Yaşamak soyut bir kavramdır ve tek başına bir anlam ifade etmez. İnsanlar, Madenler, bitkiler, sular ve doğadaki tüm varlıklar ise somuttur, her birisinin doğada bir yeri ve görevi vardır, düşünce ile buluştuğunda, farklı bir anlam ve değer kazanır, yaşam dediğimiz eylemi şekillendirir.

Yaşamak soyut bir kavramdır ve tek başına bir anlam ifade etmez. İnsanlar, Madenler, bitkiler, sular ve doğadaki tüm varlıklar ise somuttur, her birisinin doğada bir yeri ve görevi vardır, düşünce ile buluştuğunda, farklı bir anlam ve değer kazanır, yaşam dediğimiz eylemi şekillendirir.

Düşünce de soyut bir kavramdır ve pratiğe dönüştüğünde somutlaşır. Yukarıda saydığımız somut varlıkların en başında, tabii ki insan gelir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran özelliği ise düşünüyor olmasıdır. “Aristoteles (Aristo) ; İnsan düşünen bir hayvandır” der.

Yaşadığımız sürece toplum içindeki konumumuza göre değişen, binlerce on binlerce insan tanırız. Beğendiklerimiz, beğenmediklerimiz vardır.

Genelde beğendiğimiz insanları örnek alırız, kendi becerilerimizin dışında, onların tecrübelerinden ve davranışlarından da bir şeyler öğrenir ve yaşamımıza katarız.

Değer verdiğimiz insanlar, içimizde yaşattığımız, özlem duyduğumuz özellikleri onda bulduğumuz insanlardır. Arkadaş, dost, sevgili, komşu vb. Bunları çoğaltabiliriz. “Ev alma komşu al”, “Candan bir dost, kardeşten üstündür” gibi atasözleri, toplumun belleğinde yer bulmuş düşüncelerdir.

Bu haftaki konuğum, Şair, Yazar, Ressam, İnsan duruşuyla, haksızlığa, yanlışa karşı ödün vermeyen bilinci, birikimi ve kişiliğiyle, ilk tanıdığım günden bu yana çok şey öğrendiğim, sevgili abim Babür Pınar;

BABÜR PINAR

Ağustos 1953’de Erzincan Çayırlı ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini, Erzincan ve Erzurum’da sürdürdü. 1970-71 döneminde Ankara Gazi Lisesinden mezun oldu. 1971-72 döneminde Bursa İktisadi Ticari İlimler Akademisine devam etti. 1973-74 döneminde Ankara Devlet Mim. Müh. Akademisi. Mimarlık Fakültesinde öğrenime başladı.

1974-75 yıllarında Özel Tiyatrolarda profesyonel oyuncu olarak sahneye çıktı. 1975-76 yıllarında ‘SANAT ve İNSAN’ adlı Kültür ve Sanat dergisini yayımladı. Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi.

1976 yılında Devrimci Sanatçılar Derneği (DEVSANDER) Kurucuları arasında yer aldı. İlk Dönem Derneğin Genel Sekreteri olarak görev yaptı. 2. Dönem Genel Başkanı oldu.

1988 yılında Ankara Sanat Kurumunda açılan ortak sergiye resim çalışmalarıyla katıldı.

Eylül 1994’te “Komünist İşçi Birliği” Yöneticisi olmak iddiası ile tutuklandı. 10 ay Ankara Ulucanlar Cezaevinde tutuklu kaldı. Temmuz 1995’de DGM’nin hapis (5 yıl) kararı, Yargıtay’ın kararıyla bozuldu ve beraat ederek cezaevinden çıktı.

Mart-1999 tarihinde yayımlanan AŞK FESLEĞEN KOKAR adlı şiir kitabı hakkında dava açıldı ve kitap toplatıldı.

2001-2003’de Özgür Üniversite’de ETİK dersi verdi.

SANAT ve İNSAN, TÜRKİYE YAZILARI, YAKIN, DAMAR, GÜZEL YAZILAR, SANAT CEPHESİ, SORUN vb. Dergilerde şiirleri ve makaleleri yayınlandı.

Çok sayıda Sanat ve Politika üzerine kitabı yayımlanmış olan yazar/ şair; Kavram Sözlüğü (Etik kavramı) ve Ekonomik Kurumlar ve Kavramlar Sözlüğü’ne (İyilikçilik kavramı) katkı verdi. Umut Pas tutmaz, Şiir Ayaktadır, Bir Uzun Yolda, Aşk Fesleğen Kokar, Yine Gökyüzü Yine Çocuk, Antik Ağrıdır Aşk adlı şiir kitapları yayımlandı.

Babür Pınar halen; Şiir ve Düşünce, Felsefe, Politika yazıları yazmağa devam ediyor ve resim çalışmalarını sürdürüyor.

Babür Pınar’ın

UMUT PAS TUTMAZ isimli kitabından, “Deniz Durur Daha” isimli şiirini paylaşıyorum.

Bir sevinçli çocuk geçti erken

Penceremin önünden

Saçları örgüsüz tel döküm

Gözleri iki kara üzüm

Dedim örselemeden çağırsam yanıma

Gelse otursa masalıma

Anlatsam yitik denizi

Kuşların cıvıldaşarak

yarenlik etmesi gibi

Konuşsak çocuklaşarak

Çocuk gitti

Deniz bana kaldı

Dalgaları hüznüme karışarak

Bir sevinçli çocuk geçti

bir hüzünlü çocuk

Ve tüm yitik çocuklar

Pencereme sığmayacak kadar

kanatları büyük

Bahar ortasında yağmur yüklü

kuşattılar kenti

Cıvıldaşarak deniz oldular

Güvercin bulutuna kesti gökyüzü

Çocuklar ve kuşlar gitti vurularak

Gökyüzünün mavi çıplaklığı altında

Çırpınan dalgaları göğsüne alarak

Deniz durur daha