Kenardan bakmak, dahil olmamak, içine girmemek, görmesi, duyması gereken şeyleri, görmezden duymazdan gelmek. Nemelazımcılık hayatın her alanında yıkıcılıktır. Dahası ihanettir…

Kenardan bakmak, dahil olmamak, içine girmemek, görmesi, duyması gereken şeyleri, görmezden duymazdan gelmek. Nemelazımcılık hayatın her alanında yıkıcılıktır. Dahası ihanettir…

“Zamanının en kudretli padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın, bir devletin yıkılması neyle olur diye bir soruya kafası takılır ve akıl sahibi insanları makamına çağırtarak onlara sorar ama merakı dinmez.

Zamanının Evliyası olan Yahya efendiye bir mektup gönderir ve sorunun cevabını ister.

Yahya efendide bir küçük not yazar ve gönderir. Kanuni buna çok bozulur. Yahya efendinin yanına gider

Abi biz sana çok değer veriyoruz ama sen bizim çok önemli bir sorumuza bile cevap vermiyorsun diyerek kırıldığını ifade eder, Yahya Efendi de Padişahım ben cevabı yazdım okumadın mı?

Okudum sadece NEME LAZIM (BANANE) yazıyordu. Padişahım işte cevap odur. Bir devlette NEME LAZIMCILIK (BANANECİLİK) artarsa o devlet yıkılmaya mahkumdur

Bir ailede bir toplumda ve bir devlette NEMELAZIMCILIK/bananecilik artarsa sizce neler olur?”

İnsanlar içinde bulundukları topluma, ülkeye, doğaya ve tüm canlılara karşı duyarlı olmak zorundadır. Bireysel olarak da kişilere karşı duyarlı olunması en azından insani bir durumdur. Şunu da biliyoruz elbette. Nemelazımcı olmadığınız zaman bunun bazen çok ağır bedelini de ödüyorsunuz, tıpkı Metin Uzunöz ve daha on binler, milyonlar gibi…

Metin Uzunöz’ün “UNUTMADIM KALDIĞIM YERİ” isimli kitabını okudum. Muzaffer Oruçoğlu ve Dostum, arkadaşım, Yaser Günday’ın önsözünü yazdığı kitapta; Mamak Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi, Kırşehir Cezaevi, Van Cezaevi ve Malatya E Tipi Cezaevi ekseninde Elli iki aylık tutsaklık sürecini anlatıyor.

Kendisi kırk iki yıl önceden arkadaşım, dostum. Metin dostumla, aynı mahallede yaşadık, aynı ideallere inandık. Araya giren uzun yıllar olsa da ilk görüştüğümüzde, sanki o zaman geçmemiş gibiydi. Aynı sıcaklıkla merhabalaştık kucaklaştık.

Zaman kavramı kişiye ve duruma göre değişir. Değişmediği tek şey; aynı düşüncede ve samimiyette olan insanların, görüşemediği zaman aralığının “yok sayılması” ve yıllar sonra karşılaştıklarında, daha dün beraberlermişçesine sarmaş dolaş olmaları ve muhabbete kaldıkları yerden devam etmeleridir.

Yarım asırı devireli, torunumun yaşının iki katı olduğunu söyleyen, Metin Uzunöz, Yüreğimizdeki sevgiyi ve inancı diri tutarak daha uzun yıllar yaşayacağız, dosta düşmana karşı diyor.

Metin Uzunöz; Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Mamak’ta tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya fakültesi, Antropoloji Bölümü’nden mezun oldu.

Bir dönem bakkallık yaptı. Kendi açtığı spor salonunda Uzakdoğu sporları antrenörlüğü yaptı. Taekwon-DO sporunda, çeşitli dereceleri var.

Uzunöz’ün ikinci kitabının yazım aşamasının bittiğini ve son okumasını yaptığını biliyorum. “UNUTMADIM KALDIĞIM YERİ” gibi, yeni kitabının da okuyanının çok olması dileğimdir.

Metin Uzunöz bir kamu kuruluşundan emekli, evli ve iki oğlu var.