Avrupa Birliği ile İngiltere arasında Brexit sonrasında gerçekleştirilen ilk zirvede, savunma ve ticaretten eğitime kadar birçok alanda stratejik iş birliği kararı alındı. Brüksel ve Londra'nın küresel güvenlik ve ekonomik istikrarsızlıklar karşısında ortak hareket edeceği mesajı verilirken, İngiltere’nin AB savunma projelerine katılımı da gündeme geldi. Zirve kararlarının, özellikle Avrupa güvenlik politikaları ve ticaret dengeleri açısından yeni bir dönemi başlatacağı belirtiliyor.

Avrupa Birliği (AB) yönetimi, İngiltere ile Brexit'in ardından yapılan ilk zirve toplantısında güvenlik, savunma, ticaret, eğitim gibi konularda stratejik ortaklığa gidilecek yeni bir dönemin başlatıldığını belirterek, Brüksel ve Londra'nın mevcut küresel zorluklarla birlikte mücadele edeceği mesajını verdi.

AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Londra'da yapılan ilk AB-İngiltere Zirvesi'nin ardından ortak basın toplantısında konuştu.

Ab

Costa, zirveyi, "İngiltere ile AB arasındaki ilişkide yeni bir dönem, yenilenen ve güçlenen stratejik ortaklığın başlangıcı." olarak niteledi.

AB ve İngiltere'nin tehdit altındaki küresel düzenin istikrar sağlayıcı iki aktörü olduğunu vurgulayan Costa, "Avrupa'nın güvenliği için temel sorumluluğu birlikte paylaşıyoruz. Bu nedenle Ukrayna'da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barış elde etmek için çabalarımızı birlikte sürdürmeye kararlıyız." diye konuştu.

Costa, yeni ilişkinin kapsamını şöyle tarif etti:

"Savunma konusunda, yeni ortaklığımız daha derin bir işbirliği getirecek. Avrupa'nın NATO'ya katkısını güçlendirecek ve ortak stratejik önceliklere odaklanmamızı keskinleştirecek. Ticaret konusunda, ekonomik istikrara olan bağlılığımızda birleşmiş durumdayız. Her iki taraf, vatandaşlarımız ve küresel ekonomi için refahın lokomotifi olarak serbest ticarete, adil, sürdürülebilir ve açık ticarete inanıyor. Göç konusunda, düzensiz gelişleri azaltmak, menşe ve geçiş ülkeleriyle işbirliğini güçlendirmek için birlikte çalışacağız."

İngiltere ortak tedarike katılacak

Von der Leyen de savunma alanında varılan anlaşmaya değinerek, "Şimdi, bu zirveden sonra, öncelikle güvenlik ve savunma ortaklığımızı kurduk. Bu, İngiltere'nin Avrupa'nın savunma yatırım programına katılımına doğru atılan ilk adım." ifadelerini kullandı.

İngiltere'nin, 2030'a kadar ortak tedarik için AB'nin 150 milyar avroluk krediyi içeren SAFE isimli programına katılabileceğine işaret eden von der Leyen, "Ortak tedarik birleşecek, hazırlığımızı artıracak. Askeri açıdan eksiklerimizi giderecek ve en önemlisi birlikte çalışabilirliğimizi artıracak. Silahlı kuvvetlerimiz birlikte görevlere gittiğinde, elbette savunma sanayimiz için yeni fırsatlar yaratacak. Dediğim gibi, Ukrayna için de daha güçlü, daha koordineli desteğin önünü açacak." tespitinde bulundu.

Von der Leyen, bugün varılan anlaşmaların AB ülkelerinde ve İngiltere'de yaşayan ancak eğitim ve çalışma gibi gerekçelerle seyahat ya da ikamet edecek vatandaşlara da kolaylıklar sağlayacağının altını çizdi.

"Avrupa'yı Düşünmek"
"Avrupa'yı Düşünmek"
İçeriği Görüntüle

AB Komisyonu Başkanı, bugün Londra'dan verilen mesajın, mevcut küresel zorluklarla AB ve İngiltere'nin birlikte mücadele edeceği olduğunu söyledi.

Brexit Süreci: Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden Ayrılık Hikâyesi


Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma süreci olan Brexit, modern Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olarak kayıtlara geçti. 2016 yılında yapılan referandumla başlayan süreç, yıllar süren müzakerelerin ardından 2020’de tamamlandı. Brexit, sadece Birleşik Krallık ile AB ilişkilerini değil, küresel ekonomi ve siyaset dengelerini de etkileyen bir gelişme oldu.

Referandumla Başladı

23 Haziran 2016’da yapılan halk oylamasında, Birleşik Krallık seçmeni %52 oyla AB’den ayrılma yönünde karar verdi. “Leave” (Ayrıl) ve “Remain” (Kal) kampları arasında kıran kırana geçen kampanya sürecinin ardından çıkan sonuç, ülkede ve Avrupa genelinde siyasi sarsıntılara yol açtı.

Resmi Süreç Başladı

2017 yılında Birleşik Krallık hükümeti, Lizbon Antlaşması’nın 50. maddesini devreye sokarak AB’ye ayrılık talebini iletti. Bu adımla birlikte müzakereler resmen başladı. Taraflar, ayrılığın koşullarını ve gelecekteki ilişkilerin temelini belirlemek üzere uzun ve zorlu bir müzakere sürecine girdi.

Zorlu Müzakereler ve Hükümet Krizleri

Brexit süreci, İngiltere iç siyasetinde istikrarsızlıklara neden oldu. Dönemin Başbakanı Theresa May, AB ile vardığı anlaşmayı Parlamento'dan geçiremeyince görevinden ayrıldı. Yerine geçen Boris Johnson, daha katı bir Brexit çizgisi izleyerek yeni bir anlaşma üzerinde uzlaştı.

Ayrılık Gerçekleşti

Birleşik Krallık, 31 Ocak 2020 itibarıyla Avrupa Birliği’nden resmen ayrıldı. Ancak bu tarihten sonra 11 aylık bir geçiş süreci başladı. Taraflar, bu süreçte ticaret, gümrük, güvenlik gibi alanlarda yeni kuralları belirlemek üzere yeniden masaya oturdu.

Yeni Dönemin Anlaşması

Geçiş süreci sonunda taraflar, 24 Aralık 2020’de kapsamlı bir Ticaret ve İşbirliği Anlaşması imzaladı. Böylece taraflar arasında sıfır gümrük vergisi ve kota sistemi uygulanmasına karar verildi. Ancak serbest dolaşım ve tek pazar erişimi gibi AB üyeliği avantajları sona erdi.

Kuzey İrlanda Protokolü Gündemde Kaldı

Brexit’in en karmaşık başlıklarından biri olan Kuzey İrlanda konusu ise özel bir protokolle çözüldü. Protokol, İrlanda ile kara sınırı oluşmaması için Kuzey İrlanda'nın bazı AB kurallarına bağlı kalmasını öngörüyor. Ancak bu uygulama, hâlen siyasi tartışmalara neden olmaya devam ediyor.

Kaynak: AA