EBRU APALAK
Ankara Kent Konseyi Afet Yönetimi Çalışma Grubu, 3 Şubat’ta “Olası Bir Depreme Hazır mıyız?” başlıklı bir program düzenledi. Uzmanlar, Türkiye’nin deprem gerçeğine dikkat çekerek afet yönetimi, risk azaltma çalışmaları ve çözüm önerilerini enine boyuna tartıştı. Deprem bilimciler, afet yönetimi uzmanları ve sivil toplum örgütlerinin katıldığı programda, yerel yönetimlerin rolü, merkezi hükümetle iş birliği ve afetlere karşı hazırlıklı olmanın önemi vurgulandı.
“ANKARA’NIN ÖRNEK BİR SORUMLULUĞU VAR”
İki oturumdan oluşan programda ilk konuşmayı ABB Afet İşleri Dairesi Başkanı Özkan Erel yaptı. Erel, Ankara Büyükşehir’in afet yönetimiyle ilgili çalışma ve hedeflerini aktardı. Afet Müdahale Planı hazırladıklarını, Mobil Afet Koordinasyon Merkezi’ni yaşama geçireceklerini ve başkenti afet kampüsüne dönüştüreceklerini söyledi. “Başkent Ankara’nın, afetlere karşı hazırlıklı olması konusunda örnek bir sorumluluğu bulunuyor.” diyen Erel, afet öncesi, sırası ve sonrası için çalıştıklarını belirtti.
“AFET VEYA DEPREM RİSKLERİMİZİ AZALTMAK İÇİN NE TÜR ÇALIŞMALAR YAPTIK?”
Erel’in ardından, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan konuştu. Alan, “Bu kadar büyük bir yıkımdan sonra gerçekten olası bir depreme hazır mıyız? Afet ve deprem risklerimizi azaltmak için ne tür çalışmalar yaptık?” diye sordu.
JEOLOJİ MÜHENDİSİ DR. ŞEVKİN: “AFET, ACİL DURUM VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI KURULMALI”
CHP Adana Milletvekili, Jeoloji Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin ise, deprem riskine yönelik çözüm önerilerini paylaştı. 6 Şubat depreminden sonra hükümetin Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurmamasını eleştirdi. Deprem Araştırma Komisyonu'nda bulunan Şevkin, 1959’da yürürlüğe giren ve “İmar Kanunu” olarak bilinen yasanın değiştirilmesi, anayasada afet tanımının yapılması gerektiğini ifade etti.
“OTUZ YIL BOYUNCA SAĞLAM BİNALAR YAPMAK İÇİN SİZİNLE BERABERİM”
Japon Yüksek Mimar ve Deprem Bilimci Yoshinori Moriwaki de programa katıldı. Katılımcılara 'Depreme hazır mısınız?' diye soran Moriwaki, Türkiye’de 81 ilden 52’sinin deprem bölgesinde olduğunu vurguladı. Yüz yaşına kadar yaşamayı hedefleyen 70 yaşındaki Moriwaki, “Otuz yıl boyunca sağlam binalar yapmak için sizinle beraberim.” dedi.
MANSUR YAVAŞ: “BİR AFET ESNASINDA 30 BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK ORAYA YENİ BİR BELEDİYE KURACAK GÜÇTEYİZ”
Programda konuşan Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ise, Ankara’nın deprem bölgesinde olmamasına karşın olası büyük bir depreme karşı belediye olarak önlem aldıklarını bildirdi. Türkiye’de afet yönetiminde sistematik eksiklikler olduğunu belirterek, bilimsel yaklaşımın ön planda tutulması gerektiğini vurguladı.
6 Şubat depremlerinde afet yönetimi konusunda yaşanan aksaklıkların, “devletin krizlere hazırlıklı olmadığını gösterdiğini” söyledi. Yavaş, depreme dirençli kentlerin oluşturulmasının zihniyet değişikliğine bağlı olduğuna dikkat çekti. Afet sürecinde siyasi kaygılar yerine insan hayatının öncelikli olması gerektiğini belirten Yavaş, ABB’nin olası İstanbul depremi için şimdiden hazırlık yaptığını kaydetti. Afetlere müdahale edebilmek için gerekli ekipmanları hazır tuttuklarını ve araçların iki saat içinde yola çıkabilecek durumda olduğunu açıkladı. Otuz büyükşehir belediyesinin koordineli bir şekilde çalışmasının önemini vurgulayan Yavaş, şu ifadeleri kullandı:
“Büyükşehir Kanunu çıktığından beri kamuda hemen hemen hiçbir kurumun aracı yok. Bir afet esnasında, 30 büyükşehir belediyesi olarak büyük bir ekipman gücüyle oraya yeni bir belediye kuracak kapasiteye sahibiz. Ayırmak, kıskanmak, bunu siyaset konusu yapmak yerine, şimdiden 30 büyükşehir belediyesini bütün illere bölerek, talimat almadan afet bölgelerine ulaşmalarını sağlamak çok zor değil. İtfaiyemiz ve kendi birimlerimizle birlikte, STK’larla yan yana gelerek olası İstanbul depremine karşı neler yapabileceğimizin projeksiyonunu şimdiden hazırlamamız lâzım. Afete müdahale edecek bir alan oluşturduk, iki saat içerisinde yola çıkabilecek şekilde araçlarımız hazır. Deprem olursa, hazır bir şekilde bekliyoruz.”
Başkan Yavaş, yerel yönetimlerin afetlere müdahale kapasitesinin artırılması gerektiğini kaydetti. Merkezi hükümetin belediyelerle iş birliği yaparak afet yönetimini “siyaset üstü bir konu” olarak ele alması gerektiğini belirtti.
DEPREM BİLİMCİ OKAN TÜYSÜZ: “ANKARA’NIN DEPREM RİSKİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
Başkan Yavaş’tan sonra Deprem Bilimci Prof. Dr. Okan Tüysüz de bir sunum yaptı. Prof. Tüysüz, afet yönetiminin sadece kriz anında değil, zarar azaltma ve hazırlık aşamalarında da büyük önem taşıdığını vurguladı. Ankara'nın uzun yıllar deprem açısından tehlikesiz kabul edildiğini, ancak yeni haritalarda çevresindeki aktif fay hatları nedeniyle riskli bir konumda olduğunun görüldüğünü belirtti.
Tüysüz, başkentin deprem riskine dair şunları söyledi: “Ankara'nın deprem tehlikesinin sanılanın aksine daha yüksek olduğu, deprem tehlike haritasına yansımış durumda. Bu gerçeği içselleştirmemiz, kabul etmemiz gerekmektedir. Biz sadece şu anda depremi konuşuyoruz ama maalesef Ankaramız diğer afetler açısından da risk altında.”
Afet farkındalık eğitimlerinin önemine değinen Tüysüz, belediyelerin afet yönetimi konusundaki sorumluluklarını arttırması gerektiğini ifade etti. Eğitimlerin planlı ve stratejik bir çerçevede yürütülmesinin başarıyı artıracağını belirtti.
ABB İTFAİYE DAİRESİ BAŞKANI ÇERİ: “BİZ BİZE KALDIK”
ABB İtfaiye Dairesi Başkanı Ali Levent Çeri ise, programın ikinci oturumunda konuştu. Çeri, afet yönetimi ve arama kurtarma çalışmalarında eksikliklere dikkat çekerek, yetkililerin sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi. Çeri, “Biz bize kaldık arkadaşlar. STK'lar, arama kurtarma ekipleri, işini iyi yapan mimarlar, mühendisler biz bize kaldık. Enkazda da aynen böyle oluyor” diyerek, afet sonrası müdahale süreçlerinde ekiplerin yalnız bırakıldığını vurguladı. Arama kurtarma çalışmalarında bilimden uzaklaşıldığını ve yanlış kararlar alındığını belirten Çeri, ihmaller nedeniyle itfaiyecilerin büyük trajedilerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Çeri, Ankara Büyükşehir’in afetlere hazırlık konusunda önemli adımlar attığını belirterek, Mansur Yavaş’ın desteğiyle itfaiyeci sayısının arttırıldığını ve tam donanımlı ekipman alımlarının sürdüğünü söyledi. “Yedi yüz olan itfaiyeci sayısını 1300’e çıkardık, 300 kişi daha ekleniyor. Arama kurtarma ekipleri olarak biz hazırız, ama en son bizim hazır olmamız gerekirdi” diyen Çeri, yetkililerin afetlere karşı yeterince hazırlıklı olmadığını vurguladı. “Keşke bizi sadece kedi kurtaran bir teşkilat olarak bilseydiniz” sözleriyle duygularını dile getiren Çeri, sahada trajedilerle yüzleşen tüm arama kurtarma ekiplerine teşekkür etti.