Nejat (Taşar) Ağabey aradı,
“ Ankara’dayız!” dedi.
Okulları 15 tatile girmiş, harika çocuklar olan Necat Evren Tosun, Kemal Eren Tosun, Çağla Işıl Atabay, Zeynep Mina Atabay ve Elif İşcan ile geldi, bir Ankara turu yaptık.
Gezdiklerimiz, gezemediklerimizle bir ‘15 tatil turu önerisi’ yazmak gerek diye düşündüm.
Anıtkabir
Ankara’ya gelmişseniz veya burada yaşıyorsanız, listenin bir numarası Anıtkabir’dir.
Hatta sadece 15 tatilde değil, yaz-kış her zaman.
Bugün özgür ve bayrağımız altında yaşıyorsak en başta borçlu olduğumuz Yüce İnsan. Mozolesinin önünden saygıyla geçmek, müzeyi zamanınıza göre turlamak… Ne kadar zamanınız varsa o kadar kalabileceğiniz bir mekân…

Bizim çocuklardan harika bir pozla ‘15 tatilde Anıtkabir hatırası’
Vakıf Eserleri Müzesi
Önündeki İller Bankası yıkılınca (Türk mimarın uluslararası yarışmada birince gelerek yaptığı bir yapıydı, yıkılmamalıydı) iyice görünür olan müze, Ankara’nın az bilinen ama harika müzelerindendir.
Biz yaptık, isteklisine iki öneri!
* Müze gezinizin anlamlı olması için merdiven duvarlarındaki motiflere bakmayı, okumayı ve onları halılar üzerinde keşfetmek.
* Girişteki halının hikayesini dinlemek! İşte bağlantısı:
https://www.youtube.com/watch?v=qDdWC_CjhLg

Vakıf Eserleri Müzesi’ndeyiz… Sanat Tarihçisi Seher Aykan yoktu ama müze görevlileri yardımlarını esirgemediler.
Etnografya Müzesi
Atatürk’ün geçici istirahatgâhı. Ulu Önder 15 yıl burada kaldı. Müze’nin kapısında Anıtkabir’i de gören bir manzara, birinden diğerine, iki istirahatgâhını da bir kareye koymak açısından heyecan verici. İçeride ahşap, el yazma, porselen veya çini de birbirinden değerli objeler ziyaretçileri bekliyor.
Bahçedeki harika Atatürk Anıtı da ihmal etmemek gerek. Peter Canonica imzalıdır ve Ankara’nın ilk anıtı olma özelliği vardır.

Etnografya Müzesi’ndeyiz… Fotoğrafta yok ama bize müzeyle ilgili değerli bilgiler veren Müze’nin yeni müdürü Veysi Gün’e bir de bu satırlardan teşekkür ederiz.
Resim Heykel Müzesi
Müze’nin zengin koleksiyonu son düzenlemeyle azaltılmış olarak ziyaretçilerle buluşturuluyor olsa da Türk resim sanatının ilk örneklerinden günümüz sanatçılarının eserlerine uzanan eşsiz koleksiyon müze gezisini her zaman cazip kılıyor.
Müzenin hemen önünde, buradaki iki müzenin de mimarı olan Arif Hikmet Koyunoğlu’nun memleketteki tek büstü bulunuyor. Yokluklar içinde bu iki anıtsal eseri kazandıran mimarımızı da selamlamadan geçmemek gerek.
Unutmadan! Bahçedeki Atatürk Anıtı’nın Feyhaman Duran imzalı tablosu da müzede görülebilir.
1. Meclis
İlk meclis bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak ziyaretlere açık.
Millî Mücadele’nin en sıcak 4 yılının Meclisi, 40 metrelik koridoruyla sizi karşılar. Duvarlarında tablolar, aralarında açılan kapıların ardında bir milletin varoluş mücadelesinin tanığı odalar…
Top seslerinin duyulduğu, Meclis’in Kayseri’ye taşınması tartışıldığı o zorlu günlerde Diyap Ağa’nın kürsüye çıkıp,
“Buraya kaçmaya mı, dövüşerek ölmeye mi geldik?” diye haykırdığı Genel Kurul Salonu burası. Bu canlandırma yapılmalı diye yazdım, çizdim yapılmadı ama umudumu yitirmedim, bir gün bu canlandırma burada yapılacak – eminim.
23 Nisan, 30 Ağustos veya 29 Ekim burada yaşandı. Bir anlamda bayramların mekânı!

Kurtuluş Savaşı Müzesi Müdürü Fatma H. Un, Müze’nin çalışkan müdürü. Yoğun mesaisi arasında Genel Kurul Salonu’nda bize harika bilgiler verdi, günün anısında yer aldı. Kemal Eren ise içine Atatürk tişörtü giymiş, üstünü çıkarttı, ‘Mustafa Kemal’in askeri’ pozu verdi.
2. Meclis
İlk Meclis ile arasında bir bina (tarihi Sayıştay binası) var. Karşısında Cumhuriyet balolarının mekânı Ankara Palas. Bugünkü meclise geçilene dek meclis olarak kullanılan yapı. Burası da devrimlerin mekânı…
Cumhurbaşkanı Atatürk’ün 6 gün boyunca Nutuk’u okuduğu yer de burası. Önceden kürsüde Atatürk, sıralarda bakanlar ve milletvekilleri otururken, tam o anı gösteren balmumu heykeller vardı. ‘Eskidiler’ dendi kaldırıldı, benim gibi ‘yenilenecekler’ diye düşünenler yanıldı. Neyse ki locaya ‘Meclis görüşmeleri dinleyen Atatürk’ heykeli geldi. Genel kurul salonuna girdiğinizde hemen dikkatinizi çekecektir…
İlk iki meclisin gezilmesi durumunda Meclis’in açılışından itibaren ilk 40 yıla şahitlik etmek söz konusu.

Nejat Ağabey ile 2. Meclis (Cumhuriyet Müzesi) hatırası…
İstasyon
İstasyon, başka bir tarih yürüyüşü alanı. Türk Hava Kurumu Müzesi, bahçesinde uçaklar ve Paraşüt Kulesi ile harika bir gezi mekânı.
Arkasına yapılan devasa hızlı tren istasyonu ile siluetini kaybeden ama değerini hiçbir zaman yitirmeyecek Tarihi Ankara Garı ve hemen yanı başındaki Direksiyon Binası. Bir de Atatürk’ün yurt gezilerinde bindiği, kompartımanında kahve içtiği vagonu. Vagondaki masa sağlığında kahve fincanını vefatında naaşını taşıdı…
Direksiyon Binası, Mustafa Kemal Paşa’nın Eski Ziraat Mektebi’nden sonra, Çankaya’daki bağ evinden önceki karargâh ve evidir. Alt katı demiryollarına, üst katı tarihi önemine uygun olarak Atatürk dönemine ayrılmıştır. Ankara’nın gezilmesi gereken müzelerinde en üst sıralarda yer almayı hak eden mekanlar arasındadır.
Gar’ın önünde iki Metin Yurdanur heykeli de bu güzergahın önemli öğreleri arasında sayılmalıdır. Biri Miras heykeli. Yurdanur’un Ankara’daki ilk anıtlarından biridir ve Nasrettin Hoca’yı, Kimera’ya eşeğine biner gibi, ters bindirdiği heykeldir. Anadolu’nun zengin tarihini bir çırpıda yaşatır.
Yurdanur’un diğer anıtı, Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısının kurbanlarını anmak için yapılmış, Annelerin Çığlığı Anıtı’dır.
Kale
Biz, bir günün yarısı kadar zamanda bir kısmını gezebildik. Tatil için yapılacak planlarda, bir de Kale’nin düşünülmesinde yarar var.
Başta Anadolu Medeniyetleri Müzesi olmak üzere müzeleri, saati, kapısı, meydanı, dar sokakları, tarihi yapıları, galeriler-işlikleriyle sanat-zanaat mekanları, yenilenen 250 kadar evi, başlı başına bir yürüyüş rotası olan surları… Ankara Kalesi, çıkan sokakları ve sur içindeki cıvıl cıvıl yaşamıyla, başlı başına bir gezi rotası.
Ankara, Ankara, Güzel Ankara!
Frigler, Hititler veya Roma’dan eserleriyle, Selçuklu ve Osmanlı’dan da izlerle, üstüne 80 müzesiyle…
Konu Millî Mücadele ve Cumhuriyet olunca zaten rakipsiz Ankara…
Ankara… Müzesi, sanatçısı veya çiçekleriyle; yazmaya, anlatmaya, gezmeye veya son zamanlarda videolarını da yayınlamaya doyamadığım Ankara!
15 tatilde ve aslında diğer tüm zamanlarda, Cennet Vatanın hemen her köşesi gibi ama burası bir başkente yakışır zenginlikte, kucağını açmış, değerini bilecekleri bekliyor!
O halde şimdi ‘Ankara, Ankara, Güzel Ankara!’ dinleme zamanı!