On yıllardır sürekli tepemizde Demokles`in kılıcı gibi sallanan “Kader Seçimlerinden” birini daha geride bıraktık. Kimimiz hayal...
On yıllardır sürekli tepemizde Demokles`in kılıcı gibi sallanan “Kader Seçimlerinden” birini daha geride bıraktık. Kimimiz hayal kırıklığı, kimimiz üzüntü, kimimiz zafer duygusu ama çoğumuz şaşkınlıkla geçirdik o geceyi. Parlamento belirlendi belirlenmesine ama içinde bulunduğumuz sistemin en önemli parçası olan Cumhurbaşkanlığı seçimi Pazar gününe kaldı.
Özellikle Millet İttifakını destekleyenler büyük bir hayal kırıklığıyla ne yapacaklarını şaşırdılar. Sandığa gitmemekten bahseden, huzursuzlukla televizyonları takip eden, sosyal medyada umutsuzluk kusan milyonlarca insan var. O insanların bir umudu Sinan Oğan`dı. Oğan, tercihini Cumhur İttifakından yana kullanınca umutsuzluk arttı ancak şunu da söylemeliyim ki, olumsuzluklar bazen insanları kenetler. Oğan`ın bu hamlesinden sonra birbirinden ayrılan parçalar az da olsa birleşmeye de başladı ve gözler bugün yapılacak olan Ümit Özdağ`ın açıklamasına çevrildi. Kritik görüşmeden önce Özdağ`ın “İçişleri Bakanlığı” vurgulu sosyal medya paylaşımıysa kafaları daha da allak bullak etti.
Bir kesim, bu paylaşımla havalara uçarken bir kesimin kafasındaki soru işaretleri daha da besili hale geldi. Özellikle Atatürkçü ve Milliyetçi damarı keskin olanlar iki liderin açıklaması öncesi yüreklerindeki umudu büyütürken, Millet İttifakını oluşturan bazı partilerde telaş gözlemlendi. Sadece bu kadar mı? Hayır. Özellikle Yeşil Sol Partinin etkin olduğu ve Kemal Kılıçdaroğlu`na çok yüksek desteğin çıktığı bölgelerdeki vatandaşlar, alenen diken üstündeydi.
Beklenen; Özdağ`ın ya da Zafer Partisinin kritik bakanlıkları ve devlet kurumlarını alacağı yönündeydi, kameralar önündeki açıklamada Yeşil Sol Parti veya Millet İttifakı bileşenlerini küstürmemek için, son derece usturuplu bir dil kullanıldı. Açıklama sadece Kılıçdaroğlu`na destek ve mülteciler üzerine yapıldı. Özdağ, daha önceki “zorla” ifadesinde vazgeçerek “uluslararası hukuk” ve “insan hakları” vurgusu yaptı. Ancak sonrasında açıklanan protokolde bahsedilmese de kulislere yansıyan bilgi, İçişleri Bakanlığı ve bazı önemli devlet kurumlarının Zafer Partisine verileceği yönünde. Peki, ne olacak?
Bakanlık ve devlet kurumları Zafer Partisine verilirse, pazar gününe kadar ülke daha da karışacak gibi gözüküyor. Heyecan var mı? Var. Umut arttı mı? Arttı. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi Millet İttifakının bazı bileşenleri ve Yeşil Sol Parti ne yapacak sorusu pazar gününe kadar tek gündemimiz olacak gibi gözüküyor. Kişisel fikrim; Yeşil Sol Parti`nin 14 Mayıs tarihindeki desteğinin düşeceği yönünde. Ne kadar düşer, seçimin kaderini ne kadar etkiler bilmiyorum. Bunun yanında ilk seçimde oy vermeyenlerin bir kısmı ya da küskünler Kılıçdaroğlu lehine oy verecektir. Eğrisi doğrusuna mı denk gelecek, Dimyat`a bulgura giderken eldeki Pirinçten mi olunacak göreceğiz.
Bu ülkenin en büyük beka sorunun mülteciler olduğunu düşünen biri olarak, olası İçişleri Bakanı Ümit Özdağ`ın izleyeceği politikayı heyecanla bekliyorum. Seversiniz sevmezseniz, siyasi çizgisini benimsersiniz ya da nefret edebilirsiniz ama Özdağ`ın olası İçişleri Bakanlığı çok enteresan olacaktır.
Haydi, kalın sağlıcakla.