SÜMER TAŞKIRAN

İstanbul Teknik Üniversiteliler Birliği ile Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin (TÜMÖD) ortaklaşa düzenlediği “Korumak Neden Zorlaşıyor? Laiklik ve Cumhuriyet” başlıklı konferans, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Evinde gerçekleştirildi.

Konferansın moderatörlüğünü Tüm Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Hülagü Kaplan üstlendi. Programın konuşmacıları ise Prof. Dr. Gülümser Heper, Emekli Büyükelçi Dr. Ahmet Zeki Bulunç ve Prof. Dr. Tolga Yarman oldu.

"ATATÜRK'Ü TARTIŞMAM AMA DÜŞÜNCESİNİ ANLAMAK İÇİN SORGULARIM"

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Tolga Yarman, laiklik ve cumhuriyet kavramlarını dil, akıl ve özgürlük temelinde değerlendirdi.

Yarman, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Atatürk’e hayranlık duyanlardanım, siyaseten onu tartışmam çünkü O, Cumhuriyet’in simgesidir. Ancak bilimsel olarak tartışmadan özümseyemem. Sorunum Gazi’yle değil, onun bıraktığı yerden bir milim ileri gidemeyen Atatürkçü aydınlarımızla.”

Yarman, “Demokrasi ve laiklik sözcüklerinin hâlâ Türkçeleştirilememesinin bir aydın ayıbı olduğunu” belirterek şunları ekleyerek, “Laiklik, aklın özgürleşmesi demektir. Vicdan özgürlüğü, inanç özgürlüğü ancak akıl özgürlüğüyle mümkündür. Akıl özgür değilse, ne vicdan ne inanç özgürleşir. Bu nedenle akıl, her yerde naklin önünde olmalıdır" ifadelerini kullandı.

"DEĞİŞİMİ REDDETMEK YOBAZLIKTIR"

Konuşmacılardan Prof. Dr. Gülümser Heper ise, laiklik ve toplum yapısı arasındaki ilişkiye dikkat çekerek değişimin toplumsal bir gereklilik olduğunu ifade etti. Heper, “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Bir insan ‘ben değişmiyorum’ diyorsa bilin ki orada yobazlık vardır. Devlet sosyolojiyi etkiler ama sosyoloji de kendi iç dinamikleriyle değişimi dayatır" dedi.

Anadolu’daki kültürel dönüşüme de değinerek, Ahilik kültürünün dinle sosyal yaşamı bir arada tutan en özgün yapı olduğunu belirten Heper, “Anadolu’ya geldiğimizde, dinin sosyal hayata adaptasyonunun yolunu bulduk. Bu sentezin adı Ahiliktir; hem inancı hem toplumsal dayanışmayı koruyan bir kültürdür" şeklinde konuştu.

"LAİKLİK CUMHURİYET'İN ARİTMETİĞİDİR"

TÜMÖD Başkanı Prof. Dr. Hülagü Kaplan da, laikliğin toplumun birleştirici harcı olduğuna vurgu yaparak, “Kurtuluş Savaşı sadece dışa karşı değil, içte de bir mücadeleydi. Laiklik, bu ülkenin dirliğinin ve bekasının temelidir. Mezhepler arasında yapılan kategorileştirmeler toplumu bölücülüğe iter. Laiklik, bu ayrışmayı önleyen en güçlü ilkedir" ifadelerine yer verdi.

Kaplan, laikliği “insanların bir arada üretebilme ve yaşayabilme gücü” olarak tanımladı: “İlerlemenin yakıtı laikliktir. İnsanlar, kendi farklılıklarına hapsolmadan birlikte üretmeli, birlikte yaşamalıdır. Yoksa toplumu aritmetik kategorilere ayırmak, dirliği yok eder.”

"CUMHURİYET LAİKLİKLE VARLIK KAZANDI

Konferansın bir diğer konuşmacısı Emekli Büyükelçi Dr. Ahmet Zeki Bulunç, laiklik ilkesinin Cumhuriyet’in çağdaşlaşma sürecindeki belirleyici rolüne dikkat çekti. Bulunç, “Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, laik hukuk sistemiyle insan haklarını ve özgürlükleri güvence altına aldı. Ancak bugün bu kazanımların tehlike altında olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.

Emekli Büyükelçi Bulunç, kuvvetler ayrılığı ilkesinin zayıflamasına işaret ederek şöyle konuştu. "Yürütme, yasama ve yargı birbirine karışmış durumda. Bu, Cumhuriyet’in özüne aykırıdır. Laiklik olmadan ne demokrasi ne özgürlük yaşatılabilir.”

KAPLAN'DAN ABB'YE ÇAĞRI: Bahriye Üçok’un Heykeli Görünür Hale Getirilmeli

SONSÖZ’e açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hülagü Kaplan, laikliğin simge isimlerinden Bahriye Üçok’u anarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulunarak, “Ankara’nın en anlamlı yontularından biri, Ortadoğulu bir kadın olan Bahriye Üçok’un heykelidir. O kadın ilahiyat okutmuş, laiklik üzerine çalışmış bir bilim insanıdır. 6 Ekim’de kaybettiğimiz Üçok’un heykeli Beşevler’de bulunuyor. Bu yontunun görünür hale getirilmesini ve yanına bir anma plaketi eklenmesini Büyükşehir Belediyesi’nden bekliyoruz" şeklinde çağrıda bulundu.

Fiyat etiketinde yeni dönem
Fiyat etiketinde yeni dönem
İçeriği Görüntüle

Konferansın sonunda katılımcılar, konuşmacılara laiklik, demokrasi ve toplumsal değişim üzerine sorular yöneltti. Tüm konuşmacılar, laikliğin yalnızca bir yönetim ilkesi değil, bir yaşam biçimi olduğuna dikkat çekti.

Muhabir: Haber Merkezi