“Desteğiniz gerekli. Bizleri yalnız bırakmayın. 19 Mart’ta gençlerin tepki için alanlara çıkmasından sonra örgütlülüğün ne kadar önemli olduğu, ancak örgütlenmenin ne kadar yetersiz kaldığı görüldü.

Her geçen süreç bir öncekinden daha kötü oluyor. Gençler kendilerinin ve ülkelerinin geleceği için umutlu. Tünelin sonunda, uzak görünse de bir ışık var. Gençlerin geleceği gençlerin ellerindedir. Baskılar bizi yıldıramaz. Sözümüzü söyleyebileceğimiz, sıkıntılarımızı dile getirebileceğimiz özgür bir alana gerek var. Dayanışma ve direnmeye devam.

Öğrenci olmak sadece ders çalışmak değil. Düşünmek, ifade etmek ve sorgulamak insanın doğasında var. 19 Mart 2025 tarihinde gençlerin sokaklara çıkmasına ve şiddetsiz tepki göstermesine Hükümetin aldığı tavır ve polisin yaptıkları şiddet. Korku duvarlarını yıkmaya çalışan arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır. Evlerimizin aranması bir işkence. Anayasal haklarını kullanan arkadaşlarımıza kötü muamele yapıldı.

Parasız ve bilimsel eğitim istiyoruz. Güvencesiz bir yaşam ve karanlık bir gelecek olmasın istiyoruz. Demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Hayvan hakları ve doğanın korunması için mücadele ediyoruz. Özgür, hayvanların katledilmediği bir Türkiye istiyoruz

Okurken çalışmak zorundayız. Çalışırken, iş kazalarında ölüyoruz. Beslenemiyoruz, barınamıyoruz.

Gözaltılara, tutuklamalara ve atanmış rektörlere karşıyız. Kayyum, halkın iradesini ayaklar altına almak demektir. Gazetecilere, sendikacılara ve siyasal parti temsilcilerine baskılara son verilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına saldırı var. Lozan giderse yeni Serv gelir.

Gençler birbirlerini bulmaya başladı. Gençler, uzun ve hedefli bir mücadele için birleşti. Dayanışmadan vazgeçmemeliyiz, vazgeçmeyeceğiz. Umut aslında bizleriz. Bizlere bakarken geleceğimizi görebilirsiniz. Haklarımız için sokağa çıktık, mücadeleye devam edeceğiz. Üniversite gençliğinde barınma, yemekhane ve yurt konularında bir hareketlilik vardı. Bu hareketlilik 19 Mart’ta hızlandı.

Bizler ülkemizden vazgeçmiyoruz. Türkiye bizim yurdumuz.

Umut mücadele ile yeşerir. Mücadeleye devam edeceğiz. Hükümetler, gençlere baskı yapmadan önce iki kez düşünecek. Hükümet gençleri karşısına almamalı[u1] .”

Sizlerle paylaşmaya çalıştığım bu sözler, Yurttaş Birlikteliği’nin, 17 Mayıs 2025 Cumartesi günü Ankara’da, Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nda düzenlediği “Gençler Bugünü ve Yarını Konuşuyor” etkinliğinde üniversiteli ve siyasi partili gençler tarafından söylendi.

1990’lı yıllardan sonra, Türkiye Gençlik Birliği Derneği ve Türkiye Gençlik Federasyonu Genel Başkanlığı yaptığım dönemlerde sıkça savunduğum, ancak karşılığını bulamadığımız şu görüşü destekleyen konuşmalar yapan öğrenciler gurur ve umut verdi.

Şimdi ise Şiddetsiz Toplum Derneği’nde savunduklarımızı kısaca paylaşıyorum.

“Üniversite ve fakülte yönetimleri ile YÖK veya başka isimle kurulacak üst birliğin yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve işçi-memur olarak çalışanlar tarafından demokratik yöntemlerle seçilmelidir. Kimseye atama yetkisi verilmemelidir. Eğitim ve sağlık hizmetleri, eşit, bilimsel ve parasız olmalıdır. Elbette laik eğitim.”

Av. Baran Candan ve Av. Övgü Erdoğan tarafından yönetilen etkinlik, Yurttaş Birlikteliği Sözcüsü ve 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Av. Şenal Saruhan’ın konuşması ile başladı. Saruhan, yaptığı kapanış konuşmasında da, etkinliğin çok başarılı geçtiğini belirtti.

Etkinliğe, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ve Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası Başkan yardımcılarından Nurali Keleş de izledi.

İlk oturumda konuşan Üniversiteli öğrenciler şunlar.

Yaman Yiğit Çetin (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü), Aslı Arslan (Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü), Satılmış Temiz (Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Mühendisliği Bölümü), Ali Baki Döm (Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü), Çağrı Eker (Marmara Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümü), Burcu Öznergiz (ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü).

İkinci oturumda konuşan siyasal parti temsilcisi gençler ise şu isimlerden oluştu.

Veli Emre Savaş (Cumhuriyet Halk Partisi), Anıl Karahan ( Emek Partisi), Anıl Berk Toprak (Halkın Kurtuluş Partisi), Mert Orhan Ömerbeyoğlu (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi), Zeynep Şatır (Sol Parti), Ilgın Baran Öcal (Türkiye İşçi Partisi).

Haydi gençler, şiddetsiz ve silahsız, insan, hayvan ve doğanın uyumlu ve özgürce yaşadığı bir Türkiye ve Dünya için, her yerde ve her zaman kadın-erkek birlikte, umutla, dirençle, inanç, görüş ve cinsiyet ayırımcılığı yapmadan, haklara dayalı örgütlü, iletişim ve dayanışma içinde, silahsız ve şiddetsiz yöntemlerle, sevgi, dostluk ve barışı savunarak, “Türkiye ve Dünya evimiz, üstünde yaşayanlar ailemiz, içinde şiddet olmayan farklılıklar doğal zenginliğimiz” diyerek, genç insan melekler, haydi…