Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya atılan yeni ekonomi modelinde cari dengenin sağlanmasıyla enflasyonun düşeceğine inanılıyordu. Modelde...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya atılan yeni ekonomi modelinde cari dengenin sağlanmasıyla enflasyonun düşeceğine inanılıyordu. Modelde ayrıca değersizleşen TL’nin ihracatı destekleyeceği, düşük faiz ortamının da yatırımları yukarı taşıyarak istihdamı artıracağı savunulmaktaydı.
Geçtiğimiz 2021 yılında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Türkiye Ekonomi Modeli Yeni Adımlar ve Enflasyon Tedbirleri Tanıtım Toplantısında “İhracatın artırılması, yatırım ve üretimin desteklenmesi, finansmana erişim imkânlarının artırılması tüm bunlar ilk gün, yani 20 Aralık’ta ifade ettiğimiz tedbirlerdeki en önemli cümleciğin bir özeti” ifadelerini kullanmıştı.
Nureddin Nebati konuşmasında “Türkiye ekonomi modeli, geçmiş ekonomi politikalarının kapsamlı ve bütüncül değerlendirilmesiyle oluşturulmuş bir ekonomi politikası olmakla beraber bugüne kadar ortaya çıkan risklerin bertaraf edilmesini amaçlayan modeldir. Kısa süreli sermaye hareketlerinin negatif etkilerini zayıflatarak döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkilerini azaltmayı amaçlıyoruz. Üretimi artırarak enflasyonunun düşüşü amaçlardan birisidir” diye konuşmuştu.
Aradan neredeyse bir buçuk yıl kadar bir zaman geçti.
İktidarın “Dış ticaret fazla verecek, rezerveler dolup taşacak” dediği süreçte dış ticaret açığı rekoru kırılmış bulunmaktadır.
2022 yılında resmi verilere göre dış ticaret açığı yüzde 138,5 artışla 110,2 milyar dolara yükselirken sadece aralıkta dış ticaret açığı yüzde 52 artışla 10,4 milyar dolar oldu. Bundan önceki 79 yılda verilen dış açığının neredeyse 5 katı, son 20 yılda bu iktidar tarafından verilmiş bulunmaktadır.
Kurlar ise tedbir medbir dinlemedi onca yoğun baskılamaya rağmen dolar kuru 18,76 euro kuru ise 19,93 seviyesine geldi dayandı.
Enflasyon ise o zirveden bu zirveye sıçradı durdu, 2022 Aralığında baz etkisi ile düşmüş gibi görünse dahi yıl içinde TÜİK verileri ile yüzde 85’e Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise ekimde enflasyon aylık yüzde 7,18 ve yıllık yüzde 185,34’e ulaştı.
Sonuç olarak yeni ekonomi modeli diye tanıttıkları model bugün itibari ile çökmüş bulunmaktadır.
Bir yıldan fazladır uygulanan bu model sonucunda elimizde kala kala yüksek dış ticaret açığı, yüksek cari açık, yüksek bütçe açığı, yüksek kurlar, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve eksi bakiyeye düşen Merkez Bankası rezervleri kalmış oldu.
En nihayetinde yükselmesi gereken şeyler düştü ve düşeceği iddia edilen şeylerin hepsi birden yükselmiş bulunmaktadır.
Bu akıl ve bilim dışı deneyin bedelini elbette halkımız en ağır şekliye ödemiş bulunmaktadır.
Görünen o ki kısa bir süre zarfında seçim sandığı halkımızın önüne gelecek, işte o zaman vatandaşlarımızın bugün iktidarda olanlara bir bedel ödetip ödetmeyeceğini de anlayacağız.
Normal şartlar altında hem dünyada ve hem de Türkiye’de enflasyon yaratan bütün iktidarların sandıkta çok ciddi bir bedel ödediği gözlemlenmektedir.
Bakalım bakalım AKP ve MHP ortaklığı giriştikleri algı operasyonları ile halkın enflasyondan duyduğu rahatsızlık ve öfkeyi perdeleyerek başka yerlere, örneğin kasaba, manava, bakkala, ev sahibi ya da müteahhitlere yöneltmeyi başarabilecek mi?
Emin olun böyle bir algı oluşturmayı başarırlar ve yarattıkları enflasyonun bedelini sandıkta ödemekten kaçabilirlerse Hitlerin meşhur propaganda bakanı Goebels bile mezarında ters dönüp, parmak ısıracak ve bunlara şapka çıkaracaktır.
Elbette asıl sorun bunların ekonomi modelinin çökmesi değil, çöken bu modelin enkazı altında kalan Türk ekonomisinin kimin elinde, nasıl kurtarılıp hayata döndürüleceği ve halkımızın bu uğurda ne kadar ağır bir bedel ödeyip, ne kadar acı çekeceğidir.