Hem fosil enerji kaynaklarında görülen fiyat artışları ve hem de kurdaki yükselişlerin büyük bir zam dalgasına yol açacağını ve enflasyonun da hızla yükseleceğini öngörmüş, yazı, söyleşi ve yorumlarımda bunu anlatmıştım.
Hem fosil enerji kaynaklarında görülen fiyat artışları ve hem de kurdaki yükselişlerin büyük bir zam dalgasına yol açacağını ve enflasyonun da hızla yükseleceğini öngörmüş, yazı, söyleşi ve yorumlarımda bunu anlatmıştım.
Dediğim aynen vaki oldu kasım ayına dev bir zam haberi ile girdik; Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) internet sitesinde kasım ayına ilişkin tarife tablosu yayımlandı.
Buna göre, BOTAŞ’ın konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine kasımda uygulayacağı satış fiyatı mevcut tarifede olduğu gibi 1000 metreküp doğalgaz için 1488 lira olarak sabit kaldı.
Kasımda yıllık tüketimi 300 bin metreküpün üzerinde olan serbest tüketicilerin kullandığı 1000 metreküp doğalgazın fiyatı ekim ayına göre yaklaşık yüzde 48 artarak 3 bin 500 liraya çıktı.
Söz konusu ayda organize sanayi bölgesi veya kullanıcı birliği abonelerinin tükettiği 1000 metreküp doğalgazın fiyatı ise yaklaşık yüzde 48 artarak 3 bin 482 liraya yükseldi.
Ayrıca elektrik üretim santrallerinin kullandığı 1000 metreküp doğalgazın fiyatı yaklaşık yüzde 46 artışla 4 bin lira oldu.
Doğal gaz kullanan elektrik üretim santrallerinde tarife yılbaşından bu yana yüzde 186 sanayide ise yüzde 147,5 artmış bulunmaktadır.
Bloomberg HT yayınına katılan Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Başkanı Memiş Kütükçü: “Son dönemde enerjide artan maliyetler sanayicilerimizi olağanüstü zorluyor. Yılbaşından bu yana bakacak olursak doğalgazda sanayi tarifesi yüzde 147,5 zamlandı. Doğalgaz zamları elektriğe de zam anlamına geliyor. Doğalgazla elektrik üreten santrallerin maliyetleri arttığı zaman bu piyasa takas fiyatını da yukarı çekiyor. Bu da son kaynak tedarik tarifesiyle elektrik kullanan organize sanayi bölgelerimizin ya da serbest tüketicilerin maliyetlerini yukarı çekiyor. Enerji maliyetlerinin yükselmesi bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki sanayicilerin rekabet şansını zorluyor” demektedir.
Bu yapılan doğal gaz zammının elektrik zammına yol açmaması düşünülemez bile. Elektrik fiyatlarına yapılacak zam, en nihayetinde hem elektrik ve hem de doğal gaz zammı yüzünden maliyetleri artan sanayicinin sınai ürün fiyatlarına zam yapmasına yol açacaktır. Sonuçta bu zamlar dönüp dolaşıp nihai tüketicinin sırtına yüklenecektir.
Buraya kadar söylediklerim bilinmedik, beklenmedik olgular değil, önemli olan öngörülerim bundan sonraki satırlarda olacak.
Dünya liderleri iklim krizini çözmek için çare arıyor görünen en önemli çare ise petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil kaynakların kullanımını engellemek. Bunu yapmanın en sağlam yolu bu kaynakları ve bu kaynakları kullanarak elde edilen ürünleri tercih edilmeyecek, rekabette eşitliği bozacak kadar pahalı hale getirmekten geçecektir.
Fosil kaynaklar ve fosil kaynaklardan elde edilen enerji, iklime zarar vermeyen yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjiden daha pahalı olmadığı müddetçe kimse kolay kolay fosil kaynak kullanmaktan vazgeçmez.
Ayrıca enerjinin pahalı olması nihayetinde verimliliği arttıracak, tasarruf sağlayacak yatırımları da teşvik edecek mahiyette olacaktır.
Sonuçta bir geçiş dönemi yaşanacak ve bu geçiş döneminde hiçbir yatırımcı geleceği olmayan gelecekte talep görmeyecek kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil kaynakları arama, çıkarma ve işleme yatırımı yapmayacaktır. Bu noktada oluşacak arz eksikliği de talebi karşılamayınca fosil kaynak fiyatları hızla tırmanacaktır.
Yenilenebilir kaynaklardan elde edilecek enerji arz açığını kapatıp talepte dengelenmeye yol açana kadar yüksek fosil kaynak ve enerji fiyatlarına alışmamız gerekir diye öngörmekteyim. Bu noktada enerji fiyatlarındaki dengesizliğin gelip geçici olmadığını da bilmemiz gerekmektedir.
Sonuçta enerji fiyatlarındaki dengesizlik küresel ölçekte bir enflasyonist dalgaya yol açacak ve bu dalga Türkiye gibi kırılgan ekonomilerde hiperenflasyona savrulma ile sonuçlanabilecektir.
Türkiye gibi enerjide fosil kaynaklara ve fosil kaynaklarda dışarıya bağımlı ülkelerin bu süreçte çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşaması ne yazık ki kaçınılmaz olacaktır.