NOT : 6 Aralık 2021 tarihinden beri 44 haftadır sürdürdüğüm “Kitaplar Arasında” köşesindeki yazılarıma, işlerimin yoğunluğu...

Dizinin 6.cildi olan “Genç Emekli” de o günleri ve ülkeden ayrılmak zorunda kalışını dile getirir. Yine “Birkaç Söz” ile Fakir’e kulak verelim. “Kuruluşuna, serpilip gelişmesine katıldığım Türkiye Öğretmenler Sendikası –TÖS, askersel yargı önünde aklandığı halde, anayasa değişikliğiyle kapatıldı. Ben de beraat ettiğim halde mesleğim öğretmenliğe döndürülmedim. İstemeyerek emekliye ayrıldım. Benim gibisine ‘Genç Emekli’ derler. Vaktimi yazılarıma, kitaplarıma verdim. Fırsat bulunca da gezdim. Bir ara bizlere biraz soluk aldıran bir hükümet kuruldu, Kültür Baj-kanlığı danışmanlığına çağrıldım. Ne yazık uzun sürmedi bu. Ayrılıp Avrupa’daki göçmen işçi yaşamını izlemeye gittim. Yurtta ölüm kol geziyordu. Terör tırmana tırmana bütün köyü, köşeyi, yurdu bucağı sardı. Çok acı öykülerdir bunlar ne yazık.” Terör olaylarının tırmanmaya başladığı 70 sonlarına doğru yurtdışına çıkar. Yurtdışında yaşadıklarını Özyaşam’ın 7.cildi olan “Sıladan Uzakta”da akıcı bir dille anlatır. Yine her kitabının başına aldığı “Birkaç Söz” ile Fakir’den dinleyelim o günleri. “Benim gibisine ‘leyleğin yuvadan attığı’ denir.. Yurtta terör alabildiğine azdı; bir yandan da mesleğe döndürülmüyorum. Öldürülmem de söz konusu. Çember içindeyim. 1979’da, daha önceden karar verdiğim ve arzu ettiğim, göçmen işçi yaşamını izleyip yazmayı bahane ederek yurt dışına çıktım. On beş yıldan fazla sürdü göçmenliğim. Bu kadar uzayacağını bilmiyordum. İstemiyordum da.. Bir yandan daha büyük general olan yaşamın buyruğu yüzünden uzadı. Sıladan uzakta geçen yıllarımı ordaki işçi çocuklarına öğretmenlik yaparak, onların sorunlarını çözmek için düzenlenen çalışmalara katılarak, bir yandan da yazarak değerlendirdim. Bu çalışmalarımı halklar arasında köprü olarak görenler, gösterenler oldu. Baştan karar vermiştim, hizmeti yap, at denize, balık bilmezse o denizde halk da vardır, bilir. Bu ilkeyle çalıştım. Kuşkusuz çok işçi ve aydın arkadaşla birlikte az çok başarılı olduk. O yıllarımın öyküleri birbirinden ilginçtir.” Sıladan uzaktaki günleri Almanya’da geçer Fakir’in. Burada çalışan işçilerin sorunlarını dile getiren öykü ve romanlar yazar Fakir. Sılada bulunan işçi çocuklarının sorunlarına da sık sık yardımcı olur. Çeşitli konuşmalara konuşmacı olarak katılır. Yani sılada da boş durmaz. Yaşamı boyunca tanıdığı, dostluklar kurduğu kişileri “Özyaşam”ın 8.cildinde “Dost Yüzleri” adını verdiği kitabıyla anlatır. Bu kitabında 62 önemli insanla olan ilişkileri, dostlukları her yönüyle anlatılır. Kimler yoktur ki kitabında. Server Tanilli’den Adnan Binyazar’a, Dursun Akçam’dan Behzat Ay’a, Mahmut Makal’dan Yaşar Kemal’e… Sözü fakir’in “Birkaç Söz”üne bırakalım. “Bu güzel yaşamda benim pek çok dostum oldu. Bunların kimiyle birlikte çalıştım, kimi bana ustalık, öğretmenlik etti. Bunların çoğundan özyaşam ciltlerinde söz ettim. Kiminin birer de bu portreler içine öykülerini koydum. Özyaşam’da söylediklerimi burada pek söylemedim. Zorunluluk olmadıkça yapmadım bunu. Bu insanların gönlümde büyük yeri olduğu için öykülerini biraz geniş vermek istedim. Özyaşam’da yeterince geniş anlattıklarıma bu ciltte yeniden yer verme gereği duymadım. Bunlardan kiminin ayrıca birer portresini yazmamın gerekçesini özetlemek isterim: Güzel öyküleri, örnek yanları var. Onlara gönül borcum var. Kendilerinden çok yararlandım daha geniş okur katında tanınmalarında yarar gördüm. Özyaşamı uzun tuttuğum için portreleri sınırlamak istedim, buraya her istediğimi almadım. Ne olsa, bütün yapıtlarda bir sınır vardır.” Buraya alamadığım portre türü yazılarımı ayrıca yayımlama olanağı arayacağım. Örneğin çoğu sanatçılar ve işçiler arasında yer alan arkadaşlarım için ‘Sevgi İlkesi’ adlı başka bir kitap hazırlığım var. Eğitimci dostlarım için de bir kitap düşünüyorum. Gerçekte ben çok yaşadım, çok yazdım; bu yaşamda kârım kazancım, hanım, apartmanım bunlar oldu.” Ama ne yazık ki düşündüğü bu kitapları yazamadı, yazmaya ömrü yetmedi. Hatta aramızdan ayrılışından üç yıl sonra yayımlanan “Dost Yüzleri” kitabının yayımlandığını dahi göremedi. Fakir Baykurt’un yaşamını anlattığı “Özyaşam” nehir kitapları 1930’ların sonu ile 1990’ların sonu aralığında ki 60 yıllık bir Türkiye panoraması gibidir. Her aydının kitaplığında bulunması ve zaman zaman okunması gereken bir yaşamın öyküsüdür bu kitaplar. Fakir Baykurt’un aramızdan ayrılışının 23. yılında sevgi ve özlemle anıyor, ışıklar içinde uyusun diyorum.

NOT : 6 Aralık 2021 tarihinden beri 44 haftadır sürdürdüğüm “Kitaplar Arasında” köşesindeki yazılarıma, işlerimin yoğunluğu nedeniyle, bir süre ara vereceğim. Tekrar buluşmak dileğiyle, tüm okurlara sağlıklı günler ve bol okumalar diliyorum.