Sınavlar yaklaştıkça birçok çocuğun iç dünyasında görülmeyen fırtınalar kopar.
Sessizce odasında test çözen, gece yarısı uykusundan uyanan ya da neşesi yavaş yavaş solan o çocukların ortak bir duygusu vardır: kaygı.
Sınav kaygısı, çoğu zaman başarısızlık korkusundan çok daha derin bir yerden beslenir.
‘Ya yapamazsam’, ‘Ya annem-babam üzülürse’, ‘Ya sınıfta en kötü ben olursam’ gibi sorular çocuğun zihnini meşgul ederken, beden de şuna eşlik eder: çarpıntı, mide bulantısı, odaklanma sorunları...
Oysa kaygı sanılanın aksine zayıflık değil sorumluluk duygusunun doğal bir parçasıdır.
Çocuklar da umursamadıkları için değil çok önemsedikleri için kaygılanırlar.
Ancak asıl mesele yalnızca kaygı değil bu kaygıya neden olan düzen sistemdir.
Eğitim sistemi yıllardır çocukları bir yarış pistinde yarıştırıyor.
Herkesin aynı hızda, aynı şekilde koşması bekleniyor.
Oysa her çocuğun öğrenme biçimi, gelişim süresi, ilgi ve yeteneği farklıdır.
Buna rağmen bir sınavla yüz binlerce öğrenciye başarılı-başarısız etiketi yapıştırılır.
Bu ölçüm şekli yalnızca adil olmamakla kalmıyor, aynı zamanda çocukların kendilik algısını zedeliyor, özgüvenini sarsıyor.
Çocuk sınav sonucunu yalnızca bir sonuç olarak değil karakterinin ve geleceğinin mutlak belirleyicisi olarak algılamaya başlıyor.
İşte kaygının en derin kaynağı da burada yatmaktadır.
Ebeveynlere bu noktada büyük sorumluluk düşmektedir.
Çocuğun aldığı nottan çok, gösterdiği emeğe ve duygusal sürecine odaklanmak gerekir.
Sınav sonucuna göre sevilen ya da eleştirilen bir çocuk, zamanla sevgiyi hak etmek için sürekli ‘başarılı olmak’ zorunda hisseder.
Oysa ihtiyaç duyduğu şey, koşulsuz bir destek ve güven duygusudur.
‘Yanındayım, sınavdan bağımsız olarak senin kıymetini biliyorum’ cümlesi, bir çocuğun zihnindeki endişe duyduğu gürültüyü susturabilir.
Çocuklara da şunu hatırlatmak gerekir: Bu sınav önemli olabilir ama belirleyici değil.
Hayat tek bir sınavdan ibaret de değildir.
Başarısızlık her zaman kötü bir son değil bazen de yeni yolların başlangıcıdır.
Sınav hayati gibi görünse de potansiyelinin farkında olması gerektiğine inanmalı...
Sınav mı Gölgesi mi Daha Büyük?
Sera Aydaş
Yorumlar (1)