Fenerbahçe’nin iki deneyimli yıldızı Edin Dzeko ve Dušan Tadić, sezonun son maçı olan Konyaspor karşılaşmasında forma giymeden Sarı Lacivertli takıma veda etti. Bu ayrılığın şekli, sadece saha içiyle değil; duygularla, beklentilerle, hatta kırgınlıklarla da ilgiliydi.
İki oyuncu da veda kararını yönetimle birlikte aldı. Hatta kulüp tarafından plaketle uğurlandılar. Ancak dikkat çeken detay, bu vedaların maçtan önce gerçekleşmiş olmasıydı. Taraftarın önüne çıkmadan, stadyum atmosferine dahil olmadan, adeta sessizce…
Peki neden?
Tadić bu sorunun yanıtını açıkça verdi: “Son maçta oynamamak Dzeko ile birlikte aldığımız bir karardı. Stadyum ambiyansı iyi değil. Taraftarla kötü bir veda yaşamak istemedik.” Bu açıklama, iki dünya yıldızının hem camiayı önemsediğini hem de son anıların olumsuzlukla gölgelenmesini istemediklerini gösteriyor.


Ama işin başka bir yüzü daha var. Fenerbahçe gibi büyük bir kulüpte, veda anları sadece bireysel kararlarla geçiştirilemez. Bu formayı iki yıl boyunca terletmiş, onlarca gole, asiste imza atmış, oyuncuların vedası; bir basın bülteniyle ya da plaket töreniyle sınırlı kalmamalıydı.
Dzeko 99 maçta 46 gol, Tadić 109 maçta 29 gol ve 35 asist yaptı. Bu istatistiklerin ötesinde, bu iki isim; deneyimiyle, duruşuyla, Fenerbahçe formasını hakkıyla taşıdı. Onlara teşekkür etmek, sadece yöneticilerin değil, taraftarın da hakkıydı.
Vedalar da zaferler gibi özen ister. Zira bazen en çok alkış, son adımda duyulmayı hak eder.
Ama öyle bir şey ki, Sarı Lacivertli takımda iyi gitmeyen işlerden doğal olarak oyuncu grubu da en fazla etkilenenler arasında. Bu etkilenmenin yansıması olsa gerek, Fenerbahçe’ye iki sezondur olabildiğince katkı sağlayan iki deneyimli isim, Dzeko ve Tadic de bu etkilenmenin odağında yer alan isimler arasındaydı.


Sonuç itibarıyla Fenerbahçe formasını terleten dünya yıldızları arasında Dzeko ve Tadic de yazıldı. Bu iki oyuncuyu artıları ve eksileriyle değerlendirdiğimizde, her ikisinin de önemli katkıları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bugün itibarıyla, her iki isim de Sarı Lacivertli forma altındaki misyonlarını tamamlayarak ülkelerinin yolunu tuttu.
Ancak doğrusunu söylemek gerekirse, gönül sezonun son maçında, taraftara veda ederek gitmelerini arzu ederdi. Ama olmadı. Bu durumda bize de, “Allah bundan sonraki yaşamlarında yollarını açık etsin” demekten başka bir şey de kalmadı.
Kalın sağlıcakla…