Yazar, Siyasetçi, Kadın Hakları Savunucusu, Aktivist olarak yaşamını Ankara’da sürdüren Yaşar Seyman’ın gezip, görüp yaşadıktan sonra izlenimlerini bilinç imbiğinden süzerek bizlere aktardığı bir kitap. 

Kitabın arka kapağında: 

“Dünya bir kitapsa bu kitabı okumadan bu dünyadan geçme!”

Kentler sadece binalardan, caddelerden ibaret değildir. Her kentin bir kimliği, ruhu, kalbi vardır. Kentlerin kalbi, o kentlerde yaşayan, sokaklarında yürüyen, çalışan, emek veren, gerektiğinde isyan eden, direnen insanları ve eserleriyle o kentin nabzı olan şairleri, yazarları, sanatçılarıdır.

Yaşar Seyman, kentlerin nabzına kulak veriyor. Âşıklardan, ozanlardan devşirip kalemine taşıdığı özgün üslubuyla “bizim eller” dediği Anadolu’dan başlayıp beş kıtadan onlarca kentin kalp atışını, kokusunu, rüzgârını alıp getiriyor sayfalara. Erzincan’dan, Ankara sokaklarına, “Tanrılar Dağı” Nemrut’tan İzmir’de işçi kadın Rukiye’ye, Zonguldak maden işçilerinden Güney Afrika’da Mandela’ya, Hakkâri’deki “Dengbêj çiçeği” Asmin’den Arjantin’de Mercedes Sosa’ya, Goethe’nin kenti Frankfurt’tan Hintli kadınların renkli Sari’lerine uzanan; emeğin, kadın mücadelesinin, kitapların, şiirlerin, şarkıların izinde, Can Ersal'ın renkli desenleri eşliğinde dolu dolu bir yolculuğa çıkıyoruz.” Diyor.

Seyman’ın izlenimleriyle kentleri gezerken kentlerden ayrılmak istemiyorsunuz. Hangi özelliklerinden ve güzelliklerinden daha söz edecek diye merakla kitabın sayfalarını nefessiz çeviriyorsun.  Her çevirdiğiniz sayfada; sokaklarıyla, sanatçılarının yaşadığı evlerin müzeye dönüştürülmüş haliyle, tarihi, çağdaş yapılarıyla ve her kentin kendine has kültürel yapısıyla karşınıza çıkıyor.

Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde şehirlerin kalbine girerken ya da şehirler kalbinize hafızanıza girerken başka bir dünyada seyre dalıyorsunuz. 

 İstanbul’dan Van’a, Ankara’dan İzmir’e, Hacı Bektaş’tan Konya’ya, Adıyaman’dan Diyarbakır’a, Arjantin, Frankfurt, Hindistan, Pakistan, Kanada, Venedik ve dünyanın pek çok şehrinden izlenimlerini bir gezgin titizliğiyle taşıyor kitabına. Ama sıradan bir gezgin olarak değil, o şehrin kadınlarını, şairlerini, ozanlarını, yazarlarını, sanatçılarını, bina, sokak, doğa bütün güzelliklerini gözlemleriyle ve bilinciyle öne çıkararak devam ediyor gezmeye ve kitabına aktarmaya.

Bazı kitaplar vardır okuduğunuzda iyi ki almışım okumuşum dersiniz. Okumamış olduğunuzu varsayarak eksikliğini hissetmenizin acısını, telaşını yaşarsınız. Eğer kentleri ve kültürlerini merak ediyorsanız mutlaka okumanız gereken bir kitap KENTLERİN KALBİ. 

“Ah Bizim Eller!

Türkiye’yi yazmak bir deli sevda, bir dinmez fırtına, sönmeyen bir yangın sanki. Kimi kalem kentleri kadınlarla, kimi kalem kentleri erkeklerle anlatır. Ülkemi gezdikçe, gördükçe bazen koca bir kent, bir nehir, bir ağaç, bir şair, bir kadın, bir erkek, bir çocuk, bir deniz, bir dağ çiçeği, bir günbatımı, bir yasak sevda öyküsü kalemimde ışıldar.”

Her birimiz için doğduğumuz topraklarımız; köyümüz, kasabamız, ilimiz ve ülkemiz çok değerlidir. Seyman, köyüyle söyleşirken bir yerde şöyle diyor:

“Erzincan’ım,  Beni anla, benim kusurum yok ki! Beni altı yaşımda Ankara’ya göçen ailem senden koparmış. Doğduğum kenti türkülerde, öykülerde, masallarda, yemeklerde, el işlerinde tanıyorum. 1974 yılında sana geldik. Daha sana ısınmadan Kıbrıs çıkarması oldu ve savaş paniğiyle apar topar, Ankara’ya döndük. İnan suçlu ben değilim. Masum eğitim göçü bizi birbirimizden ayırdı. Sonra da toplumsal olaylar.

Koca Erzincan’da adresimiz sadece dedemin mezarı…

 Dedemin mezarında Yunus Emre’nin dediği gibi; “Biz dünyadan gider olduk / Kalanlara selam olsun!” 

 Doğduğu yerden söz ederken özlemi ve duyguları öylesine derin ve etkileyici ki gözlerinizin yaşarmaması olası değil. 

Yaşar Seyman’ın biyografisini okuduğunuzda, KENTLERİN KALBİ kitabını bu kadar anlatmamın nedenini anlayacaksınız. Seyman’ın, mücadeleyle, başarılarla, dolayısıyla da ödüllerle dolu bir yaşam geçmişi var.

YAŞAR SEYMAN:

Banka-Finans ve Sigorta İşçileri Sendikası-BASİSEN Ankara ve İç Anadolu Bölge Başkanı. Türk-İş ve BASİSEN adına uluslararası dünya kongrelerine katılarak; işçilerin ve çalışan kadınların sesi olmayı sürdürüyor.

 23 Nisan 2007’de 17 milyon üyeli Uluslararası Sendikalar Ağı – Global Union (UNI) tarafından Avrupa’nın Başarılı Kadın Sendikacısı seçildi. Ödülünü Atina’da aldı.

Sendikal mücadelesini siyasete taşıyan Seyman, 1998 yılında CHP Parti Meclisi Üyesi, 1999-2000 yıllarında CHP’nin ilk kadın Genel Başkan Yardımcısı oldu. CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı ile aktif sendikacılığı birlikte sürdürdü.

Milliyet ve Cumhuriyet’te yazıları yayımlandı. BirGün ve Yurt gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 

İlk kitabı Altındağ Hüznün Coşkusu ile 1986 Akademi Kitabevi araştırma inceleme ödülü aldı.

Aynı kitap 1993’te oyunlaştırılarak Devlet Tiyatrolarında sahnelendi. 

1993 – 2005’te müzikal olarak, Ankara, Bursa, Antalya ve Van Devlet Tiyatrosu’nda sahnelendi.

Hüznün Coşkusu oyunu 1993 Sanat Kurumu’nca övgüye değer yazar ödülünü ve 1995 Kültür Bakanlığı Özel Ödülünü aldı.

1998’de Sabah gazetesinin düzenlediği Cumhuriyet’in 75. Yıldönümü nedeniyle 75 kadından biri seçildi.

Metin yazarı olduğu “Kadının Türküsü” dünya kadın belgeseli müzikal olarak 3 Nisan2004’te Almanya’da Türkçe-Almanca sunuldu.

13 Nisan 2007’de Çağdaş Gazeteciler Derneği makale ödülünü aldı.

26 Eylül 2017’de 85. Dil Bayramı Onur Ödülünü aldı.

19 Mayıs 2019’da Cumhuriyet’in Yüzünü Güldüren 100 kadından biri seçildi.

23 Ağustos 2021’de 28. Hacı Bektaşi Veli Dostluk ve Barış ödülü verildi.

31 Temmuz 2022 Burhaniye Kitap Günleri Onur Yazarı yapıldı.

Onlarca kitapta portre olarak ve makaleleri ile yer alan yazarın basılı 10 kitabı var.

Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği PEN üyesi.

Avrupa Sanatçılar Derneği-SANDER’in Başkanlığını yaptı.

2019 – 2021 yıllarında Birleşmiş Milletler (UNDP)’Kadına Yönelik Şiddet Projesi’nde uzman olarak çalıştı.

PEN Ankara temsilcisi.

Yangın Yeriydi Yurdum kitabı Aviana Bourgas Bulgaria yayınevi tarafından Bulgarca’ya çevrildi.

Benazir kitabı Jumhoori Publications yayınevi tarafından İngilizce ve Urduca’ya çevrildi.

Yazar, Siyasetçi, Kadın Hakları Savunucusu, Aktivist olarak yaşamını Ankara’da sürdürüyor.