Tanınmış ekonomist Prof. Dr. Özgür Demirtaş bir X paylaşımında aşağıdaki soruları sormuş

Bilmediğim için soruyorum:

1) Uzaya gönderilen Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı orada Bilimsel bir deney yapacak mı? Veya ilerideki Uzay Çalışmalarımız için yararlı bir şey mi yapacak?

2) Yoksa Dolmuş Parası öder gibi parasını ödeyip yabancı bir şirkete Göndert(t)iriyor muyuz? Birincisi ise güzel. İkincisi ise Pahalıya patlamış Ucuz Propaganda…

Bende aynı platformdan kendisine “elbette pahalı seyahate ucuz propaganda” yanıtını verdim.

İşin açığı iktidarın en büyük başarı ile yaptığı icraat algı yönetimidir…

Bu başarıları sayesinde halkın istemedikleri alanlara kafa yormasını, dikkatlerin bu alanlara çevrilmesini önleyebilmek için ya tartışma yaratacak bir konunun ortaya atılmasını sağlıyorlar ve yahut da toplumdaki gelişmiş toplumlara karşı duyulan o eziklik hissiyatını gıdıklayacak toplara giriyor gündemi değiştiriyorlar. 

Yakın zamana kadar “Vatan millet Sakarya” hamaseti ve “din iman ahiret” söylemleri iktidarın gündem değiştirmek için en çok başvurduğu yöntemlerdi şimdi bu propaganda yöntemine birde teknolojik başarı söylemlerini eklemeye çalışıyorlar.

Özellikle gelişmiş ülkelerin bilimsel ve teknolojik yapabilirliği karşısında eziklik hissine kapılan bir kesimde de bu tip söylemler oldukça etkili de oluyor.

Yapılan bu pahalı uzay seyahati de işte esas olarak bu amaca hizmet etmektedir.

Tamam, 1960’lar ya da 70’lerde uzaya roket atmak, hele hele insan göndermek çok ciddi bir teknolojik ve ekonomik güç göstergesiydi. O dönemlerde dünyada bunu beceremeyen toplumlar beceren toplumları gıpta ile seyrederdi.

Bugünse uzaya çıkmak adeta turistik bir faaliyet haline geldi, parayı bastıran, biletini alan milyoner istediği zaman uzaya çıkabiliyor ve artık birçok şirket uzay turizmi hizmeti bile sunuyor.

İş o boyuta vardı ki çağımızın Edison’u denilen Elon Musk sırf reklam olsun diye kendi şirketinin yaptığı bir roketle uzaya gene kendi şirketi tarafından üretilen Tesla marka bir otomobili bile gönderdi.

Yani artık uzaya gitmek gelmek pahalı ama sıradan bir iş haline gelmiş bulunmaktadır, bu işlere kimsenin de şaşırdığı, ciddi manada etkilendiği falan da yoktur.

Sıradan ama pahalı bir iş dedim ya daha dün 50 milyon dolara ihtiyaç var gerekçesi ile koskoca tank palet fabrikasına Katarlıları ortak eden zihniyetin bu gün siyasi şov yapmak için 55 milyon dolar harcayıp, Amerikalı bir firmanın roketine bilet almasının çelişkisine de dikkatinizi çekmek isterim. 

Adama bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye sormazlar mı?

Şu açık ve net bir gerçektir; bir toplumun kalkınması, güçlenmesi ve bir refah toplumu haline gelmesi mutlak bir şekilde bilimsel ve teknolojik başarısına bağlıdır.

Bilimsel ve teknolojik başarının kaynağı ise doğal olarak eğitim sistemidir!

Bilim, sanat ve spor eğitimine önem vermeyen, düşünen, sorgulayan, yaratıcı nesiller yerine dindar ve kindar nesiller yetiştirme derdine düşmüş bulunan bir iktidarın bilimsel ve teknolojik başarıyı yakalaması ise hiçbir şekilde mümkün değildir.

Eh işin aslını kaçırınca “mış” gibi yaparak şov yapmaya soyunmak da siyasetin doğası gereği oluyor demek ki…