İlk arabası Pontiac markaydı.
Güneri Tecer’in de Amerikan elçisinden aldığı 68 Model Deodge Dart 4 kapı bir arabası vardı. Ahmet Melik aracı istiyor ama Güneri Bey satmıyordu. Kutlu Bey’e söyledi. O da ben hallederim dedi ve devreye girdi. Bir gün Kutlu Bey içki masasında arabayı satma sözünü Güneri Bey’den alınca bu sayede Ahmet Melik de arabanın yeni sahibi oldu.
Bir müddet bu arabayı kullanan Ahmet Bey daha sonra bu arabayı tonmayster Ayhan’a sattı. Ardından Elentra ve aynı markanın diğer modellerine bindi.
Halil Yavuz tonmaysterdi. Turhan Özek, Nejat Batıgün, Ahmet Melik ve Rıdvan Tandoğan da Muzaffer İlkar’ın yönlendirmesiyle tonmayster oldu. Daha sonra aralarına Öner Tekin Katıldı.
1953 yılında stajyer sanatçı olarak girdiği Radyo’da ses sanatçısı ve tonmayster olarak 54 yıl 3 ay çalıştı.
15 Haziran 1999 tarihinde emekli olduktan sonra 8 yıl da akitli devam etti.
Hayatının en güzel yılları Radyo’da geçti. Halen uğradıkça ve programlara katıldıkça duygulanıyor. Radyo onun her şeyiydi. 54 sene mikrofon başındaydı ama halen heyecanlanıyordu.
Beste yapmaya çok zamanı olmadı. Bir beste yaptı onu da tam yaptı. Söz ve Müziği kendisine ait olan Nihavent makamında “Kalbimdesin Ruhumdasın Nerde Olsan Yanımdasın Aklımdasın Fikrimdesin Sen Benimsin Benimlesin"
70’li yılların başında Hürriyet Gazetesi’nin ekinde “Sanatçılara göre yılın sanatçısı” kim sorusuna Zeki Müren’in cevabı: “Ahmet Melik” olmuştu.
Zeki Müren’e zevkle koristlik yaptı.
Aşık Veysel, Neşet Ertaş Zeki Müren ve Bülent Ersoy gibi ünlü sanatçılara tonmaysterlik yaptı. Ünlü bir sanatçının kaydını, burası Ankara Radyosu burada böyle okunmaz diyerek iptal etti. O sanatçı o gün için kızmıştı. Ancak Çankaya’da Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın verdiği bir davette Ahmet Melik Bey’den özür diledi. “Haklıydınız” dedi.
Hayatta şunu da yapsaydım, bunu da yapsaydım, diyeceği bir şey kalmadı. Her şey gönlünce oldu. Kendi deyimiyle “Öyle gerekti öyle de oldu”
Aşk hayatını sorduğumuzda “fazla da karıştırmamak lazım” dediği için biz de saygı duyduk. Fazla karıştırmadık.
Fanatik bir Galatasaray taraftarı…
Kendi tabiriyle tam bir elektromanyak evinin her köşesi tıka basa elektronik eşya dolu. Evinin salonunda bulunan Beş televizyondan aynı anda programları takip ediyor. Hepsini izliyor. Yazlıklarla beraber toplam 13 televizyona sahip… Hiçbir elektronik eşyayı atamıyor. Her çıkan yeni ürünü alıyor… Ev Videolar, teypler, kameralar, film makinaları, telefonlar ile dolu, adeta antikacı dükkanı… nostalji yaşıyor, hepsi müzelik…
Sporunu ihmal etmiyor, yürüyor, yüzüyor, masa tenisi oynuyor.
Masa tenisinde rakip tanımıyor. İddialı rakiplerini hep yendi. Rahmetli ünlü sunucu Derya Kaya çok pahalı bir raket aldı. Ahmet Melik’i yine yenemedi. “İş rakette değil Deryacım” dedi. Suat Yıldırım “Ben konservatuarın yıldızıydım masa tenisi benden sorulur” dedi. Ve Ahmet Bey’e yenildi. Prodüktör Haluk Gürkan Arığ da iddialıydı. Ahmet Melik taktikleriyle onu da yenmeyi başardı.
Haftada 3 gün Pazartesi, Çarşamba, Cuma Sauna ve yüzmeye gidiyor, Salı, Perşembe ve Cumartesi Masa tenisi oynuyor.
Bir oğlu iki torunu var. Torunu Efe Ahmet Melik Vücut geliştirme işiyle uğraşıyor. Dünya 3.sü…
Üç isim say deseler “Metin Oktay, Sadettin Kaynak ve Alaeddin Yavaşca” diyor.
Çalıştığı yıllarda TRT’de 3 vasıflıydı. Tonmayster, Sanatçı ve mutemet…
Ticaret lisesi ve AİTİA’ da okuduğu için hesabı ondan kuvvetli adam olmadığından yurt dışı seyahatlere sanatçılığının yanında hesap tutma işi hep ona kalmıştı.
Dışişleri vasıtasıyla gittikleri için bakanlık bütün seyahatin hesabını verebilecek muhatap istiyordu. Matematiği çok kuvvetliydi. O günlerde rakipsizdi.
Seyahati çok seviyordu. TRT sayesinde Dünya’nın yarısını gezdi. Diğer yarısını da kendi parasıyla turlarla ve özel araçlarla gezdi.
Rusya ve Türk Cumhuriyetleri, Havai adaları, bahamalar, bütün Avrupa ülkeleri kasabalarına kadar, İskandinav ülkeleri, Amerika’nın tamamını gezdi. Askerdeyken Fas, Tunus, Cezayir, Libya İngiltere ve İskoçya’yı gezme şansını yakaladı.
Gezmediği iki yer Avustralya ve Yeni Zelanda… Bu iki yer haricinde bütün Dünya’yı gezdi.
(Devam Edecek)