Yaklaşık bir yılı geçtiği halde emeğiyle geçinenlere bir çare bulunamadı. İşsizlik toplumun her kesimini vururken bir kesim var ki onlar hiç konuşulmuyor. Güvencesiz ve gündelikçi çalışanlar.
Yaklaşık bir yılı geçtiği halde emeğiyle geçinenlere bir çare bulunamadı. İşsizlik toplumun her kesimini vururken bir kesim var ki onlar hiç konuşulmuyor. Güvencesiz ve gündelikçi çalışanlar.
TÜİK, mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2021 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 1,08, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 3,71, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 16,19 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 13,18 artış gerçekleşti.
12 Nisan 2021 tarihinde açıklanan işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı 2021 mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı Şubat ayında yüzde 13,4 oldu.
Bir tarafta işsizlik, bir tarafta hayat pahalılığı. Bu durum gösteriyor ki emeğiyle çalışanların sorunu sadece işsizlik ya da sadece hayat pahalılığından kaynaklanmıyor. Çift taraflı bir mengene gibi, iki taraftan sıkıştırdıkça önce hissi, sonra sızlanması ve acıyı hissetmeyen bir varlığa dönmesi gittikçe yaklaşıyor.
Toplumun orta sınıfı ve bel kemiği olarak nitelendirilen orta sınıf ne durumda. Yaklaşık bir milyon üç yüz bin esnaf geçen yıldan bu yana bir aç, bir kapa elektrik düğmesine döndü. Elindeki avcundaki sermayeyi bitirdi ya da bitirmek üzere gün sayıyor. Destek olarak vat edilen tutarlar bunların yaralarına mehlem olmayı bırakın en küçük bir yumuşatmaya bile yetmedi.
Kira, elektrik, almış olduğu ve bozulan malzemelerin borçlarını bile ödeyemediler. Esnafa verilen destekler hayatlarını sürdürmek yerine borç batağına sürüklenmekten öteye geçmedi. Bankalardan can suyu desteği diye verilen krediler, normal hayata geçilemediği için ödenmez hale geldiler. Can suyu, yavaş yavaş can çekiştiren vücutta döküntü ve egzama oluşturan sonunda da eks (ex)olacak bir zehirli ilaca döndü.
Bir de tabi ki her kötü gidişten kendilerine iyi bir fırsat çıktı diye el ovuşturan bir kesim var. Bu kesim milli gelirden en fazla pay alan kesim. Basına yansıyanlardan okuduklarımıza göre Türkiye’de zenginliğine zenginlik katan ve yeni milyarder olanların sayısının artması.
Türkiye ekonomisi küçülürken, zenginlerin servetinin ve sayısının arttığı. Covid-19 salgınında Türkiye’deki dolar milyarderlerinin serveti 127 milyar TL arttı. Bu artış dolar bazında yüzde 39’a denk düşüyor. Türkiye’deki dolar milyarderi sayısı da bir yıl içinde 23’ten 26’ya çıktı.
Bu kadar toplumsal çelişkilerin arttığı, zenginin daha zengin olduğu fakirin ise daha da fakirleştiği bir ülke karşımıza çıkmaktadır.
Gündemimizde pandeminin istihdam üzerindeki etkilerine ilişkin haberlerin çoğu, işten çıkarmalara çalışanlara ve esnafın finansal sorunlarının ortaya çıkardığı sonuçlara odaklanıyor. Resmen işten çıkarılmış olmayan ancak sözleşmeleri yenilenmeyen, çalışma süreleri sıfıra inen veya bağlı olduğu istihdam kurumundan “şu anda iş kalmadı veya ev işçisi, gündelikçi olarak çalışıp iş bulamayan, sürekli maalesef denilen” çalışanların başına ne geldiği veya geleceği hakkında daha az tartışma var.
Ülkemizde bir çalışan, işsizlik sigortası veya ücretli izin gibi diğer kritik korumaların kapsamında olmayabiliyor. Bu kesim, bir gelire de sahip değil. Belki sosyal desteklerden de yoksun.
DİSK-AR’ın Şubat 2021 raporuna göre, İşgücüne dâhil olmama nedenleri kategorisinde yer alan ve son dönemlerde artış eğiliminde olan ümitsiz işsizler ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanların (diğer) sayısı Covid-19 nedeniyle artmaya devam ediyor. Son bir yılda ümitsiz işsizlerin sayısı 959 bin kişi artarak 1 milyon 674 bine ulaştı. İş aramayıp çalışmaya hazır olanların toplamı ise 3 milyon 158 bine yükseldi.
Ümitsizlik toplumda yaygınlaşırken, güvencesiz ve gündelikçi olarak çalışanlara acil çözüm üretilmelidir. Hiçbir önlem almadan toplumun kapanmasının kararını almak hastane yerine evlerde can çekişen insanların çoğalmasına neden olacaktır. Devlet hiçbir destek programı ortaya koymadan tam kapanma yapması insanların kara kara düşünmesine neden olmaktadır.
Çaresiz kalana, işinden gücünden ayrılana derdine dert katana bu kapanmadan payına hüsran ve yoksunluk düşmektedir ustam.