Necmettin Yalçınkaya; zorunlu nedenlerden dolayı, yurtdışında yaşamak zorunda kalan, yazın alanında değerli bir dostum. Yazım kuralları, şiir ve düz yazı alanındaki üstün birikimiyle, karşılıksız, zamanını ayırarak tüm arkadaşlarının, dostlarının yardımına koşan bir dostum. Yalçınkaya ile, bir edebiyat atölyesi aracılığıyla tanıştım. Eserlerini okuyup, aynı platformda düşüncelerini öğrendikçe “değerli dost” sayfama yazdım.
PDF’ini bana gönderdiği Elma Çiçeği isimli kitabını okuduğumda çok beğendim ve köşeme taşımaya karar verdim. Her romandan, her okuyanın farklı sonuçlar çıkaracağı bilinciyle ben de yazılanlardan kısa bir derleme ile ve anladıklarımla köşemde söz etmek istiyorum.

ELMA ÇİÇEĞİ, Necmettin Yalçınkaya tarafından kaleme alınan ve Fırat isimli karakterin yaşamı üzerinden insanlık ve adalet arayışını anlatan bir kitap.
Kitapta, insan olmanın önemi, hakkını arama mücadelesi, bedelleri ağır olsa da değişim için mücadele etme fikri ve göçmenlik gibi konular ele alınmakta. Okuyucunun bu kitapta kederli ve iç çekişli bir hikâye bulacağı kesin, ancak aynı zamanda birçok şeyi sorgulatacak bir kitap olduğunu da belirtmek isterim.
“Teleferikle çıktılar Alplere. Yan yana oturdular. Kahkahaları Alplerde çınladı. Arada başını yaslar gibi oldu İlkyaz.
“Buradan bana gideceğiz.” dedi Fırat.
“Neden”
“Söyleyemem.”
“Aaaa!”
“Akşama tamam mı?”
İlkyaz anlamıştı, yüzü kızardı.
Sustular, suskunluklarını sevdiler, kalplerinin sesi ırmak gibi akıyordu. İlkyaz piknik sepetinden sofra bezini çıkardı. Zeytinyağlı yemekleri dizdi bezin üzerine.
“Çok beceriklisin.” dedi Fırat. Güneş vuruyordu gözlerine. Alplerin başından sonuna yemyeşil güzelliği seyrederek bol bol oksijeni çektiler içlerine, iştahı açılmıştı ikisinin de.
“Bizim dağlardan güzel.” dedi Fırat.
“Bilmem ki ilk çıktığım dağ burası, bizim Uludağ’dan başka hangi dağa teleferik koydular ki? Hafta sonları kaymaya giderdik günübirlik. Burası büyülüyor insanı. Aşağılara baksana. Kendini çok güçlü hissediyor insan yukardayken. Sanki tüm kötülüklerden koruyacak doğa. En büyük kötülük insandan geliyor.”
Telefonuna kayıtlı müzik açtı. Gülümsedi sonra. “Bu kadar yüksekte dans etmek nasıl bir duygu merak ediyorum. Zıplasam gökyüzünü tutacak sanıyorum. Çok özgür hissediyorum. Benimle dans eder misin?”
“Şimdi bilmem desem olmaz, ama özgürlük duygusu insanda koşma isteği yaratıyor.”
Fırat elini tuttu İlkyaz’ın, kendi etrafında döndürdü. Matador gibi kıvraktı. Kahkahalar içinde bitirdiler dansı. Termostan çay döktü Fırat. “Ilık ama.”
“Olsun ılık da severim. Hem güneş tam yerindeyken fotoğrafları çekelim. Sonra uzanarak gökyüzünün mavisini seyrederiz. “
“Bak artistik olsun karışmam sonra.” İlkyaz kahkaha attı. İlkyaz ışığın yönüne göre Fırat’ın fotoğraflarını çekiyordu.
“Seni alttan alacağım. Şu alt kayadan.”
Fırat fırsat buldukça İlkyaz’ı mini kamerasına çekmeyi ihmal etmiyordu. İlkyaz fotoğrafı çekti. Fırat bağırdı: “İlkyaz dur orada! Yüzün dağa dönükken alayım seni. Harika bir görüntü oldu.”
Işık vurdu güneşin bütün ışıkları... Gözlerini kırptı önce sonra kapattı açtı. Başı döndü. İleri attığı sandığı adımda dengesini yitirdi. Aşağıya, kayalara doğru düştü...
Fırat’ın elindeki kamera da düştü boşluğa. Kayalıklara çarpa çarpa aşağıya yuvarlandı.
“İlkyaz! İLKYAZ! Elma çiçeği, Elma Çiçeğim!”
Her şey birkaç saniyede olmuştu. İlkyaz aşağı düşerken kayanın dibindeki ağaca son anda tutunabilmişti. Kendini yukarıya doğru çekti, adımını kayaya attı. Çamın dalları yüzünü gözünü çizmişti. Birden İlkyaz’ın sesi kulaklarında çınladı. Korkuyla karışık bir heyecanla gözlerini açtı. İlkyaz’ı kayaya tutunmuş bir halde görünce ne yapacağını şaşırdı. Üzerindeki şaşkınlığı atınca, İlkyaz’ın ellerinde sıkıca tutu, onu yukarıya çekti. İlkyaz’ın ökseye tutulmuş bir serçe gibi titriyordu yüreği.
Necmettin Yalçınkaya Kimdir?

Necmettin Yalçınkaya 2 Şubat 1960‘da Kars Sarıkamış’ta doğdu. Doğumundan çok kısa bir süre sonra İzmir’e taşındı. Namık Kemal Lisesi Edebiyat Bölümü’nü 1978’de bitiren Yalçınkaya, Edebiyata ortaokul yıllarında ilgi duydu. Okul dergilerinde deneme, öykü ve makaleler yazdı. 2003 yılından beri İsviçre’de politik sığınmacı olarak yaşayan Yalçınkaya, pek çok yerel gazete ve internet gazetelerinde yazı, öykü ve makaleleri yayınlandı. Bazı öykü ve şiirleri Almanca olarak yayımlandı. Evli olan Yalçınkaya, iki kız babasıdır.
Yayınlanmış eserleri:
Anamdan İnciler 2011 Anadolu Ofset 12 Eylül’de de Çok Güldük Netekim! 2012 Ozan Yayıncılık Mendil Sen Kokuyordu 2013 Ozan Yayıncılık Stres Bileziği Anamdan inciler 2 Ozan Yayıncılık 2014 On Çocuktuk ve Bir Yarım öykü kitapları ve Elma Çiçeği romanı ve Ayrıca www.edebiyatbahcesi.net sitesinin imtiyaz sahibidir.