol ve 39 kilometresi ise bağlantı yolları idi. İşte bu 152 kilometrelik kesim de 15 Aralık 2020 tarihinde hizmete açılınca Türkiye, Edirne- Şanlıurfa arasında kesintisiz otoyola kavuşmuş oldu.

Ankara Niğde Otoyolu’nun açılmasıyla Aksaray, Kırşehir, Nevşehir illerine ulaşım daha konforlu ve daha güvenli bir hale geldi. Her üç ilimizin de Türkiye’nin önemli turistik merkezlerinden olması bu yolun önemini daha da artırmaktadır. İkinci kesim otoyol ile Tuz Gölü, Ihlara Vadisi, Derinkuyu, Göreme ve Kapadokya turizminin daha da canlanması beklenmektedir.

Yol üzerinde şimdiden pek çok yeni tesis açılmış veya açılma hazırlığında. Yol kenarlarında sürekli ekipler çalışmakta, ağaçlandırma ve yeşillendirme yapmaktalar. Güzergâh boyunca 6 milyon 462 bin fidan dikilmiş veya dikilmeye devam ediliyor. 12 milyon 500 bin m2 alana peyzaj çalışması yapılmış.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu Ankara Niğde Otoyolu’nu “Türkiye’nin en akıllı otoyolu” olarak açıkladı. Gerçekten de yollarda sık sık rastladığınız tabelalar sürücüleri olası tehlike ve yönlendirmeler için konulmuş. 500 trafik sensörü 1,3 milyon metre fiberobtik kablo ağı ile merkeze bağlanmış.

Bizim nesil 1965 yıllarında Ankara’ya otobüslerle gelirken neler yaşandığını çok iyi hatırlatır. Toroslar’da bir kamyonun arkasına takılıp kaplumbağa hızı ile kilometrelerce yol gitmenin ne demek olduğunu iyi bilirler. Şereflikoçhisar yakınlarında eski asfalt yolun bazı kısımları sanki ibret-i alem olsun diye korunmuş. İnsan bakınca yeniden hayrete düşüyor: İki otobüs veya iki kamyon bu kadar dar bir yolda nasıl çarpışmadan geçebilmişler diye. Ama ben hatırlıyorum: O yolda bazen araçlar yolun kenarına iyice çekilip beklerler ve diğeri geçtikten sonra yola devam ederlerdi.

30 Mart 2021 tarihinde Adana’ya giderken özel aracımla yeni otoyoldan geçtim. Bala-Haymana kavşağından sonra Niğde otoyoluna girdik ve Adana’ya kadar olan 448 kilometrelik yolu 4 saat 45 dakikada aldık. Bu benim için bütün zamanların rekoru idi. Gerçi Adana Trafiği 314 TL radar cezası yazarak neşemizi birazcık bozmuş olsa bile otoyolda seyahat etmiş olmanın mutluluğunu yaşadık. Bu mutluluk şahsî olmaktan çok ülkemiz adına duyduğumuz gururdan kaynaklanıyordu. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben de böyle bir “akıllı yol”da güvenle araba kullanabiliyor ve gideceğim yere daha az zaman harcayarak ulaşabiliyordum. Arabayı sürerken çoğu zaman kendimi bir Avrupa ülkesinde imişim gibi hissettim. Bunlar insana mutluluk veriyor.

Eskilerin güzel bir sözü var: Her nimet bir külfet karşılığıdır. Bu nimetin de elbette bir külfeti olacaktı. Niğde’ye yaklaşırken gişeler bizi karşıladı. Ama gişelerde OGS, HGS geçişleri bildiğimiz türden değildi. Giriş birer barikat ile kapatılmıştı. Gişede bir memur oturuyor ve ödeme yapıldıktan sonra barikatı kaldırıyordu. Biz külfetin bedelini sorduğumuzda yanlış duyduğumu sandım: 120 TL. Ben yanlışlık olduğunu düşünerek otoyola Ankara’dan girdiğimizi söyledim. Ama memur hangi kavşaktan saat kaçta girdiğimizi çok iyi biliyordu ve hesapta bir yanlışlık yoktu. Bizim 100 TL limitli HGS hesabımız bunu ödemek için yetmemişti. Bu yüzden pamuk eller cebe girdi ve 120 TL külfetimizi kuzu kuzu ödedik. Memurla da bir daha görüşmeyeceğimizi düşünerek güzelce bir helalleştik!!

Evet 3.566 metre uzunluğunda 5 viyadük; 2.368 metre uzunluğunda 49 köprü; 4.506 metre uzunluğunda 75 üst geçiti hiçbir zorluk yaşamadan geçip gitmiştik. Ama yine de 120 TL külfet emekli bütçemiz için fazla geldi. Şöyle düşündüm: Devlet bu otoyolları YİD (Yap-işlet-devret) usulü yaptırıyor. Üstlenici firma veya firmalara araç garantisi veriyor. Yani günde veya ayda şu kadar araç geçecek. Eğer geçmezse aradaki farkı sana ben doğrudan araç geçmiş gibi ödeyeceğim diye.

Şimdi 120 TL tutarındaki ücreti çok bulan yüzlerce, binlerce araç normal devlet yolunu kullanmayı tercih ediyor. Ankara Niğde normal yoldan 75 km ortalama hızla 4 saat 14 dakika sürüyormuş. Otoyolla bu süre 2 saat 22 dakikaya inmiş. Yaklaşık 2 saatlik bir zaman kazancı ve dur-kalklar olmadığı için biraz da yakıt tasarrufu. Ama 120 TL eder mi, etmez mi? İşte bu tartışılabilir.

Bu ücret 120 TL yerine 50-60 TL olsaydı öyle sanıyorum ki otoyolu tercih eden araç sayısı en az 3 kat daha fazla olur ve devlet üstlenici firmaya daha az para ödemiş olurdu. Tabii biz bunu sadece “bir yolcu” sıfatıyla söylüyoruz. Konunun teknik açıdan uzmanı değiliz. Ama açılışının üzerinden 3,5 ay geçmiş olmasına karşılık bizim gördüğümüze göre bu konforu tercih eden özel ve ticari araç sayısı çok azdı. Bu işi bilen yetkililerimiz araç sayısını artırmanın bir yolu olarak fiyat kırmak şıkkını ciddi olarak düşünseler iyi olur sanırım.

Ankara Niğde Otoyolu’nun 275 km otoyol ve 55 km bağlantı yolundan oluşan kısmını ERG ve SEZA İnşaat üstlenmiş. 3 yıllık yapım süresi dahil 11 yıl 10 ay 17 günlük işletme hakkı ile işi üstlenmiş ve dediği tarihten daha önce işi bitirerek teslim etmiş, paraları toplamaya başlamış. Parasal yükü ise 4 milyar 031 milyon olarak belirtilmiş. Tabii bunu dışında bir de EURO üzerinden yapılan masraflar ve kamulaştırmalar var. İşte bu EURO hesabı bazılarının kafasını karıştırmış. Bu konuda çok farklı bakış açıları ortaya çıkmış. Bu konuyu uzmanlarına bırakmak her halde en iyisi.

SÖZÜN ÖZÜ: Ankara Niğde Otoyolu, Türkiye’ye yakışır akıllı bir otoyol olmuş. Çok güzel, çok güvenli, çok zevkli. Keşke biraz da ucuz olsaydı…