Yunanca “agnosia” (bilgisizlik) ve “logos” ( bilim) kelimelerinden türetilen Agnotoloji, bilgisizliğin ne olduğunu, bilgisizliğin nasıl üretildiğini, yayıldığını ve sürdürüldüğünü inceleyen bir bilim dalıdır. Robert Neel Proctor, (Amerikalı bilim tarihçisi ve profesörü) tarafından kavramlaştırılmıştır. Proctor, agnotolojiyi “bilgisizlik bilimi” olarak tanımlamış ve “kasıtlı olarak cehalet yayma konusunun incelenmesi” olarak izah etmiştir.
Agnotolojinin önemi internet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte artmıştır. Yalan yanlış bilgilerin hızla yayılarak bilgi kirliliği yaratması doğru bilgiye ulaşmayı engellemektedir. Sosyal medya gibi platformlar yanlış bilgilerin yayılması için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Bu tür yalan, yanlış bilgilerin nasıl ortaya çıktığını, nasıl yayıldığını ve toplum üzerindeki etkilerini anlamamız agnotoloji sayesinde anlaşılabilir.
Proctor’e göre üç türlü cehalet vardır:
Bilginin yokluğundan türeyen cehalet: Bilinen ve bilinmeyenin fark edilememesi durumu, bilgi üzerine cehalet: Bilinebilen bilginin bilinmemesi, bilinmeyenin bilinmesi durumu ve hatalar, baskılanan veya gizli tutulan bilgiden türeyen cehalet: Tabular, inkârlar, gizlilik ve mahremiyet.
Agnotolojinin örneklerini siyasette, bilimde, ticarette hatta teolojide görmek mümkündür. Seçimleri öncesinde, rakipler, birbirlerinin milliyeti, dini, mezhebi hakkında şüphe oluşturmaya çalışırlar. Rakip durumunu ispatlayana kadar propaganda çalışmalarını sürdürürler.
Proktor’a göre köklü bir cehalet döneminde yaşıyoruz. Bilginin erişilebilir olmasının, doğru bilgiye ulaşılması anlamına gelmediğini söylemektedir. Siyasi ve felsefî konularda insanların bilgisinin çoğu zaman inanca, geleneğe ve en çok propagandaya dayalı olduğunu belirtir. İnsanların anlamakta zorlandığı konularda veya ticarî ya da siyasi nitelikli çıkar grupları kafa karışıklığı oluşturmaya çalıştığında, cehaletin yayılma hızı daha kolay artmaktadır.
Herkes cehaleti yaymak isteyen çıkar gruplarının avı hâline gelebilir. Dikkat edilmelidir. Yanlış algılarımızı düzeltmenin yolu bir bilene danışmaktan geçer.
Günümüzde bazı firmalar ve özellikle iktidarda kalmaya çalışan bazı yozlaşmış siyasiler agnotolojiye başvururlar. Toplumu yanlış yönlendirme uğruna, dizi, reklam, film, belgesel, haber ve eğlence programları üzerinden agnotolojik faaliyetlerini gerçekleştirirler.
Bazı liderler kitlelere yanlış bilgi vermeyi, gerçekleri gizlemeyi, olayları çarpıtmayı ve toplumda, panik, korku, ve kaos, yaratmayı hedeflemişler ve çıkarlarına ters düşen kişileri, topluma kötü olarak lanse etmişlerdir.
Proctor, bazı şirket, kurum ve kuruluşların bir fikri yerleştirmek ya da bir ürünü satmak için, yani siyasi veya ticari bir çıkar elde etmek için kasıtlı olarak kafa karışıklığı yarattığını ve yalan bilgi yaymaya çalıştığını iddia etmiştir.
Cehaletin yaygınlaştırılmasında insanlar, medya ve hükümetlerin işbirliği yaparak çalıştığı bir gerçektir.
Cehalet yayıcı bir de isminin önünde akademik bir unvan koydu mu akademik unvanı kendisinin takipçilerine daha da bir güven hissi verir. Burada izlenen yol herkesin bildiği bir doğru yanına kimsenin bilmediği pek çok yanlışın sıkıştırılmasıdır. Doğru ile yanlışlar harmanlanınca doğru sözler yanlışları da meşrulaştırır.
Cehaletin yayılabilmesi yeterli ve doğru bilgiye sahip olmayan bir kitle ile olur. Bu kitlenin bir şey öğrenmek gibi bir çabası olmaması ve bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya aday olması ve ticari ya da siyasi açıdan nitelikli özel çıkar gruplarının bu kitle üzerinden bir konu hakkında algı yaratma çabasının olması yeterlidir. Agnotolojinin hedefi kimseler, kendilerine verilen hatalı bilgileri yani yemleri yediği için cehalet kolayca yaygınlaşır. Martin Luther King; “Bu dünyada samimi bir cehalet ve vicdanlı bir aptallıktan daha tehlikeli hiçbir şey yoktur” der.