Yine bir seçim geldi, yönteme tartışması hem partiler içerisinde hem de kamuoyunda konuşulur oldu. Kamuoyu bu konuya çok da duyarlı değil. Kamuoyunu, adayların nasıl seçildiğinden daha çok kimlerin adayı olduğu daha fazla ilgilendirmektedir. Kabaca ifade etmek gerekirse, temsili demokrasi halk adına halkın temsilcisi aracılığıyla yönetilmesi anlamına gelmektedir. Partilerin belirlediği adayların kimler olacağı, hangi süreçlerden geçerek seçildiği, insani ve bilgi anlamanda ( yapılacak işte ehil olduğu vb.) ne kadar donanımlı olduğu ancak partiler aday gösterip seçim sürecine girildiğinde görülebilmektedir.

Siyasi partiler açısından liyakat, birikim insani değerlerden daha çok o seçim bölgesinde kimin kazanacağı daha önemli. Bunu belirleyen ise toplumda belirli bir gelir kaynağına sahip olan, biraz popüler ve toplumda tanınırlığı olan vb. gibi faktörler daha önde. Siyasi partilerin merkezinden seçilen adayların birçok özellikleri yerelde adaylık özelliklerini karşılamadığı gibi birçok dedi koduya da neden olmaktadır. Bazen genel merkez yöneticilerinin yakını olması ya da başka başka ilişkiler nedenleriyle seçilmiş olması. Merkezin seçip atadığı adaylar, çoğu zaman yerel örgütün tasvip etmediği kişilerden oluşmakta, bu da seçilen adayın, yerel örgütlerle çatışma ve kargaşa yaşamasına neden olmaktadır.

Yerel anlamda yapılacak seçimlerde ise üye sayısı fazla olan yığma üye yapanların, mevcut yönetimde olanların seçildiği, bazen hiçbir yeteneği olmayan kişilerden oluştuğu da gözlenmektedir. Partilerin merkezlerinin seçtiği adayların olumsuzlukları olmakla birlikte, yerelde seçilen adayların da olumsuzlukları olmaktadır. Bu iki taraflı çıkmazın kaynağını bulmak ve gidermek, hem siyasi partilerin iç yaşantıların gelişmesine, hem de demokrasinin yerleşmesine neden olacaktır. Diğer taraftan, kamusal hizmet görecek seçilmiş kişilerin topluma ve demokrasiye katkıları yüksek olacaktır.

Belediye seçimlerinde anlaşılan yine birçok parti merkezi atama ile adaylarını belirleyecek ve kamuoyuna ben senin için liyakata  bakmadan benim için geçerli değerlere göre seçtim, sizde oy verip beldenize, şehrinize belediye başkanı, belediye meclis üyesi seçin diyeceklerdir.

Kendini sosyal demokrat parti olarak tanımlayan partiler uzun zamandır genel merkezin atadığı adaylarla seçime gittiler. Ülkemizin en büyük sosyal demokrat partisi konumundaki CHP’de ise bu dönem önemli kentleri yine merkezi atama yoluyla yapacağı anlaşılmaktadır. Önseçim yapacağını açıklamasına rağmen. Siyasi partiler kanununa göre ön seçim yargı gözetim ve denetiminde yapılır denilmektedir. Ancak bunun yetişmeyeceği nedeniyle daha gevşek olan örgüt denetiminde seçim yapılacağı söylenmektedir.

Bunun faydaları olduğu gibi olumsuzlukları da bulunmaktadır. Bu seçimlerde basit temsili anlamında en yüksek oyu alan kazanmaktadır. Demokrasiler temsilin en yüksek olmasını isterler. Ön seçimlerde çok adayın yarıştığı ve oy dağılımının bir birine yakın çıktığı durumlarda ana kütleyi temsil eden büyük bir kesimin temsil edilmediği de ortaya çıkabilmektedir.  On adayın katıldığı ve sekiz kişinin  %10, bir kişinin %9 ve bir kişinin ise %11 oy aldığı yerde, %11 oy alan seçimi kazanacaktır. Amaçlanan demokratik faydanın sağlanamadığı ortaya çıkacaktır. Parti içi seçimlerde, ön seçim yapılacak ise bu olumsuzlukları da ortadan kaldıracak en yüksek temsilin sağlanacağı esnek seçim metotlarının uygulanmasına gidilmelidir.

Belediyeler, merkezi kamu idaresinin yerel unsurlarıdır. Kamusal hizmet üretirler. Vergi toplarlar ve bunları en verimli şekilde harcamasını yapmak durumundadırlar. Toplumsal yaşam gibi çok karmaşık sosyal sorunlarla uğraşırlar. Tüketim toplumunun odağı olmaktan çıkarıp, toplumcu belediyeciliğin esası olan üretim toplumu olmasını sağlayacak önlemleri almak ve yeni yaratıcı işlere imza atması vazgeçilmezdir.

Bu ve buna benzer birçok nedenler Belediye başkanı başta olmak üzere, sosyal politikalar üretebilecek bir fonksiyona sahip olmalıdır. Hep birlikte çalışacağı yerel demokrasilerin gelişmesine katkı sağlayan belediye meclislerini oluşturan meclis üyelerinin, toplumun değişik kesimlerini temsil etme yanında uzmanlıklarının da olmasına özen gösterilmesi vazgeçilmezdir. Fenni işlemlerin yapılmasında mühendislik alanında uzman, hukuki sorunların çözümünde Avukatlık mesleğinde bulunan ve bütçelerin oluşmasında, yerelde vergilerin toplanması, yerel kamu hizmetlerinin yürütülmesinde etkin ve verimli kullanılmasında uzman olan Mali Müşavirlerden, esnaf, işçi vb. kesimlerden oluşmasının temsili demokrasinin gelişmesine faydalarının çok daha fazla olacağı düşünülmelidir.

Örgüt denetiminde yapılacak seçimlerde temsiliyetin en iyi şekilde yapılacak bir yöntemle gidilmesine, en çok oyu alacak olanın yanında ikinci en çok oyu alacak olanında seçilmiş olarak kabul edilerek, ikili bir iktidar yapısı oluşturmadan kamusal projelerin birlikte hayata geçirilmesinde temsili demokrasiye katkı sağlayacağı muhtemeldir.